Sezon başında değişik takımlardan gelen futbolcuları Fatih Terim bir potada eritip; onlardan makine düzeninde oynayan bir takım yaratmayı başardı. Dün gece Karabükspor karşısında Galatasaray aynı düzen içerisinde, hemen hemen hiç hata yapmaksınız, gerek savunma, gerek orta saha, gerekse forvette futbolun gereklerini yerine getirdi. Tabiki bu makinenin bazı çok önemli dişlileri var. Bunların başında Melo geliyor. Melo gerek savunmada, gerekse de hücumda takımı harekete geçiriyor. Gerektiğinde de oyunu yavaşlatıyor; gerekiyorsa hızlandırıyor.

Fatih Terim’in, Fenerbahçe maçıyla birlikte ilk 11’de sahaya sürdüğü Emre, gerçekten hem Sarı-Kırmızılı takım, hem de milli forma açısından çok önemli bir futbolcu olmaya başladı. Kaleyi gördüğü an attığı şutların büyük bir bölümü ya çerçeveyi buluyor; ya da az farkla dışarı çıkıyor. Araya attığı paslar da işin amortisi...

Baros yavaş yavaş güçlenmeye başlıyor. Tabi güçlendikçe de Elmander ile birlikte gerçekten çok önemli tehlikeler oluşturuyorlar.

Servet uzun zamandır oynadığı en iyi futbolu sahaya yansıttı. Neden? Çünkü çok basit oynadı. Kahramanlık yapmaya kalkmadı. Topla ileri çıkmadı. Gereği gibi futbolunu oynadı. Burada Karabükspor da Galatasaray karşısında 10 kişi kalan takımlar sıralamasına girdi. Bu yıl Süper Lig’de Galatasaray ve Fenerbahçe karşısında takımlar sık sık 10 kişi kalıyor. Bunun nedeni ise iki takımda da gerçekten çok teknik futbolcuların olması... Üst üste ayağından top alınan topçu, ya da çalım yiyen futbolcu bir süre sonra ya öfkeyle çelmeyi takıyor; ya da tekmeyi basıyor.

Galatasaray dün akşamki galibiyetiyle 9’da 9’u yakaladı. Geçen yılki Sarı-Kırmızılı takım insanın gözü önüne gelince inanmak kolay olmuyor!.. Gerçekten takım çok büyük bir değişim; hatta başlı başına bir evrim geçirdi. İşte bu futboldan anlayanın transfer yapmasıyla; futboldan anlamayanın laf olsun diye futbolcu alması arasındaki farktır! Galatasaray’ı bu ligde herhangi bir takımın kolay kolay yeneceğini sanmıyorum. Çünkü bu tempoyu 90 dakika boyunca sürdürebilecek başka bir takım yok.