Aziz Üstel

Aziz Üstel

Apo’ya göre BDP ‘Küçük Burjuva’ olmuş

Apo’ya göre BDP ‘Küçük Burjuva’ olmuş

Abdullah Öcalan, avukatları aracılığıyla İmralı’dan veryansın etmiş BDP’ye. Ve küçük burjuva olmakla suçlamış, her yerde onu yere göğe sığdıramayan Selahattin’i, Emine’yi ve de arkadaşlarını. Küçük burjuva için Karl Marx “sınıfların en güvenilmezidir. Orta sınıfa sıçramak isteğiyle her türlü hainliğe soyunur küçük burjuva!” der. Küçük burjuvanın sözlük anlamıysa bilinçlenmemiş, bilgisiz, kültürsüz yığınlar demektir. Apo, BDP’liler için ‘zayıf kişilikli’diyerek ‘demokratik siyasetlerinin anlaşılmadığını’ belirtiyor ve özetle partiyi yerden yere vuruyor.

Hayatımda ilk kez Öcalan’ın bir lafına katılıyorum. Gerçekten de, BDP’lilerin ne istekleri belli, ne de özlemleri. Kimi ya da kimleri temsil ettiklerini bile anlayan yok; kendilerinden ve de peşlerinden koşan bir avuç insandan başka. Kalkıp bir yandan ‘ülkede 15 milyon Kürt var’ diyorlar, sonra bu oyun yüzde 15’ini alabiliyorlar ancak! Belirli illerde bağımsız olarak seçime girip meclisin yolunu tutuyorlar. Sonra da seçim bölgelerindeki insanlar için çalışacaklarına onları kışkırtıp sokağa döküyorlar; şiddet, tehdit ve yaygara koparmak üzerine kuruyorlar siyasetlerini. Onun için Öcalan haklı; Tabi Marx da!

Hayriye dayımla Cevdet yengem

Başlık doğru. Dayımın adı Hayriye; yengemin adıysa Cevdet’ti. Neden mi? Üsküdar’da 20’li yılların sonunda nüfus memurluğu yapan Başı Hoş Taceddin Bey yüzünden! Tabi hemen anladınız; adama sarhoş ya da ayyaş diyemediklerinden Başı Hoş demekle yetinmişti Üsküdarlılar. Bebeğinizi nüfusa kaydettirmek istediğinizde sabah erken gitmeniz gerekiyormuş Taceddin Beye. Öğle yemeğinden sonra gittiniz mi kafasına göre takılırmış. Taceddin Bey yüzünden nice kız çocuğu, askere çağrılmıştır günü geldiğinde. Nice oğlan çocuğu da asker ocağının önünden geçmemiştir, Taceddin Bey “cinsiyeti” hanesine “kız” yazdığı için.

Dayımın adını büyük baba “Hayri” olarak bildirmiş Taceddin Beye. Ama öğle yemeğinden sonra bu işe kalkıştığından, Hayriye olarak yazmayı uygun görmüş Başı Hoş nüfus memuru. Bağlarbaşı doğumlu Cevdet yengemin babası da Cevriye adını koymak istemiş kızına. Ama gelin görün ki Taceddin Bey, Cevdet yazıvermiş! Tabi bir ömür boyu ikisinin de yaşadığı kargaşadan sonra birbirlerini bulup evlenmeleri de apayrı bir garabet! Mahkeme kararıyle yengem “kız” dayım da “erkek” olduğunu kayda geçirdikten sonra ancak nikâh defterini imzalayabilmişler...

Her çarşamba mı?

Sendika başkanı toplu sözleşmeyi imzalayıp dışarı çıkmış; işçilerin karşısına dikilmiş:

“Arkadaşlar bundan böyle haftada dört gün daha çalışmayacağız!”

“Yaşaaaaa!”

“Maaşımıza yüzde yüz zam aldık!”

“Aslaaaann...”

“Her yıl üç kat elbise, palto ve ayakkabı verecek patron...”

“Vaaayyyy!”

“Bundan böyle sadece çarşambaları çalışacağız!”

Arkadan cılız bir ses duyulmuş:

“Nasıl yani? Her çarşamba mı?! Oha!”

(Yük. Mühendis Sedat Beyoğlu’na teşekkürler)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Üstel Arşivi