Kemal Belgin

Kemal Belgin

Futbol artık sürpriz tanımıyor!

Futbol artık sürpriz tanımıyor!

Futbol, 1980’li yılların başından bu yana içerdiği gelişmelerle artık büyük sürprizlere meydan vermeyen bir spor dalı haline geldi. Oyuncuların tepeden tırnağa laboratuarlara sokuluşu, sistemlerin en mükemmeli zorlaması, futbolun artık felsefe, psikoloji, ekonomi ile iç içe yaşaması da sürpriz sözcüğünün kullanılmasını en aza indirgedi.

İşte bu pencereden bakınca, bu derbideki Fenerbahçe’nin Galatasaray’la berabere kalması bile mümkün değildir. Ya da bir başka deyişle, o akşamki Galatasaray’ın Fenerbahçe’den bırakın puan almasının mümkün olmasını, fark yememesi bile zordur.

Çünkü Fenerbahçe’nin rakibine en ağır gelen yeri ön liberolarıdır. Aurelio ile Selçuk’u Galatasaray’a verin, Galatasaray’dan istediğiniz oyuncuyu Fenerbahçe’ye alın dengeler büyük ölçüde sağlanmış olur. Yani iki takım arasındaki en açık, en çarpıcı fark ön liberoda görev alanların durumudur. Zaten maçın da en iyi iki oyuncusu, yani rakibi domine edenler bunlar idi… Bunlar sistemi mükemmel işletince, arkadaki dörtlünün işi de kolaylaşıyor. Hele hele rakip böyle bir orta kurgusunu pasla geçme yanlışına düşerse, arka blok daha da rahatlıyor. Orta sahanın kenar adamları Deivid ve Uğur, sonra Wederson da bu ikilinin sayesinde maçta fazlaca sorumsuz oynayıp, birebir yeteneklerini kullanabiliyorlar. Alex, arkasındaki bloğu savunmada ihmal etse de, bu ikili onu da kapatıyor. Tabii ki Semih’in de bu ikili ile devamlı iyi bağlantı kurması Fenerbahçe adına rakibine göre ciddi farklılıklar ortaya çıkarıyor.

Galatasaray ise devşirme orta alanı ile Fenerbahçe karşısında ne yapabilirdi ki… Ön liberosu devşirme, yani Sabri… Kenarlarından birinde Barış, diğerinde Hakan Balta… Arda gibi kırılgan bir oyuncunun Lincoln rölüne soyunup başarılı olması mümkün mü? Serkan, oturmuş, deneyimli bir savunmaya karşı topa ayağını sürmeden maçı bitirir. Öyle de oldu. Nonda ise en son adam oynamaz. Onu, uç santrforun arkasında kullanabilirseniz, tekniği ve kolay adam geçmesiyle size katkı yapar. Ama Kalli bunların hiç birini yapmadı, daha doğru bir deyişle hep yanlış yaptı. Tek doğrusu, komik gelecek ama, geri dörtlüsü idi. Fenerbahçe’nin oyun yapısını iyi etüt etmediği açık ve netti. Fenerbahçe’nin ön liberolarına fazla adam baskı yapılınca, arka blok öne çıkmaya mecbur kalıyor… İşte bu yüzden de Fenerbahçe, ligden düşen, ya da düşmeye oynayan takımlara kaybediyor, berabere kalabiliyor. Yani kim “Ben de Fenerbahçe kadar takımım derse” yanar.  Ama tersini düşünüp, ön liberoların önünü kapatırsa, ilerde de iş yapabilecek bir uç adamı varsa…

Yani futbol artık satranç oldu. Derin düşünüp, iyi etüt yapmazsan, sürpriz falan işlemez… Kalli, büyük farktan kurtulduysa, bunda beğenmediği kalecisinin rolü ile, Fenerbahçe’de pozisyona giren oyuncuların “Ben atayım” egosunun rolü büyüktü. Bu arada Zico’nun Kezman’ı oyuna alışının altında hangi “Tatsız” kurgu yatıyor, onu da yakın zamanda görürüz… Haaa maçta fazlasıyla ezilen Galatasaraylılara bir teselli olur mu bilemem… İkinci golden önce Semih’e faul yok… Nonda’ya Lugano’nun yaptığı hareket kesin penaltı… Ama bunları çıkarsak bile, yedi veya sekiz gol yemek kaderdi…

Maçın hakemine gelince… Bu kadar yüksek atmosferli bir derbiyi bu kadar az hatayla yönetmek kolay iş değildir. İkili mücadelelerde biraz fazlaca Fenerbahçe’yi kayırdı. Yukarıda değindiğim gibi ikinci gol öncesi faul yok, penaltı da var… Ama bunlar olsaydı da, Galatasaray bu maçtan beraberlikle çıksaydı, futbol adına ayıp olmaz mıydı? İşte o zaman bütün bilim, ilim hepsi çöpe giderdi ki, artık futbol bunları kabullenemiyor…

Şimdi ileride daha da açacağım bir görüşüm var. UEFA Kupası grup kuraları çekildiğinde herkes Galatasaray’ın kolay gruba düştüğünü yazıp, söylemişti. Ben de tam tersine elenirse kimse şaşırmasın dedim… Şimdi de diyorum ki, şayet Galatasaray takımında Linderoth, Lincoln ve ileride de Hakan Şükür gibi oyuncular forma giyemezse, şampiyonluk hayal olur da, ligi üçüncülükten daha iyi bir derece ile bitirmek mümkün değildir.

Fenerbahçe mi ne olur? Bence Beşiktaş’la bu işin mücadelesini yapar. Tabii bunları da yakında daha da açarak yazacağım…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi