Yine deplasman... Yine hüsran...

Yine deplasman... Yine hüsran...

Anlaşılan o ki, Fenerbahçe’ye bu sene gurbet yaramıyor.. Sarı-Lacivertli ekip son Sivasspor maçı dahil olmak üzere 3 deplasmandan da puan alamadı..
Fotoğraf bozuk gözüküyor.. Bir takım, daha ligin başında oynadığı 5 maçın 3’ünden yenik ayrılırsa şampiyonluğu belki kaybetmeyebilir, ancak moral motivasyonu allak bullak olur!.. Toparlanması son derece güç olur!.. Fenerbahçe’de şu an itibariyle gördüğüm bu!..
Ama tekrarında yarar var, 34 haftalık lig maratonunun daha başlarındayız ve her takımın olduğu gibi Fenerbahçe’nin de önünde 29 hafta var..
Gelelim Sivasspor maçına..
İlk yarı itibariyle Fener fena değildi.. Lakin Aragones’in bana göre maça hatalı tertiple başlaması Fener’in sonunu hazırladı..
Uğur Boral’la maça neden başlanmadı?.
Aragones, Emre’ye sol kanatta değil de, orta alanda görev verseydi, Maldonado’yu ise kulübeye çekseydi!.. Ve bu maçta ne yapıp yapıp, Semih’i kulübeye hapsetmeseydi.. Bunları yapmayan ya da göremeyen bir teknik adam kusura bakmayın ama istediği kadar Avrupa Şampiyonu bir Milli Takım’ın başından gelsin, bana göre hava cıvadır..
Tabii, bu, madalyonun bir yüzü.. Öteki yüzü ise Sivas takımının bitmeyen enerjisi ve de maçı kazanma arzusu..
Ve bu dinamizmi futbolcularına aşılayan bir kahraman teknik adam!..
Bülent Uygun!..
Gerçekten Sivasspor takımı başta hocaları ve teknik heyet olmak üzere tebrike şayandılar..
Ne olursa olsun, Fenerbahçe gibi bir takıma karşı maçı son ana kadar kovalamak kolay iş değil. Bunu başardıklarından dolayı da Sivas takımını ve camiasını kutluyoruz..
Fenerbahçe için de şunları söyleyebiliriz..
Yazımın başlarında da ifade etiğim gibi, elbette ki dünyanın sonu değil.. Toparlanmak ellerinde.. Luis Aragones bu maçta hata yapabilir, ancak takımı toparlayacak olan yine kendisi olacaktır..
Salı gecesi Dinamo Kiev’le oynayacakları Şampiyonlar Ligi maçında umarım hatasız oynarlar.. Alacakları galibiyet lig için de bozulan morallerin yerine gelmesini sağlayacaktır..
*
Beşiktaş çok önemli iki puan kaybetti.. Bırakın iki puanı, maçı bile kaybedebilirdi..
İstanbul Büyükşehir Belediyespor dirençli bir ekip.. İyi de futbolcuları var.. Beşiktaş maçın başında Holosko’nun ayağından orta-şut karışımı bir vuruşla golü bulunca, maçın Beşiktaş lehine gollü biteceği görüşünde olanlar bir hayli fazlaydı.. Ama sonra görüntü faklılaştı.. Belediyespor dengeyi kurdu.. Ardından ikinci devre Adriano’yla golü de buldu.. Hatta, Efe, İbrahim Akın ve Serhat’la da önemli goller kaçırdı..
Peki, ya Beşiktaş’ın sayılmayan golü?.
Buz gibi goldü.. Kesin hakem hatası..
Bülent Yıldırım geçen sezon hatalı düdük çaldı mı?.. Hem de tonla!.. Bu sezon?.. Yine aynı. Cumartesi Beşiktaş’ı yakar, önümüzdeki haftalar ise kim bilir kimi.. Kim denk gelirse..
Yazık!..
Hep söylüyorum, “FİFA dünya kupalarına bizden niye hakem almıyor” diye kafa patlatanlara, Beşiktaş’ın sayılmayan golü kanaatimce cevap olur..
*
Trabzon’da düello vardı.. Trabzonspor’la Antalyaspor kora kor bir maç çıkardılar.. Trabzonspor saha ve seyirci avantajını iyi kullandı ve müsabakayı son dakikalarda attığı golle 3-2 kazandı..
Antalyasporluların kesinlikle başları öne eğilmesin!.. En az Trabzon kadar maçı kazanmayı hak eden bir oyun ortaya koydu Antalyaspor!.. Ve yine söylüyorum, ligde puan cetvelindeki yeriyle örtüşmeyen tek takım var, o da Antalyaspor!.. Bu maçta da özellikle Uğur ve Ertuğrul çok başarılıydı..
Trabzon takımı maçta iki defa yenik duruma düştü.. Tabii, maçları alan, bir anda ortaya çıkan yıldız futbolculardır.. Bu defa da aynısı oldu.. Gökhan Ünal ilk golde Colman’a topu görerek ve bilerek indirdi, son golde ise tek kelimeyle klâsını konuşturdu..
Trabzonspor için geçen hafta da “oyunundan zevk alınan takım” ifadesini kullanmıştım.. Bu hafta da aynı görüşteyim.. Savaşan bir oyun yapıları var.. Bu aslında bir Ersun Yanal klâsiği.. Geçen yıl olmadı.. Çünkü eleman kalitesizliği vardı.. Bu yıl doğru futbolcuları doğru yerlere aldılar ve 5 maçta topladıkları 13 puanla ligin zirvesine oturdular.. Trabzon’a bir kere daha tebrikler..
*
Bursaspor doludizgin geliyor.. Ne içeri dinliyor ne de deplasman!..
Bu hafta da rakip Kocaelispor’du.. Ve lig yaralısı Kocaelispor da sahasında Bursa’ya 3-2 mağlup olmaktan kurtulamadı.. Atılan goller güzeldi.. Fakat Romaschenko’nun son dakikada 35 metreden yolladığı füze hepsinden daha kaliteydi..
Bursa için daima söylediğim bir şey var..
Nüfus itibariyle, sanayi, ekonomi ve sosyal bakımdan Bursa gibi bir şehrin takımı her zaman ligin zirvesinde olmalı..
Ama gelin görün ki, Bursaspor yıllardır iç çekişmelerden dolayı yerinde saydı.. Hak etmediği yerlerde adeta süründü..
Şu an itibariyle görüntü parlak!.. Bundan sonra ne olur?.. Herhalde nasıl başlarsa öyle gider.. Böyle de gitsin zaten!.. Lige hareket gelsin..
Sivas, Trabzon, Bursa, Kayseri, Gaziantep takımları çıksınlar, ligi şöyle bir sallasınlar..
Böylece futbol gelişir.. Kalite artar..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi