Rahim Er

Rahim Er

Libya, kapanın elinde kalmasın!

Libya, kapanın elinde kalmasın!

Amerika, Kaddafi ve muhalifleri olayında objektifin netlik ayarını kolay yapamadı. Barack Obama’nın ‘Kaddafi başka şans bırakmadı’ sözü de bunun teyidi sayılabilir. Çünkü süper gücün ağzı yanıktır. Irak ve Afganistan kendisi için ağır dersler oldu. Türkiye, olmadan muvaffak olamayacağının şuurundadır. Onun için dublörler ve figüranlar kullanılmakta. İngiltere ise her zamanki gibi karagöz oyununun perde arkası esas oynatıcısı.
İslam âleminin ve bölgenin gözü Türkiye’dedir. Libya meselesinde şu âna kadar ihtiyatı elden bırakmadı. Buna mecburdu. Orada vatandaşları var, şirketleri var, çok büyük meblağlarda şirket alacakları var. Seçimlere gidiyor, bir ufak yanlışlık, bir asırda bir yeniden yakalanmış itibara halel getirebilir.
Ancak, artık bir anlamda vaziyet kökten değişti. İpler başka merkezlere geçmek üzere. Oyun kuran yerine seyirci olmak tehlikesi mevcut. Güya Albay Muammer Kaddafi, bugün yarın ya vurulur veya Miloseviç’in hücresine götürülür. Bir gün duyarız ki intihar etmiş. İntihar, sırlar açığa çıkmasın diye alınan en kestirme tedbirdir. O zaman diktatör sonrası kurulacak yeni rejimle bu müdahaleci aktörler Libya’da da savaş masrafları ve ortak çıkarlar diye 50 yıllık anlaşmalar akdederler.
Ankara, ne yapacak?
Ne yapması lazım?
Ankara, müdahalenin işgale dönmemesi için seferber olmalıdır. İslam Konferansı böyle bir zamanda ağırlığını ortaya koyamazsa niye var? Bu teşkilat da bu gibi zamanlarda silahlı müdahale kararı alabilmelidir. Kuruluş kanununa ‘İKT gerektiğinde silahlı desteği TSK ve üye devletler ordularından temin eder’ diye bir madde eklenemez mi? Eğer şu gün, böyle bir madde olsaydı BM Güvenlik Konseyinden önce İslam Konferansı Teşkilatı Kaddafi’ye ‘dur!’ diyebilirdi.
‘Sivil halkı koruyoruz’ iddiasıyla Libya, kapanın elinde kalacağa benziyor. Böyle bir netice fiilen ilk dünya savaşının sonunda olduğu gibi bölgenin altın tepsi içinde sömürgeci devletlere sunulması demektir.
Fırsat menfaate çevrilmiştir. Diktatöre ‘ya çekilirsin veya tepeleriz!’ dedikleri ülkenin altı petrol denizidir. Kimse Libya halkının kara gözüne hayran değildir. Fakat kara petrolüne bayılmaktalar. Tuhaftır. G.W. Bush’un Irak işgalinde ağzından kaçırdığı ‘bu bir Haçlı Seferidir’ itirafını bu defa Kaddafi, vatanını vuran kuvvetlere kaşı halkı silahlanmaya çağırırken tekrar etmiştir.
Ankara, sür’atle atağa geçmeli ve Libya’nın kapanın elinde kalmasının önüne geçmelidir. Her türlü ihtimale karşı teyakkuzda olmalı. Libya ahalisi, yarın ‘biz Türkiye’nin parçasıyız, başka güç ve hukuk tanımıyoruz!’ derse duymazlıktan gelemeyiz.
Tokyo’dan nükleer sızıntı, Trablusgarb’dan petrol sızıntısı.
Bu dünyada hiç mi huzur sızıntısı olmaz?
Onu Çanakkale şehidlerine sormalı.
Huzur Çanakkale Boğazının altında kaldı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahim Er Arşivi