Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Siyasetin cilveleri...

Siyasetin cilveleri...

Siyaset cilveli bir iş; bazen başa güreştirirken, bazen de yerden yere vurabiliyor insanı.

CHP'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın başına gelenler de, siyasetin cilvelerinden zahir.

Daha kısa bir süre öncesine kadar siyasetin zirve noktasında bulunan Baykal, iki hafta gibi kısa bir sürede neredeyse silinip, süpürüldü .

Önce malum görüntüler çıktı ortaya.

Görüntülerle alakalı ilk Baykal yorumu: 'Özel hayatın gizliliğini ihlal' şeklinde olunca, bunların gerçek olmadığı yönünde açıklama bekleyenler başta olmak üzere, herkesin kafası karıştı..

Derken, görüntülerde yer alan olayı inkar etmeyen ama bunların elde edilmesi ve yayınlanması konusunda mevcut iktidarı suçlayan sert bir konuşmanın ardından, istifa!..

Aslında seçimsiz olarak yapılacak CHP kurultayına kısa bir süre kala yaşanan bu gelişmeler, kurultayda yeni bir genel başkan seçileceğini işaret eden gelişmelerdi...

İstifa sonrası ilk oluşan hava, Baykal'ın kendisi aday olmasa da, adeta bir Politbüro şeklinde oluşturulmuş CHP örgütü tarafından aday gösterileceği ve tekrardan genel başkan seçileceği şeklinde değerlendirmeler yapmaya müsaitti.

İstifa etmiş olan Baykal'ın, tıpkı 1999'da olduğu gibi ama bu defa daha kısa bir sürede; CHP örgütü ısrarla istediği için mecbur kalarak genel başkanlığa tekrar döneceği hesaplanıyordu...

Bu hava, malum görüntülerdeki fiili işleyen bir kişinin genel başkanlığının hazmedilip edilemeyeceği sorularını gündeme taşıdı, kaçınılmaz olarak.

Ancak, bu arada beklenmedik gelişmeler yaşanmaya başladı ve aday olma gibi bir düşüncesi olmadığını açıklayan Kılıçdaroğlu'nun adaylığı açıklandı...

Şimdi, önemine binaen, yaşananları bir gözden geçirmekte fayda var. Çünkü ortalık toza dumana bulandığı zaman, basit gerçeklerden uzaklaşırız; o zaman da, neler olup bittiğini anlama şansımız kalmaz...

Öncelikle, Deniz Baykal, 'Olay eski filan değil, bu komplo son on beş gün içinde kotarıldı' demiş olsa da, ortalığın karışmasına vesile olan görüntülerin 8 yıllık olduğuna dair rivayetler daha gerçekçiye benziyor.

Görüntülerde yer alan ve 2007 seçimlerinde milletvekili seçilen hanımın, 'istifa edecek misiniz?' sorularına, 'buraya 20 yıl uğraşarak geldim, istifa etmeyi düşünmüyorum' şeklinde cevap vermesi de, oldukça manidar.

Malum görüntülerin bu zamana kadar değişik gayelerle kullanılıp kullanılmadığı sorusu, bu durumda ciddi bir önem arzediyor.

Baykal'ın 40 yıllık kankası Önder Sav'ın, beklenmedik bir biçimde Kılıçdaroğlu'nun yanında yer almış olması da, işin ciddiyetini ve tabii ki yaşananların arka planında neler olup bittiği ile ilgili merakı kışkırtan bir husus...

Sebep ya da amaçları ne olursa olsun; birilerinin, tereyağdan kıl çeker gibi bir operasyonla CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın ayağını kaydırması olayına şahit olmuş durumdayız yani...

Ve işin asıl ilginç tarafı da; Deniz Baykal, bu kaset meselesinin kimler tarafından ve nasıl ustalıkla sahneye konulduğunu da hepimizden iyi biliyor oluşu... Eli kolu bağlı bir şekilde, gelişmeleri izleme mecburiyetinde kalmış olması da; işin içinde, bilinenlerin de ötesinde bir şeyler olduğunu hatıra getiriyor...

Gerçeklerin bir gün mutlaka ortaya çıkacağını bilmek, güzel bir şey...

Baykal'ın nerede hata yaptığını düşünmeye epey vakti olacağa benziyor...

Bu arada belki kimlerin ahını almış olduğunu da düşünür...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi