Başörtüsü meselesini çözeceğiz demek çok kolay da, çözmek biraz zor... Temel vazifesini, aydınlanmamış olduğunu düşündüğü halkımızı aydınlatmak ve bu ülke kadınlarının büyük bir çoğunluğunun taktığı başörtüleri çözdürmek yani çıkarttırmak olarak kabul ve deklare etmiş partinin yeni genel başkanı, daha önce yaptığı açıklamalardan sonra çarketmek zorunda kalışını unutmuş gibi, başörtüsü meselesini halletmeye yeniden soyundu...

Yeni genel başkan, başörtüsü problemini hakikaten çözebilirse, seçim sandıklarının partisine verilen oylarla dolup taşacağını hayal ediyor olmalı... İnsanımızın başörtüsü ile ilgili meselenin, bizzat o parti mensupları tarafından, bu hale nasıl getirildiğini unutup, eğer çözebilirse, CHP'ye bu yüzden oy vermesini beklemek ne kadar mantıklı, bilinmez. Ancak çıkmamış canda daima ümit vardır...

Tersten bakarak, böylesi bir durumun, şedit bir şekilde başörtüsü düşmanlığı yapanlar nezdinde sözkonusu partinin itibarını düşüreceğini ve bu sebeple belki de oylarını artırmak bir yana, CHP'nin ciddi bir oy kaybı yaşayacağını söylemek de mümkün...

Her neyse, başörtüsü meselesinin ülke gündeminden kaldırılması önemli. Kimin yaptığının pek de önemi yok... Rahmetli Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in dediği gibi: 'Malım gelsin de, isterse Çin'den gelsin."

Buraya kadar işin tatlı kısmı.

Başörtüsü meselesini çözme hususunda ısrarlı bir tutum takınan Kemal Kılıçdaroğlu, bu işle CHP Bilim Yönetim ve Kültür Platformu Başkanı ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sencer Ayata'yı görevlendirmiş...

Eh, başörtüsü gibi bir meselenin çözümü ile alakalı olarak, ODTÜ'lü bir profesör görevlendirilir de o mesele çözülmez mi hiç!..

ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü olarak görev yaptığı dönemde başörtülü talebelere karşı haşin tavırları ile tanınan Ayata, meselenin çözümü ile ilgili çalışmalarına başlamış ve ilk açıklamasını da oldukça ümit verici bir şekilde yapmış:

"Öğrencinin saçının tamamen kapatılması şart değil"miş Prof. Ayata'ya göre...

CHP zihniyetinin insana bakışı değişmiyor hiç.

Başörtüsü kullanan kızlarımız, saçlarının tamamen kapatılması gerektiğini düşünüyor ve kapatıyorlar.

CHP kafası, güya çözüme meseleyi saptırarak başlıyor: Öğrencilerin saçlarıının tamamen kapatılması şart değilmiş... Neden, saç kapatmada öğrencilere indirim mi var?.. Ya da, saçları kapatma işi, CHP'lilerin talimatlarıyla yapılıyordu da, şimdi tamamen kapatmaktan vaz mı geçtiler acaba?..

Saçların tamamen kapatılması şart yahu!.. Şart kardeşim... Şart, şart, şart...

Sen çözümünü getir... Sana ne tamamen kapatılmasının şart olup olmadığından...

Mağdur insanlar, saçların tamamının kapanmasının şart olduğunu düşünüyor ve öyle de uyguluyorlar... Üstelik bu işin ilmini de tahsil etmişler.

CHP'liler ulemaya da soracaklarmış... İşlerine gelecek şekilde davranacak birilerine sormayı düşünmüyorlardır inşallah, diyeceğim ama yapacakları da bundan ibaret galiba.

Çözmeye çalıştıklarını söyledikleri meseleyi çözmemek üzere yola çıkmış oldukları için, ulemaya sorarken de kendi istedikleri gibi laflar söyleyecekleri tercih ederler herhalde..

CHP'lilere tüyomuz şu: Bu meseleyi sahiden çözmek istiyorsanız, önce YÖK Kanunu Ek 17. Madde'yi bulup okuyun ve iktidardan, bu kanunun behemehal uygulanmasını talep ettikten başka, uygulamanın ısrarlı bir şekilde takipçisi olacağınızı da deklare edin. Emin olun, AYM'ye filan başvuracağınızdan korkarak, başörtüsü meselesini şıp diye çözerler...