Söz bilirsen söz söyle.. Söz bilmezsen sükût eyle..

Söz bilirsen söz söyle.. Söz bilmezsen sükût eyle..

Çift kupalı şampiyon Beşiktaş, siyah-beyazlı renklere gönül veren taraftarlarıyla ülkemizin her köşesinde kucaklaşmaya devam ediyor.. Hakları elbette..
Hem ligi, hem de Türkiye Kupasını kazandılar.. Ve de hiçbir şaibe filan da olmadan!.. Analarının ak sütü gibi helâl şampiyonluklara imza attı Beşiktaşlı futbolcular!..
Ancak, bu etkinliklerde de bazı hallerde ölçü kaçıyor.. İnsanlar, başkan olsun, yönetici olsun, bilip bilmeden konuşuyor..
Söz ağızdan çıktığında geri dönmüyor çünkü!.. Fazla araştırmayan ve de okumayan bir toplum olduğumuzdan, sık sık rastlanılıyor bu tür sahnelere..
Bu etkinliklerin çoğuna da maalesef alkol egemen oluyor..
Bu alkol de öyle anasının gözü bir şey ki, şişede durduğu gibi durmuyor!.. Kafayı bulan anlatıyor.. Hele de matiz noktasına gelindiğinde ise insan aklına ne geldiyse söylüyor..
Neyse uzatmayalım, Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören, bazı yöneticilerle beraber Beşiktaşlı taraftarların organize ettiği şampiyonluk kutlamasına katılmak üzere Muğla’nın Fethiye İlçesi’ne gidiyor.. Bu vesileyle Ece Saray Otel’i tarihi bir güne ev sahipliği yapıyor..
Başkan Demirören eşiyle birlikte tekneyle geliyor davete..
Gecede koyu Beşiktaş taraftarı olan Gökhan Tepe de sahne alarak konser veriyor vs..
Protokol konuşmaları filân derken, günün anlam ve ehemmiyetine binaen sahneye Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören çıkıyor..
Ve başlıyor anlatmaya..
Bu sezon yakalanan başarının yapılan transferle değil, oynanan oyunla elde edildiğini açıklıyor başkan!.. Ardından son derece anlamsız ve lüzumsuz bir cümle kuruyor ki, bunu sıradan bir kişi bile söylemez!..
“Başarı tek başına gelmiyor.. Şampiyonluk ekip çalışmasıdır.. Büyüklerimizin bir lafı var, kimse tek başına peygamber olamaz!..” diyor, Beşiktaş’ın sayın Başkanı..
Ardından da ilave ediyor; “Bu ekibin en büyük mühim taşlarından biri, benim yönetim kurulum ve takımım.. En önemli taşlardan biri de hocamız.. Şampiyonluklar transferle olmuyor.. Kupa, sahada kazanılıyor.. Beşiktaş da onuruyla mücadele ederek bu seneki kupayı aldı.. İnşallah üçler, dörtler, beşler de gelecek.. Bu camianın önü açık ve öyle büyük bir camiayız ki biz, sizlerle her türlü zorluğu da aşacağımıza inanıyorum” falan filân!..
Evet değerli okuyucularım; Beşiktaş için herkesin malûmudur ya, “Sultan Abdülhamid’in kurdurduğu takım” derler.. Doğrudur da!..
Ömrü müddetince dini mübinin payidar olabilmesi için mücadele vermiş, Allah ve Peygamber aşığı Cennetmekân Abdülhamid Han’ın Beşiktaş Kulübü’nün kurulmasında izni vardır..
Ama gelin görün ki, şu anda Beşiktaş başkanlığı yapan kişinin peygamberler hakkında ve o büyük zatların hangi pozisyonda ve ne için görevlendirildikleri noktasında, zerre miskal bilgisi yok!..
Hadi diyelim, Yıldırım Demirören henüz 40’lı yaşlarda ve el bebek gül bebek büyüdüğü için de belki din işlerine kafa yormaya vakit bulamamış olabilir, ama babası Erdoğan Demirören...
İstanbul kaldırımı çiğnemiş... Yaşı da kemâli bulmuş bir kişi.. Çocuğuna bir baba olarak hiç mi dini anlamda bir şeyler öğretmemiş?..
Peygamberler takım elemanı mı ki, böyle ulu orta masaya yatırılıyor..
Yıldırım Demirören’in bu cümleleri kurarken, alkollü mü, alkolsüz mü olduğunu bilmiyorum.. Demirören’e haksızlık etmek de istemiyorum.. Ancak, masada piyizlenen şarhoş bir kişi bile, “Allah, Kur’ân, Peygamber” lafı geçtiği yerde toparlanır, hatta kadehini filân da saklar..
Vay canına!..
Demek, kimse tek başına peygamber bile olamazmış!..
Peygamber olmak ekip işiymiş!.. Üstelik bu da büyüklerin sözüymüş!..
Hangi büyüklerin acaba?..
Demirören onu da açıklasın öğrenmiş olalım..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi