301.Madde

301.Madde

TCK’nun Türklüğü,Cumhuriyeti,Askeri,ve yargıyı aşağılamayı düzenleyen 301. maddesinin önümüzde ki günlerde değiştirilmesi bekleniyor.Daha önce bu maddeden Elif Şafak,Orhan Pamuk , Hırant Dink gibi yazarlar yargılandığı için kanunun sadece Türklükle ilgili yönü biliniyor.

Halbuki kanunun esas uygulama alanı,Asker ve yargıyla ilgili yönü.Türklük ve Cumhuriyeti aşağılama pratikte uygulama imkanı çok az olan istisnai bir durumu teşkil ediyor. Nitekim,yukarıda ismi sayılan yazarlar içinde sadece Dink ile ilgili mahkumiyet hükmü verildi, diğer kişilerle ilgili olarak davanın düşmesine karar verildi.

Yasa Hırat Dink, Orhan Pamuk ve Elif şafak ile gündeme geldiği için toplumda belli bir kanaat oluştu..Yasa maddesinin Türklüğü koruduğu gibi bir izlenim ortaya çıktı.Oysa bugüne kadar yapılan yargılamalar takip edildiğinde -301. maddenin Türklükten çok darbelere, yargı hatalarına,hukuk ihlallerine dönük eleştirilerde tatbik edildiği görülecektir.

Yeni TCK çıkmadan önce 301. maddenin muadili 159. maddeydi.Bu yasa hükmünden bir çok eski siyasetçi yargılanıp ceza aldı.Bunların başında da Hasan Celal Güzel geliyor. Güzel hiçbir konuşmasında, Türklüğü aşağılamadı, hiçbir yazısında Türklüğe dönük tezyif veya tahkir edici ifade kullanmadı, ama bu yasa maddesinden hüküm giyerek aylarca Ayaş hapishanesinde yattı.

Aynı yargılama süreci benim de başımdan geçti.Ordu’da yaptığım bir TV konuşmasında bir yargı kararını eleştirdiğim için 301. maddeden yargılandım,berat ettim.Eleştirdiğim karar şuydu:Abdullah Cevdet, içtihat dergisinin kurucusu. İlk etnik milliyetçilerden.PKK’nın bugün savunduğu her şeyi bundan 70-80 yıl önce çıkardığı mecmuada savunmuş bir isim. Mesela Kürtlerle Ermeniler iş birliği yapıp Türklere karşı isyan etmeli demiş, Mesela,Türkler Ermenilere soykırım yaptı diye yazılar yazmış.Yine aynı kişinin çok bilinen bir sözü de, “Türklerin adam olması, medenileşmesi için Macaristan’dan damızlık erkek getirmek lazım” şeklindeki sözleri.. Bazıları bu sözüne bakarak onu çağdaş düşüncenin önemli isimlerinden biri olarak görür. Onun için de zamanında adını Ankara’da bir sokağa vermişler.PKK olayları tırmanınca Ankara belediyesi yapılan yanlışı fark ederek, sokağın ismini meclis kararıyla Yusuf Hallacoğlu sokağı olarak değiştirir. CHP’li meclis üyeleri bu karara itiraz ederek idari yargıya giderler, idari yargı CHP’li üyelerin talebini kabul ederek, kararı iptal eder ve sokağın ismi Abdullah Cevdet olarak kalır. Aslında ha Abdullah Cevdet, Ha Abdullah öcalan. Ben de konuşmamda bu kararı eleştirdim.Türk yargısı Türk milleti adına karar verir , Türk mahkemeleri Türk Milletinin vicdanıdır, bu karar Türk milletinin vicdanına uygun değil dedim. Netice olarak kendimi hakim karşısında buldum. Bunun gibi Türk milletinin vicdanıyla mütenasip olmayan sayısız karar gösterilebilir. İdare mahkemesinin, son olarak, Ankara büyük şehir belediyesinin sembolünü, Hitit güneşi yerine, cami olarak yeniden düzenleyen Belediye meclis kararını iptal etmesi bu örneklerden biridir..

Hitit Güneşi bizim tarihi birikimimize uygun bir sembol değil, bu karar yanlış dediğiniz an kendinizi –yargıyı aşağılamaktan-sanık sandalyesinde bulabilirsiniz.

Onun için Gülay Göktürk’e katılıyorum.Yasanın konuluş amacı Türklüğü korumak değil,askeri, yargıyı korumak, bu kurumlar ne yaparlarsa yapsınlar onları her türlü eleştirinin dışında tutmaktır.Halbuki bugün yaşadığımız her ne problem varsa,darbelerle, yargı hatalarının bize hediyesidir.Bu bakımdan, 301 değişmeli Türklük daha somut,daha anlaşılır hale getirilerek, yasa kapsamında kalmalı,darbeler, darbeciler, Milletin vicdanını hiçe sayan yargı kararları ve Yargıçlar bu yasa maddesinin korumasından çıkarılmalıdır.



Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi