Bir hesap sorma fırsatı

Bir hesap sorma fırsatı

27 Mayıs darbesinden sonra Demirel’in dışında başka bir isim Başbakan olsaydı,bu darbe geleneği oluşmazdı. Demirel asker söz konusu olduğunda her zaman arabayı geri vitese alan bir siyasetçi. Her darbede önce o kaçtı. Darbecilerle her zaman önce o anlaştı. Önü açılmak şartıyla her türlü iş birliğine müheyya oldu.

60 darbesinin hesabı sorulsaydı, ne 12 Eylül ne de daha sonraki darbelerin hiç biri olmayacaktı. Hesap sorma yürekliliğini gösterememek sonraki darbelerin tetikleyicisi oldu. Bunu son darbe teşebbüsünün delil klasörleri arasındaki belgelerde de görmek mümkün.

Darbe hazırlıklarını seyretmek, darbecilerin etki alanını genişletmiş, her gün yeni isimlerin bu kumpasa dahil olmasına vesile olmuştur. Nasıl olsa darbelerin önü kesilemiyor, bizde beraber olup, bir koltuk sahibi olalım düşüncesini yerleştirmiştir.

ETÖ kapsamında yapılan operasyonlarda bir çok sivil ismin bu darbe oluşumun katılmış olması bu düşüncenin bir sonucudur.

Bu yönüyle Demirel, Türk demokrasisine darbecilerden sonra en büyük zararı veren kişidir. Darbeler karşısında takındığı korkak, pasif, yüreksiz tavır, onun iktidar dönemlerinde darbecilerin iştahını kabartan bir unsur olmuştur. Bugün bile darbecilerin Demirel gibi müsait bir siyasetçiyi çok aradıklarını düşünüyorum.

Ah, bir Demirel gibi biri iktidar olsaydı da, bir darbede biz yapsaydık.

Darbe heveslileri arasında böyle düşünenler az değildir herhalde. Çünkü 27 Mayıs darbesinden sonraki tüm darbelerde Demirel ya Başbakan ya Cumhurbaşkanı, ya darbelerin olgunlaştırıcısı, ya iş birlikçisidir.

Tabi suçu sadece Demirel’in omuzlarına yıkarak, tüm sorumluluğu onun kişiliğinden ibaret görmek doğru değil. Demirel’i kırk yıl bıkıp usanmadan sırtında taşıyan, ahmaklığı alışkanlık haline getiren destekçilerini de unutmamak gerek. Bir defa iki defa üç defa değil, Demirel’e oy verenler belki on defa aldatıldılar ama Demirel’e oy vermeye de devam ettiler. Hala Nurlu Demirel uykusundan uyanmamakta ısrar eden,basiretini kaybetmiş bir sürü insan var. Darbecileri nasıl Demirel gibi siyasetçiler iştahlandırıyorsa, Demirel tipi siyasetçileri de bu akıl almaz ahmaklık iştahlandırıyor.Bu kadar aptal, bu kadar angut bir araya gelince Demirel gibi siyasetçilerin meydana çıkması da kaçınılmaz oluyor. Arz talep meselesi yani.

Ancak şimdi farklı bir durumla karşı karşıyayız..

Demirel’in siyaset yaptığı zeminin üstünden çok sular geçti. Ne seçmen aynı seçmen, ne de artık seçmenin kafasında eski Demirel imajı var.

28 Şubat’ın Demirel’inin bu pazarda siyaset yapma şansı yok.

Onun azat kabul etmez yamağının hiç yok!

Şimdi kırk yıl Demirel’in saltanatına hizmet edip,elimiz kırılsaydı da oy vermeseydim diye nadim olanlara bir fırsat doğmuştur. Bu Demirel’den kırk yılın acısını çıkarmak mümkün. Onun da Yamağının da, temsil ettiği köhnemiş, çağın dışında kalmış düşünceleri de bir Osmanlı tokadı ile tarihin çöp tenekesine atılabilir.. Ama bu iş, en çok onu zamanında desteklemiş olmanın vebalini taşıyanlara düşer. İşte Demirel nadimlerine bir aklanma, temizlenme ve tabi tövbeyi Nasuh imkanı...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi