Rahim Er

Rahim Er

Kasımpatı

Kasımpatı

Daha evvel işitmemiştim, bir hizmet süvarisi olan Fahreddin Tacar ağabeyden dinlediğimde tüylerim diken diken oldu. Rehber İslam âlimi Abdülhakimi Arvasi Hazretleri -himmeti hazır olsun- buyurmuşlar ki ‘kader, azgın bir ırmaktır, kimsenin gücü onu değiştirmeye yetmez!..’
İnsan kendi hayatının sahnesinde. Külli iradenin ezelde takdir ettiği rolü cüz’i irade özgürlüğü içinde oynuyoruz. Aşağıdaki sıralamaya bakınca bu nasıl tesadüftür böyle? denebilir. Lakin, tesadüf diye bir şey var mı? Olsaydı yukarıya atılan bir cisim bazen düşer bazen havaya asılı kalırdı. O fizik kanun mu? O fizik kanunsa bu da metafizik kanun...
9 Kasım 1976 ilk makalemin yayınlandığı tarih.
15 Kasım 1981 Türkiye Çocuk dergisini başlattık.
13 Kasım 1999 BKY-Babıali Kültür Yayıncılığını kurduk.
5 Kasım 2004 bir cuma günü namazda düşüp bayıldım.
9 Kasım 2010 bir sevda yolculuğu...
26 yaşındaydım. İlk makalemi 6 saatte yazabilmiştim. Tiranların Ölümü başlığını taşıyordu. Türkiye gazetesinde çıktı. Türkiye Çocuk, bir efsane dergidir. Onu okuyan karakterlerine çifte su verilmiş nesiller bugün devlet kademelerinde. BKY’yi Enver Ören ağabeyle birlikte bir Frankfurt akşamında o güzel insan Hasan Ergün’ün evinde kurduk. Yazarlık, dergi, yayınevi. Bunlar heyecandır. İç dünyanızda dinmez fırtınalar eser. O heyecan ve o fırtınalarla zamana karşı koşulur .
5 Kasım 2004 bir ramazan günüydü. Cuma namazını İhlas Holding’in Cuma Mescidi’nde kılıyorduk. İlk sünnetten sonra farza durmuştuk ki arka üstü düşüp bayılmışım. Derin bir uykudan uyanırken kolumdan tutup kaldırdıklarında derin bir uykudan uyanıyordum. Sadece tekbir getirip el bağladığımı hatırlıyordum. Hastaneye nakledildim. Hamdolsun bir şeyim yoktu.
Ve bugün 9 Kasım 2010.
Davet ve icabet keyfiyeti.
İnsanla aylar arasında herhalde bir alaka var.
Kasımdan söz ediyorum.
Öyleyse yazının başlığı niçin Kasımpatı? Daha bir rayihalı olsun istedim. Ama yazarken fark ettim ki cebimdeki anahtarlık, mühür şekli verilmiş bir krizantem. Üç yıl kadar evvel Pera Müzesinden almıştım. Krizantem diye satmışlardı. Neden yerli ismi olan Kasımpatı değil de Latince’siyle ‘krizantem’ dediklerini bilmiyorum.
Bildiğim bir şey varsa...
Bir şey bilmediğimdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahim Er Arşivi