Wall Street Journal, ABD’nin iki milyon satışlı kaliteli gazetelerinden biridir. Sayfalarının tamamı siyah beyaz ve yazı ağırlıklı. Başlığında bu üç kelime yer almaktadır. Birkaç aydan bu yana ise hafta sonları logo olarak WSJ harflerini kullanır oldu. Adı geçen gazete, Washington, DC’de her sabah güne merhaba dediğimiz unsurlardan. Amerika’da gazete aboneliği çok yaygın. Gazeteler binalarda apartman kapılarının önüne bırakılmakta. Orada ‘apartman’ bizdeki dairedir. Biz binaya apartman derken onlar daireye apartman demekteler.
Bizim gazetelerin batılı gazetelerden öğrenecekleri çok şey var. Hem gayet ciddi bir gazete basıp hem de bu kadar çok satmanın bir sırrı olmalı. Wall Street Journal, Newyork Times, Washington Post üçü de aynı tarzda ve üçü de iyi satışlı.
Üstelik bizde elden dağıtım belki bugün bile yadırganırken ileri dünya medyasında okuyucu ile buluşmada mühim bir yol...
WSJ bu hafta sonu dosya konusu olarak Türkiye’yi almış. Türkiye’de de İstanbul’u. ‘İmparatorluk Geri Geliyor’ diyor. Bu tesbit, Türkiye’nin bölgesel süper güç oluşuna dikkat çekmekte. İstanbul’u semt semt ele almakta. Her semti kendi hususiyetiyle ön plana çıkartmakta.
Biz Amerika’da şunu bir kere daha fark ettik:
Büyük devlet olmanın olmazsa olmaz iki şartı var:
-Büyük nüfus ve büyük coğrafya.
Bugünkü Amerikan coğrafyası, bizim imparatorluk coğrafyamız kadardır. Nüfusu da imparatorluktan çıkmış devletlerin nüfusu civarında. Bu bir tesadüf olamaz. Sanayici olduğu, kendisini çok da alakadar etmediği halde merhum Vehbi Koç’un nüfus kontrolüne öncülük etmesi anlaşılmaz bir davranıştı. Nüfus kontrolü, geç evlilik, az çocuk yapma modası yarınlarımızı şimdiden tehlikeye düşürmüştür. Bunun istinası güney doğudur. Avrupalıların aksine Amerikalı aileler çok çocukludur.
Şimdi merak ettiğiniz suale dönelim. Hakikaten imparatorluk geri mi geliyor?
Bir kere şunu belirtelim. Osmanlı Devleti, imparatorluk değildir. Bu kelimeyi galatı meşhur olduğu için kullanıyoruz. İmparatorlukta bir ana devlet vardır bir de sömürge devletler. Batılı malum ülkeler, bu anlamda imparatorluktur. Bizde ise her taraf memalik-i şahanedir, her toprak millet adına sultanın eşit mülküdür.
İmparatorluktan maksat büyük, dirayetli devlet olmaktır. Ekonomide, kültürde, eğitimde, nükleer güçte, bilişimde ilk 5’in arasında yer aldığımızda bir anlamda bu gerçek olur. WSJ, kalkınmışlığımızı vurgularken Recep Tayyip Erdoğan’dan cesur Başbakan diye bahsediyor. İşte mevzuun can alıcı noktası burasıdır. Gelişmemiz şahsa bağlı kalırsa hedefe varamayız. Osmanlı ilk önceleri arka arkaya 10 dâhi padişahı şimşekler gibi tarih sahnesine sürdü. Devlet onlardan aldığı ivme ile altı buçuk asır devam etti. Meselemiz kalkınma ve gelişmeyi kişiye bağlı olmaktan kurtarıp sisteme bağlı hale getirmektir.
O zaman imparatorluk avdet eder.
İniş-çıkışlar yaşarsak hedef uzaklaşır.
Siz de sayın Erdoğan sonrasını düşünmüyor musunuz?