Ermeni tasarısı

Ermeni tasarısı

Ermeni tasarısı ABD temsilciler meclisi dış ilişkiler komisyonundan geçti. Tasarının kongreye götürülüp götürülmeyeceği önümüzdeki günlerde belli olacak.
Bu kararın Türk-amerikan ilişkilerini derinden sarsacağı muhakkak. 70 Milyonluk Türkiye ve 250 Milyonluk Türk dünyasına karşı 2.5 milyonluk Ermenistan’ın tercih edilmesi ABD dış politika yapıcılarının ufkunu gösteriyor.
Karar Ermenistan ile Türkiye arasında başlayan ve protokole bağlanan görüşmeleri de etkileyecektir.
Türkiye baskılara ters tepki veren bir ülke. Toplum olarak dayatmalara karşı reaksiyonu olan bir ülkeyiz. Bu karardan sonra da ABD karşıtı tepkiler gelişecek,tarihi dostluk bir defa daha yara alacaktır.
Tehcir esnasında bir kısım Ermeni’nin telef olduğu bir gerçektir. Ancak bunu bilinçli bir soy kırım olarak nitelemek haksızlıktır. Yol şartları, hastalık zaman, zaman eşkiyaların baskınları sayıları 30 ila 40 bin civarında olan Ermeni’nin telef olmasına yol açmıştır.O tarihte Ermeni çetelerinin yaptıkları katliamlarla toplumda uyandırdıkları haklı nefret duygusunu da unutmamak lazım.Asırlarca problemsiz yaşayan halkların birden bire boğazlaşmasının sebeplerini iyi anlamak gerekiyor.Arkadan vurulan, köyleri,meraları yakılan hiçbir millet yapılanları sineye çekmez.Kılıcın karşılığı kılıçtır. O tarihte yapılanları da bu perspektifte değerlendirmek gerekir.
Oylamanın kaderini tayin eden unsurlardan birinin ABD'deki Yahudi lobisi olduğunu da unutmayalım. İki lobi’nin iş birliği ile Türk-ABD dostluğunu derinden sarsan soykırım kararı çıkmıştır.
Bu kararın bize telkin ettiği bir başka nokta da şudur. AKP iktidara geldiği günden beri bazı çevreler ısrarla AK parti hükümetini ABD iş birlikçisi olarak lanse etmeye, gözden düşürmeye çalışıyor. Hatta iç dinamikleri ve Türkiye’deki dönüşümü hafife alıp darbecilere karşı yapılan operasyonları bile ABD desteği ile ilişkilendiren geniş bir kesim var.ABD yi AK parti politikalarının kayıtsız şartsız destekçisi gibi görenler bu soykırım kararından sonra utandılar mı bilemiyorum. Ama bu karar, yapılan propagandaların ne kadar temelsiz ne kadar gerçek dışı ve art niyetli olduğunu göstermiştir. Yıllarca ABD'nin kucağına oturarak millete sopa gösterenler herkesi kendileri gibi sandıkları için AKP'yi de o şekilde takdim etmişlerdir. Soykırım kararı ile birlikte özellikle Jitem ile onun etkisinde kalan çevrelerin ileri sürdüğü bu tez de çürümüştür.
ABD'nin aldığı karar dünyanın sonu değildir. Bu tip kararların tesirsiz hale getirilmesi Türkiye’nin güçlenmesi, bölgede herkesin ihtiyaç duyduğu bir oyuncu haline gelmesi ile mümkündür. Türkiye asla kaybedilmemesi gereken bir güç olma noktasına geldiğinde bu tip tasarıların gündeme getirilmesi de imkansızlaşacaktır. Bu yönde son yıllarda önemli mesafelerin alındığı bir vakıadır. CHP ve onun müttefiklerinin ülkeye patinaj yaptırmak için kurdukları tuzaklar olmasaydı bugün Türkiye daha caydırıcı bir güç, dostluğuna daha ihtiyaç duyulan bir ülke haline gelirdi.Ama CHP ve bürokrasideki uzantılarına rağmen o günler de gelecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi