Bayram ve kurban

Bayram ve kurban

Bayram geldi bayram. Uğruna ter döktüğümüz paramızı kurban ettiğimiz gün geldi. Birilerinin kendisine tapındığı paraya, öbürleri kimliğini, kişiliğini satarken bizler o putu ayaklarımızın altında kesmenin zevkine varıyoruz.

Bayram geldi bayram...

Her yerde şenlikler var.

Müslümanların gönlü, ferahdan fezaya yükselirken İslam’a diş bileyenler bayram davulu çalınırken tokmak yiyen davul gibi homurdanıyorlar.

Müslümanlar, Hak yolunun kurbanı olmaya karar verince Cenabı Hak da onlara koyunu kurban olarak verdi.

Hakka kurban olmayanların kurbanı makbul değildir.

Günde beş vakit namazında kurbanlık koyun gibi ellerini bağlayarak Rabbin huzurunda tekbir getirip boynunu bükerek “Kurban olduğum Rabbim İyyake na’büdü/ancak sana kulluk yaparım” diyenler yine tekbir getirerek parayla aldıkları keçilerini kurban ederler.

Kurbanlarını keserken bir defa tekbir getirirler ama bayram boyunca Arefe gününün sabah namazından dördüncü günün ikindi namazına kadar teşrik tekbirleri getirerek canlarını kurban ederler.

“Irak’ta, Afganistan’da, çeçenistan’da Allah yolunda canlarını kurban ederlerken biz buralarda koç kurban etmenin sevincini nasıl yaşayalım?” diyenler var.

Oralarda canlarını kurban eden kardeşlerim de, buralarda koçumuzu kurban eden bizler de İbrahim aleyhisselamın dediği “Namazım da, kurbanım da, yaşamım da ölümüm de alemlerin rabbi Allah içindir” ayetini okuruz. (En’am süresi 162)

Hicret’in üçüncü yılında Şevval ayın yedinci gününde Uhud’da Hz. Hamza ile beraber yetmiş arkadaşını şehit veren sevgili peygamberimiz, iki ay sonra Kurban bayramını yapmıştır.s

Kazancımız bizim etrafımıza kafes örerken, paramız bizi esir alırken kurban kesmek aslında esaret ipine bıçak çalmak, kafesi kırmaktır.

İnsanlar, yeryüzüne savrulmuş yapraklar.

Evler, insan yapraklarının dizildiği çiçekler.

Mahalleler, evlerden güllerin derlendiği buketler.

Şehirler, çiçek tarlalarıdırlar.

Derelerin, çayların, nehirlerin denizde toplandığı gibi dağlı, köylü, kasabalı insanlar da şehirlerde birleşirler.

Herkes birbirini tanır, kimse diğerini tanımaz. Hatta hiçbir kimse kendini tanımaz.

“Kendini tanıyan Rabbini tanır” Rabbini tanıyan kendini tanır. Kendini tanıyan yaptığı kötülüklerden utanır.

Bu bayramda yanlışlık yaptığımız insanlardan özür, Allah’tan af dileyelim.

özür dileyeni afvedelim.

Hatalar olmasaydı af olmazdı.

Af olmasaydı gönül rahatlamazdı.

Hata yapanlar bizim af madenimizi işletenlerdirler.

Bu bayramda af dileyeni af edelim, dilemeyene af tezkeresi gönderelim.

Kardeşlik havası estirelim, sevgi çiçekleri ekelim, dostluk rüzgarları estirelim.

Kinlerimizi kaf dağının ardına atalım.

Dinimizi bahar çiçekleri gibi dağlara taşlara, şehirlere kuşlara yayalım.

Kur’an’ın büyüklüğüne bak, altı harfli “Venhar”/Kurban kes” emriyle milyonlarca Müslüman’ı sevinçle dolduruyor. Bu sevinçten kediler, köpekler bile payını alıyor.

Cehalete kurban olanlar, “kurban olsunlar kurbanımıza” demeyelim.

Onlar da Kur’anımızı okusunlar. Altı harfli bir emrin milyarlarca insana nasıl mutluk verdiğini görsünler ve onlar da Kurban kessinler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi