Süreci DTP'nin insafına bırakmak

Süreci DTP'nin insafına bırakmak

İyi yönetilmediği takdirde açılımdan beklenmen neticelerin elde edilemeyeceği, ilk teslimatta ortaya çıkan manzaradan anlaşılıyor. Demokrasiyi sabote ediyor diye açılıma tereddütle yaklaşanlara ateş püskürenler nedense DTP nin yaptığı kepazelikleri görmezden geliyor.

Kameraların önünde hem nalına hem mıhına vuran DTP sözcüleri süreci tepe tepe kullanıp, Kürtçülük davasını yaygınlaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Önce şu sorunun cevabını vermemiz lazım.

Karşı olduğumuz şey sadece terör müdür, yoksa Türkiye’nin bölünmesi yönündeki çabalar mıdır? Eğer terörü bitirmek meseleyi bitiriyorsa teslim olan birkaç kişiyle teselli bulabiliriz.Ama eğer terörün kilitlendiği Türkiye’yi bölme hedefi ile ilgileniyorsak o zaman önceki gün ortaya çıkan tabloya bakarak iyice düşünmek zorundayız. Her dağdan inenle bu manzaranın yaşanması halinde –gelenlerin teslimi- teslim olmanın dışında anlamlara bürünür ki bu da Türkiye’nin geleceği açısından bir felakettir.

Yasalarımızda terör örgütleriyle iş birliği içinde olmak onlara destek vermek suç olarak kabul edilmiştir. DTP Silopi’de açıkça PKK nın yanında, arkasında, önünde her yerinde olduğunu hiçbir çekinme emaresi göstermeden ortaya koymuştur. Peki nerede Türkiye’nin kanunları, nerede bu ülkenin bağımsız savcıları.. ETÖ hakkında iki satır yazı yazanın yakasına yapışanlar, gönül coğrafyamızı paramparça edenler karşısında hukuku işletmekten çekiniyorlar.

Devlet kendisini hukukla korur. Hukukun işlemez hale gelmesi, başka demokrasi dışı araçların devreye girmesini teşvik eder.geçmişte darbeleri tetikleyen sebepler arasında yasaların işletilmemesi, suç ve suçlunun görmezden gelinmesi büyük rol oynamıştır.

Bu köşeyi takip edenler açılımdan yana olduğumu defalarca yazdığımı hatırlayacaklardır. Adına ne derseniz deyin bölgede bir problemin olduğu bir vakıadır. Terör sorunu diyen de, etnik sorun diyen de aslında bir problemin varlığını kabul etmiş oluyor. Bunu kabul etmek bir hal çaresi bulmanın gerekliliğine de inanmaktır.

Açılımdan yana olanların hiç biri, Silopi’de milletin ciğerine hançer gibi sokulan bir manzara için bunu istemediler. Maksat terörü bitirmek midir, DTP yi daha da azgınlaştırmak mıdır? Açılımı bile kendi hain emellerine alet ederek kullanan bir parti ile hangi dirlik düzeni sağlayacaksınız? Kimse gelip teslim oldular, her şey yolunda diye teselli bulmasın. Düne kadar dağda olup, bugün serbest bırakılanları, yarın DTP gurubunda göreceksiniz. Batı’nın hangi demokrasisinde böyle bir uygulama var. Açılım demek her yol Ankara demek olmamalıdır.

Olup olmayacağı meçhul olan yeni teslimatlarda aynı manzaranın ortaya çıkması halinde açılımla ilgili endişeler büyüyecektir. Bunun bir devlet projesi olması ile Hükümet projesi olması arasında bir fark görmüyorum. Suçlu, suçlu gibi teslim olmalı, suçlu gibi muamele görmelidir. Üç beş yüz bin kişiyi memnun etmek için kimse altmış milyon insanın duygularını rencide etmemelidir. Hükümet ilk teslimatta süreci yönetemeyerek, insiyatifi DTP ye kaptırarak sınıfta kalmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi