İdeoloji partileri, MHP ve liderlik

İdeoloji partileri, MHP ve liderlik

Mecliste yaşanan son olaylar üzerine medyanın ilgisi MHP'ye odaklandı.Bazı yazarlar Osman Durmuş’un davranışı üzerine analizler yapmaya çalıştılar.
Bir yazar, MHP'de iki grubun bulunduğunu, Devlet Bahçeli ve ekibinin akla bilime önem veren, gençleri sokaktan uzak tutan ekip olduğunu, diğer grubun ise milliyetçi gelenekten kopuk, gençliği sokağa dökmeye çalışan grup olduğu yönünde bir analiz yaptı.
Bu ve benzeri tahliller MHP gerçeğini yansıtmıyor.
Milliyetçi hareket, lider eksenli bir harekettir. Allah’ın emrinden sonra liderin emirleri gelir. Hiç kimse parti içi ağırlığı ne olursa olsun Lider’e rağmen bir şey yapamaz. Spontane gelişen olaylar hariç, ideoloji partilerinde her şey ve herkes Liderin kontrolündedir. Farklı görüşler, düşünceler,fikirler Liderin görüşleri söz konusu olduğunda anlamını yitirir. Şeyh mürit ilişkisinin bir başka versiyonu ideoloji partilerinde uygulanma imkanı bulur. Yani Türkçesi, liderden gayrisi taban ve gençlik için teferruattır; herkesin yerini, konumunu, ağırlığını, saygınlığını tayin eden liderdir.
Osman Durmuş’u sadece Osman durmuş olarak mütalaa etmek ideoloji partilerinin tabiatına aykırıdır. Durmuş da, ötekilerde kendileri olmaktan çok Devlet Bahçeli olmak zorundadırlar. Bir ideoloji partisinde Lider bütün farklılıkları ortadan kaldırıp, herkese kendi rengini veren bir tutkal gibidir. Bazen Lider’e rağmen beklenmeyen, ön görülmeyen çıkışlar olursa Liderlik raconu o eylem veya işe sahip çıkmayı gerektirir. Lider bazen kendi iradesi dışında gelişen,-evlatlarının- yaptığı yaramazlıklara da racon gereği sahip çıkmak zorunda kalır.
Yani ideoloji partilerinin her iş ve eylemine ya önceden ya sonradan Lider’in mührünü vurmak mecburidir.
Olayları bu gerçeklik ışığında değerlendirdiğimizde –farklı gruplar, görüşler- anlamını yitirir. Üstelik Osman Durmuş MHP içinde Bahçeli’ye en yakın bir iki isimden biridir. Bu bakımdan, Durmuş’un söylediği her söz, yaptığı her eylem biraz da Devlet Bahçeli’nin söz ve eylemi gibidir.
Bahçeli’nin bazı konularda çok hırçın bir politika izlemediğini ben de kabul ediyorum. Ama bu sadece bazı konularla sınırlıdır. Meclis grubunda yapılan konuşmalarda Bahçeli’nin çizdiği kompozisyon çok da mutedil bir siyaset izlenimi vermiyor.12 Eylül’ün sillesini yemiş, ağır bedeller ödemiş bir hareketin gündemdeki konularla alakalı daha makul, daha ufuk açıcı bir yol izlemesi gerekirdi. MHP darbe söylentilerine karşı AKP ye güçlü bir destek vermedi. Son 2-3 yıl ısrarla AKP ile çatışan, kavgacı bir dili seçti. Ve daha önemlisi bir defa bile CHP ile karşı karşıya gelmemeye özen gösterdi. Bahçeli’nin son 3 yıldır yaptığı konuşmaları inceleyenler Türk demokrasisinin ayağına vurulan pranga olan CHP ile ilgili Bahçeli’nin doğru dürüst bir demecinin olmadığını göreceklerdir. Gençleri sokaktan uzaklaştırıldığı için alkışlanan bu yönünü de unutmamak lazım. Demokrasinin gelişememesi, kökleşememesi biraz da hemen, hemen tüm partilere farklı tonlarda hakim olan bu Lider sultası yüzündendir. MHP planlı bir şekilde AKP'yi hırpalayan bir siyaset izleyerek, CHP ile bir dahaki seçimde gerdeğe girmek istiyor. Gruplar, mruplar hikayedir. MHP çizdiği yolda ilerliyor, Durmuş’un yaptığı densizlik de o planın bir gereğidir. Ama Millet, MHP-CHP izdivacına icazet verir mi bilemem.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi