28 Şubat

28 Şubat

Cumhuriyet tarihinin en büyük ihanetlerinden biri 28 Şubat’tır. İlk defa açıkça milletin dini, imanı, kısacası onu millet yapan değerleri hedef alınmış,TSK içinde yuvalanmış mezhepçi-din ve milliyet düşmanı bir kadro Baas tipi bir rejim kurabilmek için, Türk toplumunun bütün kültürel kodlarıyla oynamıştır.
Hedef milli varlığımız olunca bu ihanet hareketi, millet ve devletle problemli çevreler tarafından destek de görmüştür.
Bugün ETÖ, balyoz ve benzeri adlarla yargılanan örgütler aynı zihniyet ve ihanet çevresinin birer uzantısıdırlar.
28 Şubat’a rağmen Türkiye’nin bir mezhep yönetimine dönüşmemesi,yıkılan iktidarlarla aynı paralelde partilerin daha güçlü gelmesi yeni çeteleşmelerin,darbe örgütlenmelerinin vesilesi olmuştur.
Aradan bu kadar yıl geçtikten sonra Türkiye hala 28 Şubat’ın yaralarını sarmaya çalışıyor.
Bugün kavga ve çatışma aracı haline getirilen ne varsa 28 Şubat’ın hediyesidir.
Bu ülke her zaman askerini el üstünde tutmuş onu gözü gibi sakınmıştır.
Ama 28 Şubat’ta bunun ne kadar yanlış olduğunu,askeri bürokrasinin nasıl milletle problemli kadroların eline geçtiğini görmüştür. Esasen darbeci kadroları cesaretlendiren de farklı tarihi dönemlerde geliştirilmiş, ve o dönem için doğru olan kabul ve kavramların bugünkü müesseselere uygulanmasıdır.
Peygamber ocağı, Osmanlı askerinin, Malazgirt’ten, Niğbolu’ya, Kosova’dan, Çaldıran’a kadar yazdığı destanda yer alanlara milletimizin verdiği sıfattır. Onlar önlerinde yüce peygamber, arkalarında veliler ordusuyla yürüyen bir ordu olmuşlar ve tabi zaferden zafere koşmuşlar Peygamber Ordusu övgüsüne hak kazanmışlardır.
28 Şubat o ordudan geriye kalanları da silmek için yola çıkmıştır. Yani asıl ihaneti Türk ordu’suna yapmış, onu tarihi süreçte kazandığı bütün sıfatlardan arındırarak milletin gözünden düşürmüştür.
28 Şubat, 12 eylül’den önce sokakta Maocuların, Lenincilerin verdiği savaşın, aynı ideolojilerin asker uzantıları tarafından yeniden verilmesidir.
Ama bu millet üniformasız komunistleri nasıl yenmişse, üniformalı komunistleri de eşsiz ferasetiyle yenmiş, eline geçen her fırsatta tokadını yüzlerine aşk etmiştir.
28 Şubat sadece ihanetleriyle anılacak bir süreç değildir. Her kritik dönemeç kahramanlarını da içinden çıkarır. O dönemin kahramanları olan Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nu, Hasan Celal Güzel’i, Nazlı Ilıcak’ı bu millet kıyamete kadar minnetle anacaktır.
Bir tarafta çocuklarına destanlık bir hayat bırakanlar, bir tarafta çocuklarına makam, mansıp ve ulufe için kirli bir isim bırakanlar. 28 Şubat’ın tek faydası çevremizde dolaşanları test etme imkanı vermesidir.
Hiçbir güç bizi millet yapan değerleri yok edemeyecektir.
28 Şubat bunu yapamadı, uzantıları da yapamayacaktır….

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi