Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

'Bırak dağınık kalsın' diyenler...

'Bırak dağınık kalsın' diyenler...

Tunus'da yaşanmakta olanlar, İslam aleminin diğer bazı ülkelerindeki durumun da benzeri şekilde düzelebilme ihtimali dolayısıyla, çoğu kişiyi ciddi şekilde heyecanlandırdı.

Aslında Tunus'daki gelişmelerin seyrinin nereye doğru olacağı ve ortalık bir şekilde düzeldikten sonra, işbaşına hakikaten halkıyla barışık birilerinin gelip gelemeyeceği, en azından şimdilik meçhul.

Tunus'u adeta arka bahçeleri gibi kullandıkları için, halkına olmadık zulümleri yapmakta beis görmeyen bir diktatörün yıllar yılı işbaşında kalmasına ses çıkarmayan, hatta destek olan, başta Fransa olmak üzere batılı ülkelerin, gelişmeler karşısında nasıl davranacakları ve Tunusluların kendi kaderlerini tayin hususunda atacakları adımları nasıl yönlendirmeye çalışacaklarını da, bilmiyoruz.

Ümidimiz ve duamız, Tunus'ta yaşanan karmaşanın bir an evvel son bulması ve emperyalistlerin ülkeleri üzerindeki menfaatlerini değil, öncelikle Tunus'un ve Tunusluların menfaatlerini düşünen birilerinin işbaşına gelmesidir.

Her ne olursa olsun, 'bundan daha kötüsü olmaz' düşüncesi ağır bastığı için, halkını hiçe sayan ve koskocaman ülkeyi nerdeyse demir bir yumrukla yönetme derdinde olup, bu arada ülkenin bütün imkanlarını da çevresine peşkeş çeken birisinin işbaşından gitmesi, yine de önemli bir gelişme ve benzeri gelişmelerin, aynı durumda olan başka İslam ülkelerinde de meydana gelebilme ihtimali bile heyecan verici.

Dünyamız, ortak menfaatleri çerçevesinde bir araya gelen ülkeler arasında oluşturulan siyasi ve ekonomik birliklere sahne olurken, özellikle bazı İslam ülkelerinde, yalnızlığın ve tek başınalığın savunulması ve bunun da; kendi aralarında birlikler oluşturan ülkelerin emperyalist amaçlı yönlendirmeleri sayesinde gerçekleşiyor olması, karşı karşıya olduğumuz en büyük açmaz olsa gerek.

Tek başlarına bile yeter kadar güçlü olan ülkeler, biraraya gelerek daha güçlü olabilmek için birlikler oluşturma yolunu seçerken; İslam ülkelerinin bir araya gelmesi için kafa yormak ve çaba sarfetmek yerine; ülkelerimizin yalnız kalmasını ve her birinin emperyalistler tarafından kolayca yutulabilecek birer av olmasını normal kabul eder hale gelmiş durumdayız.

Zihinlerimizde bu türden düşüncelerin yerleşmesinin temel sebebi de, içimizde yaşamalarına rağmen, bizleri kendi menfaatleri doğrultusunda yönlendirmeyi amaçlayan emperyalistlerin safında yer alanlardır.

Onlar, İslam ülkelerinin biraraya gelmesi ihtimalinin konuşulmasından bile ürktükleri için, bu türden talepleri dillendiren inançlı kesimlerle, yönetimler arasında uçurumlar oluşturmuşlardır.

Tunus, işte bu türden ülkelere verilebilecek en iyi örneklerden birisiydi, daha düne kadar...

Batılı ülke vatandaşları için, tabir caizse adeta ucuz bir turizm cenneti haline getirilen ülke; vatandaşları, hele de inançlı olanlar için, tam bir zindan gibiydi.

Sırtını batıya yaslayan diktatör bozuntusunun, halkına olmadık zulümleri reva görürken, bir yandan da ailesi ve çevresi ile birlikte, ülkenin zenginliklerini yağmaladığı ortaya çıkmış durumda şimdi.

Tunus'un zenginliklerinin becerebildiği kadarını yurtdışına transfer eden ve son olarak, ülkeden kaçarken kullandığı uçakla da, taşıyabildiği kadarını beraberinde götüren Zeynelabidin bin-Ali, büyük ihtimalle en vatansever Tunuslu(!) kabul ediyordu kendisini.

Her nasıl oluyorsa, Tunus'a ve Tunus halkına olmadık kötülükler yapan ve ülkenin zenginliklerini soyup soğana çeviren bir vatansever!..

Tıpkı başka bazı İslam ülkelerinde olduğu gibi.

'Bırak dağınık kalsın' diyenlere dikkat etmek gerek...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi