Zırva tevil götürmez

Zırva tevil götürmez

Ortaya çıkan kan dondurucu ihanet planı için Çetin Doğan 'bu bir harp oyunudur' diyor. Genelkurmay başkanlığı da benzer ifadeler kullanarak ortaya çıkan bilgilerin ciddiye alınmaması gerektiğini ifade etti.
Camiler bombalanacak, kendi uçağınız düşürülecek, terör tırmandırılacak ve biz bunun bir harp oyunu veya muhtemel tehditlere karşı bir senaryo olduğuna inanacağız.
Hangi ülke, kendi insanına karşı harp ilan eder?
Hangi ülkenin askeri kendi insanını düşman gibi görerek onu yok etmek için senaryolar yazar?
Bu korkunç iddiaların tevil götürür yanı yoktur.
Camileri bombalayarak, çocukları öldürerek, bölücü terörü tırmandırarak düşmanla nasıl mücadele edileceğini izah edebilecek bir babayiğit var mı?
Yahu sizin düşmanınız kim?
Son yıllarda meydana gelen bütün olayların şifresi bu tür –oyunların- arka planında yatıyor.
Asker iktidarını kaybetmemek için toplum nezdinde konumunu meşrulaştıracak bir gerekçe arıyor. Bunun için de irtica yalanına sığınıyor. Ortada irtica, mirtica olmadığı için de yapay bir tehdit oluşturmak için, camileri bombalayarak oluşacak tepkilerden gerekçe çıkarmaya çalışıyor.
Çocukların kaydığı buz pistlerine bomba koyarak parçalanmış yavruların cesetlerinden iktidar devşirmek hangi vicdana, hangi insafa sığar?
İnsanın gözünü bu kadar mı kan bürür?
AK parti 7.5 yıldır iktidar. 7.5 yılda hükümeti yıpratmak, başarısız olmasını sağlamak için denenmedik yol, kurulmadık tuzak kalmamış. Hangi kanunda, hangi hukuki metinde askerin hükümetleri düşürmek gibi bir görevinin olduğu yazıyor?
Bu nasıl bir harp oyunu, nasıl bir senaryo ilgilileri bunu mutlaka izah etmek zorundadır. Dün bazı gazeteciler bazı belgelerde geçen –terörü tırmandırmak- ibaresine dikkat çekerek, haklı olarak terörün nasıl tırmandırılacağını sordular. Terörü artırarak terörle mücadele, camileri bombalayarak irtica ile mücadele nasıl yapılır doğrusu merak konusu.
Bu son belge hem darbelerle mücadelede hem de TSK'nın restorasyonunda bir yol ayırımına gelindiğini gösteriyor. Bu artık ertelenemez bir ihtiyaç haline gelmiştir. Türkiye’nin bundan sonra bir askeri dikta ile mi yoksa Batı standartlarında bir demokrasi ile mi yönetileceği bu hesabı görmesine bağlıdır.
Bazı askerlerin askerliği beşinci plana atacak derece de siyasetle iştigal etmeleri aynı zamanda ciddi bir güvenlik sorununun kapıda olduğunu gösteriyor. Çetin Doğan’ın-Harp oyunu- dediği senaryoda muhtemel bir dış düşmana karşı en küçük bir hazırlık emaresi veya karşı hamle çalışması yok. Düşman, sadece askerlerle aynı ideolojik çizgide olmayan bu ülkedeki herkes ilan edilmiş. O ideolojik çizgi ise bugün daha çok İP'de ifadesini buluyor. Doğu Perinçek’in en büyük saygıyı Beka ile bazı Emekli Subaylardan görmesi bir tesadüf olmasa gerek. 12 Eylül söz konusu olduğunda kızıl derili dansı yapar gibi ayağa kalkanların, son yıllarda ortaya çıkan darbe planları karşısında sus pus olmaları biraz da bu ideolojik yakınlıkla ilgilidir.
Bu belge artık sözün bittiğini, ülkeyi kurtarmak için derhal harekete geçilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Hükümet yeni bir Anayasa hazırlayıp derhal seçime gitmelidir. Hem Anayasa için hem de yeni meclis için sandık kurulmalıdır. Bu kadar tuzak, bu kadar çelme, bu kadar zincirle bir hükümetin ülkeye hizmet etmesi mümkün değildir. Türkiye’yi batırmak isteyenlerden kurtarmanın yolu budur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi