Netice, lâti lokum...

Netice, lâti lokum...

. Evet değerli okuyucularım, Dünya Kupası gurup eleme maçlarına iyi başladık ve Erivan’da kazanan biz olduk.. 
Zaten başka bir netice de beklemiyorduk..  
2-0‘lık galibiyet net bir netice.. Aslıda daha da farklı olurdu.. 
Mesela, Fatih Terim’in çift forvet inadı yüzünden Semih’le birlikte Milli Takımımızın ileri ucunda yer bulan Mevlüt iki yüzde yüz golü kaçırmamış olsaydı, henüz ilk yarıda 2 farkı yakalamıştık... 
Açık konuşmak gerekirse, Mevlüt beni şaşırtıyor.. Fransa ligi gibi klâs futbolcuların top koşturduğu bir futbol arenasında oynuyor olması, üstelik formasını giydiği Sochaux’un da en golcü elemanlarından olması, Mevlüt’ün kalitesini gösterir, ancak, Mevlüt’ün Milli Takımımızda “tık”ı yok.. Ermenistan karşısında kaçırdığı ilk golü hadi anlayabilirim, çaprazdan vurdu ve direği sıyırdı, filan!. Ama ikinci kaçırdığı gol var ki, sorarlar adama; “Bunu atamayacaksın da hangisini atacaksın?..”
Ermenistan maçı iki ayaklı bir müsabakaydı.. Birincisi sportif, ikincisi siyasi.. Sportif tarafını 2-0’la geçtik.. Siyasi kısmı da umulan gibi oldu.. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün maça gitmesi ve maçı Ermenistan Devlet Başkanı Serj Serkisyan’la birlikte izlemesi iki ülke adına hoş şeyler.. Buna “sporun gücü” de diyebiliriz.. 
Neyse, biraz daha maça bakacak olursak, müsabakayı kazanmamıza rağmen oynadığımız oyunun çok da iyi olmadığını söyleyebilirim.. Defans göbeğinde Servet’le Gökhan Zan’ın zaman zaman kademeyi kaybetmeleri, açık söyleyeyim ki, çarşamba gecesi oynayacağımız Belçika maçı için verilen S.O.S’ti.. Belçika forvetleri Ermenistan futbolcuları gibi acemi değildir.. Böyle hata yapan, açık veren defans görüntüsü, umarım o maçta olmaz.. 
Tuncay Şanlı attığı golün dışında sadece koştu.. 
Emre, Fenerbahçe’de sakat diye oynamıyor, sakatlığı geçmeden de Milli Takım’da oynatılınca psikolojik olarak ürkek kalıyor.. 
Aurelio maçın savaşan ismiydi.. 
öteki savaşçı ise ikinci golümüzü Ermenistan ağlarına gönderen Semih’ti.. Mevlüt kenar yönetim tarafından çıkartılıp, Milli Takımımız tekli forvete dönünce, Semih’in de rakibi nasıl yıprattığını gördük.. Tabii burada oyuna Kazım’ın da monte edilişini ve o futbolcunun sağ taraftan hızlı akınlar yapışının da katkısı unutulmamalı.. 
Euro 2008’in yıldız ismi Arda, Erivan’da nedense pek bir varlık gösteremedi.. 
Kaleci Volkan’ı bir, iki şutun dışında rahatsız eden çıkmadı.. 
Sağ ve sol beklerimiz Gökhan Gönül ve Hakan Balta rahat bir oyun çıkarttılar ancak ileri çıkışlarda zayıf kaldılar.. 
0yuna sonradan giren Ayhan Akman yılların futbolcusu.. Ama yanında müsait 2-3 futbolcu varken kaleye şut çekmesi anlaşılabilecek gibi değildi.. Bu, olsa olsa “aman golü ben atayım” hastalığı.. 
Gökhan ünal için bir kanaatim olmadı, çünkü oyunda az kaldı..
Milli Takımımız için şunu da ifade etmem gerekir.. Fatih Terim’in başını çektiği kenar yönetim bazen resmen uyukluyor.. Ermenistan’ın geri dörtlüsü iri kıyım futbolcular!.. Bizim çocuklar ısrarla havadan orta yapmaya çalışıyorlar.. Ama ısrarla.. Adamlar da armut toplar gibi topluyor.. Kenardan müdahale yok.. Ama kamera Fatih Terim’e döndüğünde Hoca’daki tavırlar, mimikler, hareketler, gırla gidiyor.. Gerçekten komedi.. 
Ermenistan takımına gelince.. Takım oyunu oynamaya gayret ediyorlar. Koşuyorlar.. Fakat oyunu yönlendirecek maestro’ları yok.. Sadece koşmak yetmiyor.. General orta saha bulmaları gerekir..
Netice-i kelâm; oyun olarak olmasa da skor itibariyle gurup elemelerine iyi başladık.. 
Hayırlısı olsun..
Şimdi önümüzde çarşamba var..  
0 gece bir de Belçika’yı geçtik mi, kaymaklı kadayıf olur..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi