Komedi..

Komedi..

çocukluğumuz, İstanbul’umuzun en mutena köşelerinden biri olan Fatih’in sokak aralarında top oynamakla geçti..
Derslerimizden arta kalan zamanlarda işimiz gücümüz maç yapmaktı.. 0 zamanlar şimdiki gibi egzoz gazından zehirlenmiyorduk.. Araba azdı çünkü.. Araba az olunca da rahatsız edilmiyorduk ve top oynama özgürlüğümüzü doya doya kullanıyorduk..
Yaptığımız mahalle maçlarında, bazen de lig müsabakası kadar iddialı geçen “bayrak maçlarında” oyun kurallarına aynen lig maçlarındaki kadar uymak, korner olursa kimin atacağını tespit etmek, faulleri kullananı belirlemek, hele hele penaltı olursa atanı önceden tayin etmek, futbol anlayışımızın olmazsa olmaz kurallarındandı..
Mütevazı bir mahalle maçında bile penaltıyı atan belliydi.. Sıkı mıydı penaltıcı varken bir başkası ayağına topu alsın.. Sıkardı biraz..
Şimdi bunları neden yazdığımı anladınız değil mi değerli okuyucularım?.. Ankara’da oynanan Ankaraspor-Fenerbahçe maçını gördükten sonra aklıma gayri ihtiyari bunlar geldi..
Evet, Ankara’da futbol deği, adeta bir tiyatro oynandı.. Fenerbahçe zar-zor önde götürdüğü oyunun sonlarında bir “penaltı” kazanıyor.. Takımın penaltıcısı belli.. Alex De Souza.. Alex büyük bir ihtimalle penaltıyı kullanacak ve gol yapacak.. Haa, kaçıramaz mı?.. 0labilir, futbolda herşey mümkündür, ama Alex’in penaltı kaçırdığı az görülen bir şey..
Attığı penaltı %95 golle neticeleniyor çünkü.. ..
Ancak bir anda olan oluyor, Kezman nereden çıktıysa Alex’ten topu istiyor ve “Penaltıyı ben atacağım” diyor.. Tabii Alex kibar çocuk, başını sallıyor ve “Peki at o halde” diyor.. Kezman kazması da geriliyor, vuruyor ve topu farklı bir şekilde avuta atıyor.. Halbuki vurduğu köşeye abanmayıp plaseyi bassa, gol olacak ve Fenerbahçe durumu 3-1 yapacak.. Ardından uzatma dakikaları geliyor.. Bir kontra neticesinde de Ankaraspor golü buluyor ve Fener’den beraberliği koparıyor..
Açık ve seçik söyleyeyim; Fenerbahçe belki de bu yediği golle şampiyonluğu kaybedebilir..
Alex için “kibar çocuk” deyimini kullandım.. Gerçekten de öyle.. Yalnız Alex değil, Teknik Direktör Zico da öyle!.. Aurelio, Deivid, Edu, Vederson.. Bu futbolcular da aynı.. Kavgacı insanlar değil bu Brezilyalılar!.. Efendi kişilikleri var.. Bana göre bir tek imanları noksan!.. Eğer imanla şereflenseler bizim bazı cıvıklara göre inanın ki dört dörtlük müslüman olurlar..
Ne diyelim, hidayet Allah’tan!..
Tabii, Alex için saygılı, kibar, ifadesini kullanıyorum, ancak şunu da belirtmekte yarar var.. Kaptanlık yapacak kapasiteye sahip değil Alex!..
Takıma ağırlığını koyamıyor.. Kezman o topu istediğinde yine kibarca davranacaktı.. Kibarca reddecekti.. “Bir başka sefere” diyecekti..
Ya da, şu an durum müsait değil, demesi gerekirdi..
Dere geçerken at değiştirilir mi hiç?.. Kezman zaten Fener’de inkıtaları oynuyor.. Sırp futbolcunun acayip bir ruh haleti var.. Kimyası bozuk.. “Beni kimse sevmiyor” şeklinde kuruntu yapıyor.. Kısacası, adam gergin!.. Bakın, Zico’ya bir şey demiyorum, anında müdahele edemedi, edemezdi de zaten, ama Alex’e konuşuyorum.. Bu penaltının harcanmasının müsebbibi bana göre Alex!..
Olan oldu.. Aziz Yıldırım gerçekten başkansa, Kezman’ın Fenerbahçe’yle ilişiğini keser.. çünkü Sırp futbolcunun Fener’e oldukça zararı dokundu..
Bir de şunu söyleyeyim.. Son dakika golleri artık moda oldu.. önceki hafta Fenerbahçe, Kayseri önünde kronometreye göre uzatmayı 9 saniye geçirdikten sonra golü buldu.. Aynı Fenerbahçe, bu hafta uzatmayı 50 saniye geçiren hakemin marifetiyle önemli 2 puan kaybetti.. ülkemizde doğru dürüst hakem olmadığından, elbetteki emekli hakemler ve bu hakemlerden oluşan TV yorumcuları da fasarya konuşuyor.. Erman Toroğlu “Uzutmanın uzatması olur” diyor, Bülent Yavuz ise “Uzatmanın uzatması olmaz” diyor.. Bir başkası çıkıyor; bikiniden, mayodan, tangadan bahsediyor.. Ciddiyet dışı yorumlarla insanları meşgul ediyor..
Enteresandır, milletimiz de bunları dinliyor.
Neyse.. Bu uzatmalar konusunda benim acizane bir önerim var.. 0 da şu; Türkiye, şartları itibariyle özel olan bir ülke!.. FIFA bizim ülkemiz için yeni kurallar ihdas etsin!.. Mesela; Türkiye’de oynanan futbol oyununda, basketboldeki gibi “elektronik scorboard” olsun.. Aslında stadyumlarda var ama amaca hizmet etmiyor.. Neticede, iş yine hakemde bitiyor.. Gerçekten söylüyorum, FIFA yapsın bir kıyak!.. Hakem uzatmalarda devreden çıksın, maçın son anlarını scorboard’a göre oynatsın!.. Kronometre sıfır olur ve maç biter.. İnsanlar da hiç değilse görür.. 0 vakit kimse kimseye ana avrat, cins cibilliyet gitmez.. Herkes kaderine razı olur..
Bu masum ve Türk futbolu için faydalı isteğimi FIFA duysun!.. Yoksa, ciddi söylüyorum Türk futbolunda kötü şeyler olabilir.. Bugün uzatmanın sonunda maçı bitirmeyenler, yarın farklı argümanlarla ortaya çıkabilirler.. 5 dakikalık uzatmayı “sakatlık oldu, top taça çıktı, top toplayıcı çocuk ikinci topu sahaya attı, adamın biri tribünlerden ayakkabısını sahaya fırlattı” gibi hokkabazlıklara sığınıp 15 dakika bile oynatabilirler..
Keyif hakemin değil mi?..
İster döver, ister sever..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi