İsmail Hakkı Akkiraz

İsmail Hakkı Akkiraz

AKP'nin Adil Bir Düzen Kurma Derdi Var Mı?

AKP'nin Adil Bir Düzen Kurma Derdi Var Mı?

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, İslam’ı bir hayat nizamı olarak gönderen, hesap gününün hâkimi, Allah (c.c)’a hamd ederim. Salât ve selâm, peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’ya, âline ve sahabelerine olsun.

İktidar, günümüzde ülke yönetimini elinde bulundurma anlamında da kullanılmaktadır. Yönetim işini yapan kimseye hükümdar denir.

Mülk ve hükümranlık mutlak olarak Allah (c.c)’ındır. BAKARA: 107: “Bilmez misin ki, göklerin ve yerin mülkiyet ve hükümranlığı yalnızca Allah’ındır…” İşlerimize malik olan, onları düzene koyan ve gereğini gerektiği gibi yapan Allah’tır. Allah’tan başka yaratan, yaşatan, hak ve adalet ölçüsü koyan, yöneten veli ve yardımcı da yoktur. Allah’ın yaratması ve dilemesi dışında bizlerin bir adım bile atmamız mümkün değildir. Biz, arzu ettiğimiz şeyi yapmaya yöneliriz, Allah ise o fiili yaratır. Kulların hayır işlerini de, şer işlerini de yaratan Allah’tır. Ne var ki Allah’ın, işlediğimiz İslam’ca işlere rızası, şeytanca işlere ise gazabı vardır. Bunun böyle olması dünya hayatımızın bir imtihan olmasındandır. Kulların dünyadaki tercihlerinden hesaba çekileceği yer ahiret hayatıdır. Hesap gününün tek hâkimi Allah’tır. Bu, bizim Müslümanlık inanışımızdır.

İktidar ve hükümdarlığı kuluna veren de alan da, bununla kulunu imtihan eden de Allah’tır. Kur’an’dan bunun bazı delillerini birlikte okuyalım. BAKARA  247: “Peygamberleri onlara: Bilin ki Allah, Talut’u size hükümdar olarak gönderdi dedi. Bunun üzerine: Biz, hükümdarlığa daha layık olduğumuz halde, kendisine servet ve zenginlik yönünden geniş imkânlar verilmemişken o bize nasıl hükümdar olur? Dediler. “Allah sizin üzerinize onu seçti, ilimde ve bedende ona üstünlük verdi. Allah mülkünü dilediğine verir. Allah her şeyi ihata eden ve her şeyi bilendir.” dedi.” Bu ayet, toplumun hoşuna gitsin gitmesin, Allah tarafından onlara hükümdar tayin edildiğinin delilidir.

Allah, imtihan etmek için, inanmış kullarına iktidar ve hükümdarlık verebileceği gibi fasık, facir, münafık, müşrik ve inkârcı kullarına da verir. BAKARA 258: “Allah kendisine mülk (hükümdarlık ve zenginlik) verdiği için şımararak Rabbi hakkında İbrahim ile tartışmaya gireni (Nemrut’u) görmedin mi? …” Bu bir hakikattir. Rabbimiz bize haber veriyor. ALİ İMRAN 26: “(Resulüm!) De ki: Mülkün gerçek sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden geri alırsın. Dilediğini yüceltir, dilediğini de alçaltırsın. Her türlü iyilik senin elindedir. Gerçekten sen her şeye gücü yetensin.”

Allah’ın, iktidar verdiği kimselerden istediği şey, hakkın hak ölçülerine dayanan adil bir düzeni yürütmeleri ve yeryüzünü imar ve ıslah ederek insanların dünya ve ahiret saadetlerine vesile olmalarıdır. Ben Müslümanım diyen kimselerin, Allah tarafından kendilerine ihsan edilen iktidar gücünü adil bir düzeni yürütmek istikametinde kullanmaları inançlarının gereğidir. Adil bir düzenin en önemli vasıflarından birisi, hiç şüphesiz marufu emretmek, münkeri yasaklamaktır. Böyle bir düzenin temel referansının Kur’an ve Sünnetin ortaya koyduğu hak ve adalet ölçüsü olması, bir tercih olmayıp, mecburi bir şeydir. Kur’an ve Sünnetin hak ve adalet ölçülerini reddeden, Irkçı Emperyalizmin kontrolündeki batı medeniyetinin kabul ettiği hak anlayışına dayanan bir düzen ile insanlık saadet bulamaz. Batı medeniyetinin insanlığa dayattığı düzen, kökü itibariyle kötülükleri emreder, iyilikleri yasaklar ve insanları Allah’a kulluktan uzaklaştırır ve batılın önderlerine hizmet eden köleler haline dönüştürür. Ben Müslümanım diyen kimselerin böyle bir düzeni yürütmeleri, toplumun da buna rıza göstermesi fasıklık ve facirliktir. Fasıklık ve facirlik ise kişi ve toplum için en büyük zulümdür. Allah fasıkları, facirleri ve zalimleri sevmez.

 
ADİL DÜZEN

Allah’tan niyazımız, Hakkı Hak olarak bilip yaşamayı ve Batılı Batıl olarak bildikten sora, ondan kaçınmayı, hakkın hâkim batılın zail olması için çalışmayı bize nasip etmesidir.  Hak, İslam’dır. Batıl, materyalizmdir, ırkçı emperyalizmdir. Günümüzde hakkı Milli Görüş temsil etmekte iken batılı bütün unsurlarıyla batı âlemi temsil etmektedir. Batının biri “Komünizm” diğeri de “Kapitalizm olmak üzer iki düzeni vardır. İkisi de bir “ezen ve ezilen” düzenidir. Komünizm 70 sene insanlığa zulmettikten sonra yıkılmıştır. Kapitalizm de sadece zulmetmektedir, bunun da yıkılıp gitmesi mukadderdir. Şimdilik ayakta durmasının tek sebebi, ırkçı emperyalizmin bir sömürü aracı olması yüzünden suni olarak korunması ve yaşatılmaya çalışılması yüzündendir. İnsanlığa “Mutluluk ve Saadet” getirecek tek düzen, Hakkı Üstün Tutan ADİL DÜZEN’DİR. ADİL DÜZEN sömürüye müsaade etmeyen, herkese hakkını veren, herkese karşı eşit davranan ve herkese fırsat eşitliği veren, herkesin faydalı, yapıcı faaliyetlerini destekleyen, faydalı ekonomik faaliyetleri teşvik eden, ekonomik gelişmenin önündeki lüzumsuz ve haksız engelleri ortadan kaldıran bir düzendir. Adil Düzen, ekonominin yönlendirici ve teşvik edici bir unsuru olan kâra müsaade ettiği halde, bir haksızlık ve sömürü vasıtası olan faize yer vermemektedir. Ayrıca serbest piyasa rekabetini ve mülkiyet hakkını esas alarak bunların faydalarına yer vermekte, buna mukabil tekelleşmeye imkân vermemek suretiyle bunların zararlarından insanları korumaktadır. Adil Düzen, paranın mal gibi alınıp satılmasını reddettiği için faizi reddeder. Faizin adaleti bozduğunu, güçlüyü daha güçlü yaptığını savunur. Adil Düzen, üretim ekonomisinden yanadır, tüketim çılgınlığını ve israfı reddeder. Üretim olmadan refah olmaz. Adil düzende vergiler, ihtiyaç fazlası servetten, üretimden ve katma değeri olan mallardan alınır. Modern vergilerin tamamına yakını Adil Düzenin vergi anlayışına terstir. Adil düzende gelir vergisi, tüketim vergisi, alım satım vergisi gibi vergiler yoktur. Adil düzen de bankalar sömürünün değil, üretimin aracıdır. Bunun için ADİL DÜZEN mükemmeldir ve kalıcıdır. Adil Düzende maddi ve manevi kalkınma dengeli bir şekilde yürütülür. Adil Düzen Milli Görüş’ün, Saadet Partisi’nin benimsediği bir düzendir. Milli Görüş bu düzeni esas aldığı için hem yerel yönetimlerde hem de gel yönetimde başarılı olmuştur. Saadet Partisi’nin iktidarında Adil Düzen, Erbakan Hocamızın bıraktığı yerden yürütülmeye devam edilecektir.

