UEFA bizim başta üç büyükler olmak üzere gırtlağa kadar dayanmış borçların altını eşeleyip bazı yasaklar getiriyor. Ya da kulak çekip, uyarıda bulunuyor muhtemel cezalar için...

Keşke bizim federasyon UEFA’dan önce davranıp Batı’da olduğu gibi kontrollerini gerçekten yapıp da işin buraya kadar gelmesini engelleseydi.

Neyse, bir musibet bin nasihatten iyiymiş ya... Şimdilerde yine özellikle büyükler transferde artık Batılı kardeşleri gibi davranmaya başladılar. Bu büyük bir aşamadır.

Açalım... Fenerbahçe’de Aziz Yıldırım, “Yahu Türkiye gol kralı Fernandao ve de zaman zaman ünlü Van Persie yedek kalıyor. Bize baskı yapan spor medyası ve bazı arkadaşlar bu durumu nasıl da gözden kaçırıyorlar. Bu nedenle kenarda bekleyecek bir üçüncü santrfor alınmayacak” açıklamasını yaptı. Bravo! Akılcı bir transfer politikası... Bu ülkede kendini futbol uleması sananlar az kalsın Fenerbahçe’ye yeni bir 15-20 milyon avroluk kazık attıracaklardı. Neyse ki, Aziz Bey yemedi. Biz doğruya doğru, yanlışa yanlış deriz. Nani’ye gerçekten de bonservisi için 20 milyon dolarlık veya avroluk bir teklif yapıldıysa da, buna eyvallah deyip bütçeye artı konmalıydı. Ama acaba bu teklif doğru muydu? Bunu bilmiyoruz.

Gelelim Beşiktaş’a... Günümüz federasyon başkanının yakıp yıktığı Beşiktaş artık öyle har vurup harman savuran kulüp değil... Yani kovulan hocaların tonla tazminat götürdüğü, bazı yabancı futbolcuların ve menajerlerinin tozunu attığı Beşiktaş değil artık... Demba Ba’dan sonra Ersan da Çin’e gitti. İyi paraya... Franco, Miliseviç de giderken yerlerine daha ustaları neredeyse kafa kafaya paraya alındılar. Günay’la Tolga arasına da bir yabancı kaleci alındı. Şu anda Beşiktaş takımı da tıpkı Fenerbahçe gibi kendi içinde ikiye bölünüp şampiyonluk mücadelesi verebilecek zenginliğe kavuştu. Tek dert olarak stat kaldı. O da bitince bazılarıyla fark büyüyecek gibi görünüyor.  

Galatasaray mı? Gırtlağında UEFA’nın parmakları dururken Linnes ve Donk alındı sadece... Donk ön libero ve stoper oynuyor. Yani iki yerin de adamı... Linnes sağ arkada icraat yapıyor ama çabukluğu ve fiziki direnci, hatta hatta bir kuzeyli olmasına rağmen vasatın üzerindeki tekniği ile değişik de kullanılabilir. Ayağını yorganına göre uzattı Galatasaray da... Sinan’ı da kazandı. Etti mi üç transfer... Yani Ünal Aysal’ın başkanlığındaki gibi ocak ayında 11 oyuncu alıp bir kere daha iflas etmedi.

Ya Trabzonspor? Vallahi anlayabilmek mümkün değil... Gaziantepspor’dan Muhammed alındı. Hem de büyük paraya... Peki, sizin alt yapıdan gelen 19 yaşında bir öz çocuğunuz var. Muhammed ondan iyi mi? Güray mı? Bedava mı aldınız? Hem çöktük diyorsunuz, hem de gereksiz transferler yapıyorsunuz. En azından sizden eski olan ve transfer çukurunda defalarca boğulmuş rakiplerinize bir bakın da, en azından onların doğruyu bulmuş olmalarını taklit edin!

Diğer kulüplerimiz de üçer beşer oyuncu aldılar. Gazetelerde gelenler gidenler sütununda bunları gördük. Bakalım bizim federasyon Mayıs ayı sonlarından önüne gelecek gelir-gider tablosunu gördükten sonra ne yapacak? Daha doğrusu o tablolara bakabilecek mi? En daha doğrusu o tabloları isteyebilecek mi?