Fenerbahçe, bir yandan Şampiyonlar Ligi’nde bir üst tura geçmenin huzur ve keyfini yaşayadursun, Vestel Manisa karşısında ortaya koyduğu futbol skora da tamı tamına yansıdı. Aslında attığından daha fazlasını da kaçırdı diyebiliriz. Ama seyreden kaçırılan gollere bakmayıp, atılanlarla mutlu sona ulaştı.

Fener’in bu kadar uzatmalı dakikalarda koşa koşa oynaması ve ardından Manisa karşısındaki oyun temposunda olabildiğince fevkalade görüntüsünden sonra Türk futbolunda artık kondisyon eksikliği sözüne itibar edilmemesi gerektiği inancındayım. Biz de büyük Avrupa takımları gibi hem kazanan, hem de yorulmayan bir şekle geldik.

Ligin zirvesine bakıyorum, heyecan dorukta. Beşiktaş; Galatasaray, Fener ve Sivas’ın 1 puanlık burun farkıyla önünde. önümüzdeki hafta bu 4 takımın oynayacağı maçların şampiyonluğu yüzde 30 belirleyeceğine inanıyorum. Fenerbahçe, Konya’ya gidecek. Konya şaşırtıcı bir şekilde farklı yenilgiler alıyor, Fenerbahçe de özellikle böyle zorlu deplasmanlarda kazanan oluyor. İlginç bir maç oynanacak.

Galatasaray, Ankaraspor ile karşılaşacak. Beşiktaş sahasında Trabzonspor’u ağırlayacak, Sivas da Vestel Manisa deplasmanına çıkacak. Bu maçlar sonucunda kim kazanırsa yoluna devam eder. Kısaca Fener son dönemdeki görüntüsüyle umut saçıyor. Konya deplasmanı kendi ligimizdeki zirve yarışı için büyük önem taşıyor. Bu bariyerli bir yolun geçişinde Fener kazanır ve önünde yeşil ışık yakan bir futbol tekrarlarsa yolu olabildiğince açılır.

Bir-iki kelime de Uğur için etmek istiyorum. Onu izlerken zevk alıyoruz. Uğur’un bu kadar kısa zamanda böyle bir olgunluğa ulaşmasını ve inanılmaz temposunu alkışa değer görüyorum. Yalnız bizim seyir zevkimiz değil, artık Batılılar da Uğur’u görmek istiyorlar.