 
AKP VE ADİL DÜZEN

AKP,  diğer batıca siyaset yapan partiler gibi, faizci VAHŞİ KAPİTALİZM düzenini yürütmek için siyaset yapmaktadır. AKP, güce teslim olmuş siyaset geleneğinin bir partisidir. AKP kadroları için, Milli Görüş partileri içinde bulundukları dönemlerde ADİL DÜZEN yanlısı olmaları, bugün sadece, dost meclislerinde anlattıkları geçmiş zaman masalı olmuştur. Çünkü onlar, Erbakan Hocanın kırk yıl kendilerini ADİL DÜZEN masalıyla aldatmış olduğuna inanırlar. AKP, iktidarı müddetince kapitalist nizamın 5 mikrobunu ilaç diye iliklerimize kadar şırınga etmiştir. Bu beş mikrop şudur: 1- Faiz, 2- Haksız vergiler 3- Merkez Bankası ve itibari para politikası, 4- Mevcut bankacılık düzeni, 5- Borçlanmaya dayalı tüketim çılgınlığı.

AKP icraatları, kapitalizme dayandığı için, toplumda şu hastalıkların doğmasına sebep olmuştur. Bu hastalıklar:  1- Açlık, 2- Fakirlik, 3- Pahalılık, 4- Uyuşturucu kullanımı, 5- İşsizlik, 6- Sömürü, 7- Geri kalmışlık, 8- Adaletsiz gelir dağılımı, 9- Uluslararası dengesizlik, 10- Dış ve iç borçlar, 11- Sosyal patlamalar, 12- Harpler, 13- Terör ve mafya 14- Kumar, 15. Rüşvet ve yolsuzluklar, 16- Ahlaki çöküş hastalıklarıdır. Bu hastalıklar, huzuru, hürriyeti, adaleti, refahı ve itibarı tehdit etmektedir. AKP’nin bir İsrail, İngiltere, ABD’nin projesi olduğu söyleniyor. 28 Şubat sürecinde Milli Görüş’ün önünü kesmek için Amerikalıların içerden bir takım kişilere şu teklifi yaptığı yazılıyor: 1- Sizi biz iktidar yapacağız, 2- Size iktidarda sorun çıkaracak olanların işini bitireceğiz, 3- Size yeşil dolar desteği sağlayacağız. Buna karşılık işbirlikçi olacaklardan şunlar isteniyor: 1- İsrail’in emellerinin önündeki engelleri kaldıracaksınız, 2- Büyük Ortadoğu Projesi’ne destek olacaksınız, 3- Ilımlı İslam projesine destek olacaksınız.

Anlaşılan bu teklifi AKP yöneticileri kabul etmişler ki, 13 yıllık iktidar dönemlerinde BOP ve medeniyetler ittifakı eş başkanlığını başarıyla yürüttüler. Gıdamızı ve neslimizi ifsat etmekten başka bir şey yapmadılar. AB müktesebatına koşulsuz teslim oldular. Bütün kötülükleri meşrulaştırdılar. Dindar gözüktüler, eşcinsel toplantılara eleman gönderdiler. PTT gişelerinde güya özelleştirdikleri Milli Piyangonun biletlerini satıyorlar. Helalden dem vuruyorlar, haram satıyorlar. Faizi tahkir ederek, faizcilik yapıyorlar. Dinimize karşı dinimizi kullanarak bizi aldatıyorlar. Pudra şekerine sardıkları zehri yediriyorlar, yanılmışız diye özür diliyorlar. Yanılmışız diyorlar, yanılmaya ve yanıltmaya devam ediyorlar. Bilelim ki bu AKP ve muhalefeti ile saadet bulunmaz.

 

 

 

ÇARE SAADET PARTİSİ’DİR

AKP’liler bizim kardeşlerimizdir. Ancak yolları yanlıştır. Yolu yanlış olanın arkasından gidilmez. İktidar, onlar için bir suç işleme aracı olmuştur. Suç işleyeni ıslah etmek, suç işleme aletini elinden almak fazilettir. 2015 seçimleri bunun için bir fırsattır. AKP kadrolarına iktidar yaramamıştır. Milletçe ittifak edelim bu kardeşlerimizi, içine düştükleri bunalımdan kurtarmak için SAADET PARTİSİ’Nİ iktidar yapalım, yaralarımızı birlikte saralım. İşte o zaman biz kulluk ve kardeşlik görevini yapmış oluruz. Değeli dostlar; İslamsız saadet olmaz. İslamsız saadet arayanların çabası beyhudedir. Rabbimiz uyarıyor. FATIR 5: “Ey insanlar! Şüphesiz Allah’ın vadi gerçektir, sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve o aldatıcılar da Allah ile sizi kandırmasın.” Aldanmayacağız, aldatılmayacağız, Adil Bir Düzen için SAADET PARTİSİ’Nİ iktidar yapıp saadet bulacağız vesselam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Hakkı Akkiraz Arşivi