Ver talkını.. Yut salkımı..

Ver talkını.. Yut salkımı..

Antalya’dan Aydemir Aksoy mesaj göndermiş.. Soruyor mesajında; “Spor sadece futbol mudur?..” Devam ediyor: “Sami abi, hakikaten nedir spor?.. Bunu lütfen bana açıklar mısın?..”
Evet; zaman zaman Aydemir Bey’in sorusuna başka zeminlerde de muhatap oluyoruz.. Bazen ben de kendi kendime soruyorum.. Spor nedir, diye.. İçinde pek çok branşı barındıran bir etkinlik midir, yoksa yalnız meşin topun peşinden koşulan bir futbol hikâyesi midir?.. çeyrek miktarda basket midir, çok az da voleybol mudur?.. Sahi nedir?... Oysa sporun benim de çok beğendiğim bir tane tanımı var..
Yeri gelmişken söyleyelim!..
“Spor, kişinin ruhi ve bedeni gelişimini düzenleyen bir etkinlik gibi görünmekle beraber, çağımızın en büyük sosyal faaliyetlerinden birisidir!.. Aynı zamanda ahlaki kaideleriyle de barışın, kardeşliğin ve dostluğun en sağlam köprülerindendir!..”
Tabii sporun içinde, belirttiğimiz gibi birçok branş var!.. Ama biz dahil, çok kişi futbolun peşine takılmış gidiyor!.. Bu da ister istemez sporla uğraşan insanlarda kaliteyi düşürüyor.. Eski spor yazarlarına baktığımızda o insanlar, futbolun dışında öteki dallardan da haberdardılar.. Şimdi öyle mi?.. 0rtalık, toz duman!.. Bir başka ifadeyle, futbol dalından başkasını bilmeyen; Fener, Galatasaray, Beşiktaş’tan gayri de takım izlemeyen bir sürü “orta şekerli” kaleme kaldı meydan!.. “Dünya basketbolunda işler ne alemde, voleybolda hangi ülke zirvede, yüzmede, atletizmde, boksta, güreşte durumlar ne?.. İnanın haberi yok adamların!..” Ama spor yazarı.. Hangi spor yazarı?.. Futbol yazarı.. Onu da becerebiliyorsa.. Kimi babasından torpilli.. Kimi gazetenin bilmem hangi müdüründen!.. Kimi müflis bir tüccar, kimi futbolcu eskisi.. Hepsinin kartvizitinde spor yazarı!..
Peki, gerçek spor yazarı var mı?.. Olmaz mı?. Elbette var.. Ancak, onların sesi soluğu fazla çıkmıyor.. 0nlar kısrak gibidir.. Sesleri çıkmaz.. Meşhur hikâyedir; “Kısrak doğum yapar, ama garibim sesini çıkartmaz.. Tavuk bir yumurta yapar, ortalığı ellialtıya kaldırır..”
İsteyen bu misalde kendi fotoğrafını görür..
Biz bu işe yıllar önce gönül verdiğimizde, en az futbol kadar öteki dallarla ve o dalların sporcularıyla da ilgilenirdik!.. Onları takip etmeye adeta mecburduk.. Zira okuyucuya karşı sorumluyduk!..
Ama şu an işler gerçekten değişti!..
Peki, bir de şunu sorgulayalım.. Spor yazarı yerinde sayıyor da, okuyucu ne âlemde?.. Evet, maalesef spor sayfalarının okuyucuları da aynı!.. Onlar da futbola takılmışlar!.. Halbuki yazara hız ve yön veren okuyucu olmalıdır!.. Netice itibariyle; yazarla, spor okuyucusu, ülkemizde aynı paralelde koşuyor!.. Durum böyle olunca da futbol dışında ne yazarsan yaz, müşterisi çıkmıyor!.. çıksa da devede kulak misali..
Fenerbahçe varken hentbolla kim ilgilenir!.. Ya da Galatasaray’ı bırak, judoyla uğraş!.. Veyahut Beşiktaş’ı es geç, atletizme takıl.. Olacak şey mi?... Peki ya güreş?.. 0 zaten üvey evlat!..
Ya diğerleri?..
çek garaja gitsin!..
Bakın biz bile hem bunları söylüyoruz, hem de futbol yazmaya devam ediyoruz!..
Bir başka deyişle; ver talkını, yut salkımı!..
Aydemir kardeşim, gözlerinden öpüyorum..
Bir sual sordun, bize yazı yazdırdın..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi