Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Artık sözler de kalıcı...

Artık sözler de kalıcı...

"Sözler uçucu, yazı kalıcıdır" denilir... Doğru bir söz... Yani en azından yakın bir zamana kadar doğru idi...

Teknoloji gelişti malum; şimdilerde sözler de kalıcı olabiliyor artık. Sadece konuşanların bilgisi dahilinde ve çoğu zaman kendi arzuları üzerine kaydedilenler değil; insanların başkaları tarafından duyulmaması için gereken her türlü tedbiri aldıklarını zannettikleri sözler bile kalıcılar arasına girebiliyor şimdilerde...

Dinleme ve kayıt aletlerinin çok gelişmiş olması, bir yönüyle sevindirici olsa da, bir kesim insan açısından oldukça ciddi problemler oluşturabiliyor.

Birçok önemli ismin, aslında hiç yapmamaları gereken konuşmaların dökümlerinin mahkeme dosyalarını dolduruyor olması, 'sözler uçucu, yazı kalıcıdır' sözünü nerdeyse anlamsız hale getiriyor ve bu sözün 'sözler de, yazı da kalıcıdır' şekline çevrilmesi gereği ortaya çıkıyor.

Önemli pozisyonlara yükselebilmiş ve o konumun hakkını verecek işler yapmaları ümit edilen insanların, bunu yapmak yerine, kendilerini hiç ilgilendirmeyen işlere kafayı takmış olmaları gerçeğiyle yüzyüze gelmek, biz sıradan insanlar açısından oldukça şaşırtıcı bir durum... Konuşulan, tartışılan ve yapılması düşünülen şeyler, yazılı kurallara aykırı olması bir yana, hepimizi dehşete düşürecek hususlar çünkü.

Ama, uçucu olduğu düşüncesiyle sarfettikleri sözlerin, bir şekilde meydana çıkarılması, yani kalıcılık kazandığını görmek, onları sarfedenler açısından da şaşırtıcıdır herhalde.

İşin asıl ilginç tarafı da, netameli birtakım konuşmaları kaydetme ve sonra da bunların herkes tarafından öğrenilmesini sağlayanların, o sözlerin sahiplerini böylesi sözler etmeye teşvik edenler olması ihtimali...

Ancak, bulundukları konumun gereğini yapmak yerine, sınırlarını aşmaya çalışan başkalarının, yazının kalıcılığı hususunu pek dikkate almadıklarına da şahit oluyoruz. Yüksek yargının, ihtiyaç duyulduğunda, sık sık bakılacak metinler olarak tavsif edebileceğimiz kararları, sözgelimi.

Gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlandıkları yetmiyormuş gibi, internet üzerinden de kolaylıkla erişilebilen ve sonradan referans ve hatta içtihat olarak değerlendirilmesi umulan yüksek yargı kararlarının en azından bazıları, nasıl olsa başkaları duymayacak zannıyla sarfedilen tuhaf sözler kadar, hatta daha fazla şaşırtıcı...

Çünkü sözler, tatbik safhasına girmedikçe, nihayet sözdür. Ama yazı, bir mahkemenin hele yüksek bir mahkemenin kararıysa, ciddi şekilde kalıcıdır.

Hepimizin dağarcığında mahkemeler, yargılananlar ve yargılayanlarla ilgili birçok şey vardır. Bunların bazılarının kahramanı hakimlerdir ve bunun sebebi de, verilen kararın doğruluğu ile ilgilidir. Aradan yüzyıllar geçmiş olsa da, böylesi kararlar vermiş hakimleri, saygı ve rahmetle anarız.

Yargılanan ve haksız yere mahkum edilen insanlarla ilgili bilgiler de vardır hafızamızda ve bu durumda da, hakimlerin bir şekilde kurbanı olduğunu düşündüğümüz insanları saygı ve rahmetle anarız.

Önemli mevkilerde bulunan insanlar, tabii olarak kalıcı olan yazı konusunda olması gerektiği gibi, her nasılsa duyulacağı kesin olan sözler konusunda da dikkatli olmalı. Çünkü sözler de artık yazı gibi kalıcı...

Bu ülkenin insanları, kendilerini yönetmek, korumak ve yargılamak mevkiinde bulunanlara saygı duymak ister.

Bunun için onların da Milletimize saygı duymaları ve bulundukları konumda kullandıkları yetkilerin aslında Milletimiz adına olduğunu unutmamaları gerekmektedir.

Zaten sıkıntıların ana sebebi, Millet adına yetki kullandığı iddiasında bulunanların, Millete rağmen işler yapma sevdasına kapılmaları...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi