Etme bulma dünyası

Etme bulma dünyası

Sadi’nin Gülistan veya Bostan’ından okumuştum; Hazineyi hortumlayan babalardan biri, dokunulmazlık zırhını giydiği günlerde bir taşla bir dervişin başını yarar. Gün geçer devran döner yeni babalar büyüyünce eskisini hapse atarlar. Tek kişilik F tipi cezaevi olarak da terkedilmiş, suyu çekilmiş kuyuyu kullanıyorlarmış. Bunu duyan derviş kuyunun başına varır ve elinde taşı aşağıya atar. Baba eskisi aşağıdan bağırır; “Kim o, bu taşı bu zor günümde atan kim?” Derviş; “Bu taş senin kendi attığın taş. Filan zaman filan yerde bir dervişe taş atmıştın. İşte o taş yenice senin başına düştü” deyiverir.

Rabbimiz de: “Başınıza gelen her bela/müsıbet kendi ellerinizle yaptıklarınızdan dolayıdır.” Buyurmuş Rabbimiz. (Şûra 30) Ama hemen ayetin devamında “Birçoğunu afveder” buyurmuş. Şûra suresinin 34’üncü ayetinde yine “Yaptıklarına karşılık Allah, onları helak eder.” Buyuruyor. Yine aynı surenin 22’inci ayetinde “Yaptıkları kendi başlarına düşerken, zalimleri korkudan titrerken görürsün” buyurur.

Kırk yıldır ülkenin yönetiminde söz sahibi olanlar televizyon ekranından “katilleri, çeteleri, vurguncuları yakaladık, yakalamaya devam edeceğiz.” Diyorlar.

Yolsuzluktan yakalananlar yirmi, otuz, kırk veya elli yaşlarındalar. Konuşan yetkilinin yönetiminde büyümüş ve eğitilmiş.

üniversiteyi bitirmiş, İngilizce’yi ana dili gibi öğrenmiş, kanunları yutmuş, siyasileri uyutmuş, hazineyi hortumlamış. Yönetici de yetiştirdiği adamı “yakaladım” diye övünürken salıvermek durumunda kalmış.

Allah’ın kitabı Kur’an’a göre yaşamak yasaklanırsa ülkedeki mahkum sayısı, ilim adamı sayısından fazla olur. Hapishane sayısı fabrika sayısından fazla olur.

çocuğunun karnına ateş dolduran bir baba görseniz “Delirmiş” dersiniz. Bakara suresinin 174’üncü ayetinde Allah’ın ayetlerini gizleyen ve bundan çıkar sağlayanların kendi karınlarına ateş doldurduklarını, Nisa suresinin 10’uncu ayetinde yetim malı yiyenlerin kendi karınlarına ateş doldurduklarını haber verir. Hazineyi yakınlarına ve yandaşlarına ikram edenler ateş ikram ettiklerini bilsinler.

“Ama hocam batı devletleri Kur’an’a göre yaşamadığı gibi Kur’an’a da inanmaz. Orada mahkum sayısı bize oranla daha az” denebilir. Onu sen batıda yaşayan Türk işçine sor. Eğer batı uyuşturucu kullanan her vatandaşını hapse atsa ülkedeki her evi hapishane yapıp kapısına da uyuşturucudan uyuşmuş bir gardiyan koyması gerekir. Hapse atmadığı gibi mecbur kalmış ve uyuşturucu kullanılabilen sokak ve kahvehaneler ayırmış ve ruhsat vermiş.

Fahişelerine şehrin belirli sokaklarını ayırmış. Her türlü rezaletin önünü alamadığı için belirli yerlere izin vermiş ama dünyaya da “Ben özgürlükler ülkesiyim “ diye buruk ağzıyla hava atmaya kalkmış.

çakar almaz tanklarını, miadını dolduran uçaklarını, deli danalarını, sanayi artıklarını, üçüncü dünya ülkelerine kakalayanları çok uluslu şirketlerin sahibi, saygın iş adamı olarak ödüllendirmiştir. Dinimize göre kafir de olsa aldatmak suç sayılırken oralarda saygı görmüşler.

Rahmet peygamberinin rahmet ümmeti olarak bütün insanlık ailesini peygamber çocuğu olarak göreceğiz ve Hz. Adem’in hatırına herkesin gönlüne iman çekirdeğinin zerre kadarı da olsa girmesi ve bu canların cehennemde yanmaması için canımızı ve malımızı bu yola koyacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi