Pakistan'ın Turuncu Devrimi (!)

Pakistan'ın Turuncu Devrimi (!)

Pakistanlıların sokaklarda çılgın gibi koşarak sağı solu yakmalarına, yıkmalarına üzüntüyle bakıyorum. Muhammet Ali Cinnah’ın, Muhammet Ali ikbal’in ülkesi mi burası; o bilge kişilerin?

Geçen yıllarda gördüğümüz Ukrayna, Gürcistan, Kırgızistan, hatta Irak’tan “demokrasi” manzaraları... Amerika acımıyor, kitleleri her ülkede aynı metodla sokaklara döküyor, yaktırıyor, yıktırıyor.

Putlaştırılan “demokrasi” heyulâsı şimdi de Pakistan sokaklarında kan döküyor. Yazın, ilk hadiseler başladığında yazmıştım. Butto ve Navaz Şerif yollanacak dışardan ve “ülkesini kaptırmak istemeyen adamın” Amerikan heyulâsı karşısında zor durumda bırakılması sağlanacak diye. Nitekim öyle oldu. Ama ülkesini, nükleerlerini kaptırmak istemeyen adam o heyulâ kadar zorlu bir karşı duruşla, ABD’nin oyununu bozdu. Butto ile ittifak yaptı. Butto’nun öldürülmesi bundandır. Butto her ne kadar “Amerikan askerlerinin, ülkesinde operasyon yapmasına müsaade edeceği” vaadlerinde bulunduysa da Müşerref’le yaptığı seçim ittifakı, o seçimin ABD’nin tam tamına istediği gibi gerçekleşmeyeceğini gösteriyordu.

***

Buna karşılık Navaz Şerif hâlâ o çok tehlikeli oyunu kendi başına oynamaya çalışıyor. Halkı toplu greve çağırıyor. Halkın toplu grevi elbette işçinin grevine benzemeyecek. Bu, “isyan edin” demek. Birbirinizi kırın, öldürün, yakınyıkın demektir.

Pakistan o kadar yoksulluk ve dar imkanlar içinde dahi olsa nükleer silahı olan tek İslâm ükesidir. Başı da bunun için ağrıyor. Darbeler, suikastler birbirini kovalıyor. Şimdi artık şer güçlerin bütün ülkeler için uyguladıkları, adeta dinî ritüel haline getirdikleri “demokrasi” oyunu Pakistan’da uygulamaya konuluyor.

Irak’a işgalcilerin girişini hatırlayın, çavuşesku’nun karısıyla birlikte sokakta taranışını hatırlayın. çavuşesku, ideolojisi ne olursa olsun, millî ve bağımsızlıkçı bir liderdi. Bunun için de katli vacipti. Yoksa Romanya’da nasıl üsler kurulacaktı. Saddam o kadar salakça işler yapmasına rağmen Irak’ın bütünlüğünü korumaya çalışan biriydi. Heykelinin boğazına ip dolayarak devirenler şimdi ya öldüler ya Abu Garip hapishanesindeler, ya da kimbilir belki fikir değiştirip vatan savunmasına katılmışlardır.

***

Pakistan, İran’a nükleer çalışmalarında yardım ediyordu ve Müşerref ABD’nin İran’a saldırmak için yaptığı stratejik hazırlıklara beklenen desteği vermiyordu. Ayrıca Şanghay İşbirliği’ne gözlemci olarak katılmıştı ve Avrasya birliğinin oluşmasında rol alıyordu. ABD elinin altında tutmak istediği Pakistan’ın bu bağımsız tavırlarını affetmedi. Dahası, önlemek istedi. Ama Pakistan istihbaratının ve ordusunun bu iç karışıklıkları önlemede yeteri kadar başarılı olabileceğini de düşünmedi. Türkiye’de yapmak istedikleri de bu. Demokrasi heyulası Türkiye (buna Batı dillerinde goast deniyor)’de de bunu yapmak istiyor. Birbirine düşürmek, ayrılıklar çıkarmak ve onları beslemek... Araba yakmaların altında yatan amaç budur.

İşte bunun için yeni siyasi işbirlikleri kuruluyor. Asya’da bu “çirkin Amerikalı”dan kurtulmak için kelle koltukta, yeni girişimler başlatılıyor. Pakistan bu “goast”ın, heyulânın yaptığı en kanlı demokrasi oyununu gördü ne yazık ki!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi

Leke

26 Ağustos 2009 Çarşamba 01:09