İmralı'ya selam, Cumhuriyet mücadelesine devam!

İmralı'ya selam, Cumhuriyet mücadelesine devam!

Nasırına basılan, feryadı koparıyor.
Cumhuriyet elden gidiyormuş da onun için mücadele ediyorlarmış.
ETÖ zanlısı Yalçın Küçük öyle diyor.
Mücadele Cumhuriyet için olduğuna göre, Cumhur da kendileri oluyor herhalde. Bizim gibi nadanlar için mücadele edecek halleri yok ya.
Bazıları inanmasa da, Küçük’ün Cumhuriyet için mücadele ettiğinden adım gibi eminim. Başında kalpağı, boynunda kızıl atkısıyla başka bir şey için mücadele edemez zaten. Ona inanmıyorsanız, kızıl atkısına inanacaksınız.
Atkı diyip geçmeyin sakın.
Büyük adamların her aksesuarının bir manası vardır. Mesela sarı atkı ile kızıl atkı arasında dağlar kadar fark vardır. Üstat’ın metoduyla bakmak gerekirse, isimler içinde ar-er gibi hecelerin kullanılması kripto Yahudiliğe işaret eder.Erener, Güvener, Senar gibi..
Üstat sarı’nın ar’ındansa kırmızının kızılını tercih etmiştir. Konuştuğu her kelimeyi kırmızının kızılı ile beraber düşüneceksiniz.
Kızıl Cumhuriyet, kızıl devrim, kızıl Asker, kızıl, hükümet vs.
Yani kıpkızıl bir Türkiye.
Lakin dava arkadaşları gibi hâkimler de Küçük’ün mücadelesini ciddiye almamış olacaklar ki, birkaç günlük mevkufluktan sonra onu serbest bıraktılar. Hâlbuki üstadın atkısıyla verdiği kızıl mesajı dikkate almaları gerekirdi.
Tanıyanların yalancısıyım ama üstat bu kadar hafife alınmaktan sekte-i kalpten gitmezse, bir daha gitmez, Ahir ömründe birkaç ay olsun ağır mahkûm muamelesi görmesi gerekirdi diyorlar.
Yargıçların tahliye kararı karizmasını fena çizmiş anlaşılan.
Apo’nun öteki arkadaşı örgüt lideri isnadıyla yargılanırken, onca selam-kelama rağmen Küçük’e minik bir rolün bile çok görülmesi inciticidir. Oysa iyi bir rol kapmak için ne hamleler yapmış, ne nutuklar atmıştı.
Lakin bugünün yarını da var.
Üstadın daha hapishane kapısından başlattığı büyük taarruz kendisine bir istiklal madalyası kazandırmasa da, iyi bir isim kazandıracaktır. Şimdiden namlı mahkûmlar arasında hatırı sayılır bir yer edindiği söylenebilir… Ancak Silivri mahpuslarını geçebilmesi için daha çok çalışması, çok ekmek yemesi gerekiyor.
Bu işler birkaç nutuk atmakla olmaz. Lafın zehirlisini söyleyecek, yumruğun okkalısını vuracak, mutlaka bir üst mahpushaneye terfi edeceksiniz. Başka türlü Apo’nun öteki arkadaşını geçmesi mümkün değil.
Hazır yeni koğuşlar da yapılmışken, üstat elini çabuk tutmalı, Kürdistan dağlarındaki yoldaşlarına gönderdiği selamları sıklaştırmalı, ne yapıp edip, yeni koğuşlardan birini kaparak kendini hafife alanları utandırmalıdır.
Cumhuriyet fedaisine de bu yakışır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi