Kemal Belgin

Kemal Belgin

Suç ve ceza!

Suç ve ceza!

Başlık, ünlü Rus yazar Dostoyevski’nin yayınladığı ilk romanının adıdır. Yazacaklarım bu romanın isminden esinlenerek bu sütunlara sıralayacaklarımdır. Ve bu ülkede ne yazık ki, suçların büyük kısmı cezasız kalmaktadır. Ya da ucuzlaştırılmaktadır.

Değerli okurlar; bu ülkede işlenen ama her türlü işlenen suçların cezaları ne yazık ki olması gereken biçimde ortaya çıkmamaktadır. Ya üst makamlardan birilerinin müdahalesi, ya adalet koltuğunda oturanların bazı kişiler veya kurumlar tarafından etkilenmesi, bugünkü adı ile de medya sayesinde hiç beklenmedik sonuçlar ortaya koymaktadır suçların cezası hakkında...

Sizlere mini mini iki yaşanmış Batı olayından söz edeyim. Danimarka’da Danimarka ile İsveç Avrupa Futbol Şampiyonası grup eleme maçı oynuyorlar. İsveç deplasmanda 3-0 galip oynuyor. Bitime de 3 dakika kalmıştır. Danimarka bir de penaltıya sebep olmaz mı? Yani maç muhtemel 4-0 bitecektir. İşte tam bu sırada bir tek seyirci sahaya atlayıp hakeme saldırmaya yakınken tutuldu. Maçın Alman orta hakemi yardımcılarını yanına çağırdı ve gitti. Yani maçı bu skorla oynanırken bile tatil etti. Maç bizim saatle gece yarısı 23.00 civarlarında sona erdi. Hemen ertesi gün, saat 12.00 sularında UEFA cezayı şöyle açıkladı: Danimarka 3-0 hükmen yenik sayılmıştır. Ayrıca 500 bin dolar para cezası ve 3 maç saha kapatma cezasına çarptırılmıştır.

Almanya’da, yanlış hatırlamıyorsam Dortmund’un sahasında meydana geldi diğeri... Kale arkasında kaleciye bir yabancı madde atıldı. Skor önemli değil... Maçın hakemi yardımcılarını çağırarak maçı tatil etti. Sonuç mu? Tabii ki 3-0 hükmen...

Bizde mi? Erman Toroğlu, Trabzon’un Trabzon olduğu günlerden birinde Beşiktaş maçını yönetiyordu. Yardımcı hakeminin başı yarılınca, düdüğü çaldı ve gitti. Trabzonspor hükmen yenik sayılmıştı. Hüseyin Göçek de, Olimpiyat Stadı’nda Diyarbakırsporlu seyirci sahaya girince maçı tatil edip gitmişti.

Şimdi burayı dikkatle okuyunuz. Bu son olaydan sonra talimat değiştirdi bu ülke... Çünkü iki defa sahadan çekilme, ligden düşmeyi gerektiriyordu. İşte bu maddeyi Diyarbakır’ın özel durumu sebebiyle bir günde 4 maça çıkarttık biz... İşte biz böyle bir ülkeyiz, ne yazık ki!

Ve bakınız biz ne yapıyoruz. Federasyon kararını gelecek Çarşamba açıklayacakmış. Yapma be!  Bence seneye açıklayın. Neyin değerlendirmesini yapacaksınız acaba? Birilerinden gelecek talimatları mı bekleyeceksiniz? Yoksa Şenol hocanın ölüp ölmeyeceğini mi bekleyeceksiniz? Fenerbahçe cephesi mi? Eh, hazır FETÖ varken, bunu da bağlarsınız birilerine, belki de böylece hükmen yenik olacak taraf da Beşiktaş olur, biter.

Son cümle... Maçın hakemi Mete Kalkavan, şayet hükmen yenik kararı çıkmaz ise Fenerbahçe için, hakemliğe devam edemez. Böylece ne güzel olur değil mi Şekip Bey? Bir FİFA hakeminden daha kurtuluruz. Ben yazıya nokta koyarken federasyonun böyle bir tablo sonrası karar vermek için FİFA ve UEFA’ya akıl danışmasını tavsiye ederim... Hani belki de bilgilerini arttırmış olurlar... Ve de nasıl dik durulur öğrenirler...

Maçın futbol yönü mü? Ne yazsak ki! Ortada öyle bir şey var mıydı? Belki Şekip Bey dile getirir onu da, tıpkı kulübün tarihini dile getirdikleri gibi...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi