M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Hem patronlar hem de çalışanlar vasıflı olmalıdır

Hem patronlar hem de çalışanlar vasıflı olmalıdır

Patron dindar, faziletli, vicdanlı, mürüvvetli olacak; işçiler çalışanlar da böyle olacak. Patron işini iyi bilecek, işçiler çalışanlar vazifelerini iyi yapacak… Kalkınma böyle olur. Patronlar, işçiler iyi olmazsa işler yürümez. Okullar, üniversiteler, toplum böyle patronlar, çalıştıranlar böyle çalışanlar yetiştirmelidir.

***

Fabrikada işçilere sulu köfte, pilav ve zerde verilirken, patron kuzu dolması, zeytinyağlı enginar, krem karamel yiyor. Bu ahlâka, vicdana, hikmete (bilgelik) aykırıdır. İşçiler ne yiyorsa patronlar da ondan yemelidir. Resulullah Efendimiz (salat ve selam olsun ona), kölelerinize yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin buyurmuşlardır.

***

Müslüman patronlar tevazuda, alçak gönüllü olmada işçileri geçmelidir.

***

Sultan Abdülhamid Han Hazretleri, çok yakınındaki memurların yeni elbiselerini görünce, hayırlı olsun dermiş, bazen kumaşını sorarmış. Memurunki Avrupa kumaşı ise benimki Hereke Fabrikası ürünü diye iftihar edermiş.

***

İnsanların, çevrendekilerin senin kürküne itibar etmesine aldanma. Asıl gerçek itibar ilmine, irfanına, bilgeliğine, faziletlerine hayırlı meziyetlerine olan itibardır.

***

İnsanların toplumun ve çevrendekilerin sevgileri, alkışları, övgüleri sakın seni aldatmasın. Bir düşmeyegör. Etrafında kimse kalmaz.

***

Fütüvvet teşkilatı ve ahlâkı geri gelmezse, getirilmezse Türkiye’nin iktisat, ticaret ve iş hayatı düzelmez.

***

Uzun müddet işsiz gezmişti, çok sıkıntılar çekmişti. Nihayet düşük ücretli bir iş buldu. İlk maaşını alınca bir yığın borcuna ve ihtiyacına bakmaksızın kredi ile lüks bir cep telefonu satın aldı. Böyle adamların ne kendileri kalkınır ne de topluma faydası olur.

***

Rasim beyin otomobili güzel bir Renault’tur. Bütün ihtiyaçlarına cevap veriyor. Güzel, konforlu bir araç. Şatafat meraklısı dostlarından biri ona “Rasimciğim bu arabaya mı düştün!” demiş. Araba mı düşük, böyle söyleyen mi?

***

Otomobil ile bir yere giderken trafikteki lüks pahalı cazibeli otomobil selini görüyor ve otomobil statüsünün Türk toplumuna maliyetini düşünüyorum. Orta halli otomobillere binip, binit paralarının yarısını sanayii sermayesi yapmış olsaydık biz de Güney Kore gibi dünya çapında muazzam bir otomotiv ve elektronik sanayiine sahip olabilirdik.

***

Latin, Bizans, Akdeniz, Hispanik, Afrika, üçüncü dünya zihniyetini bırakıp; Japonya, Singapur, İsveç, İsviçre, Almanya gibi etkili bir zihniyete sahip olmazsak düzelemeyiz.

***

İsveç Volvo, Saab otomobillerini, savaş uçakları, gemiler, denizaltılar, her şey yapabiliyor da biz neden onların seviyesinde değiliz? Bu soruyu sormak keyfe bırakılmış bir iş değildir. Sorulması vacip olan bir sualdir. Geride kalmamızın sebeplerinden biri bu soruyu sormamamızdır.

***

Dünyada en iyi idare İsviçre’ninkiymiş. Ben Türkiye idaresinin en iyi olmasını isterim. İkinciliği bile kabul etmem. İsviçre bizden sonra gelsin.

***

Önemli olan çok para kazanmak, zenginlik, aşırı tüketim, aşırı konfor, lüks şeyler yiyip içmek, pahalı giysiler, geniş meskenler, otomobiller motomobiller değildir. İnsanî gündemin birinci maddesi mutluluktur. Bu yoksa evlerin, otomobillerin, yeme-içmelerin bir faydası olmaz.

***

İki kızgın fil dövüşüyormuş. Orada bulunan miskin bir karınca bunu görünce var gücüyle hemen kaçmış ve yuvasına girmiş. En doğru işi yapmış.

***

İnsanları hür olmayan bir toplum hür olamaz. O topluma istediğiniz kadar hürriyet verseniz yine olamaz.

***

Sınırsız aşırı bir hürriyet, hürriyetin en büyük düşmanıdır.

***

Tüketim toplumunun insanları dışarıdan bakıldığında hür görünseler de gerçekte hür değildir.

***

Günahları dolayısıyla tevbe edip ağlayan bir günahkâr; faziletleri dolayısıyla gurur ve kibre kapılan, kendini beğenen bir günahsızdan üstündür. 

***

Dindar birisi börek dükkânına “İslam börekçisi” yazmış ama börekleri hiç kaliteli değil, yiyenin midesine deve hamuru gibi oturuyor. Böyle İslam börekçisi olur mu?

***

İffet değeri yitirilirse Müslüman kadın ve kızların itibarı kalmaz, haysiyetleri payimal olur.

***

Hicabsız tesettür olmaz. Hicab nedir? Bu İslami kavram ve değeri muteber kitaplardan öğreniniz. (Bedir Yayınevi’nin HİCAB isimli küçük ve ucuz kitabını okumanızı tavsiye ediyorum.)

***

Yeryüzünde, insanlık âleminde kötülük, günah, fısk, fücur, azgınlık, isyan, tuğyan artıyor mu? Cevap: Artıyor, hem de dehşet verici bir hızla. Gidişat İslami ölçütlere vurulursa bu netice çıkıyor. Bu, ahir zaman alametlerinden olsa gerek. Gerçek Müslüman bundan rahatsız olur. Kötülüklerin yoğunlaşması, çoğalması, dünyayı istila etmesi karşısında Müslüman üzülmeli, öfkelenmeli, nehy-i münker yapmalıdır. Bunları umursamayanlar, bana ne diyenler gafil Müslümanlardır.

***

2022 yılında Şam’da Sultan Vahidüddin’in kabri başında toplanılmalı, hıyanete uğrayan o mazlum padişahın ruhaniyetinden afv dilenmelidir.

***

Bendeniz Konya’da otursam beton bir apartman dairesinde değil bahçeli, eski bir Konya evinde otururum. Beton apartmanlar, Müslümanlara uymayan meskenlerdir.

***

Beş vakit namazı kılmayan bir kimse sufi olamaz. Piran efendilerimizin hepsi beş vakit namazı dikkatle, önemseyerek, dosdoğru kılmışlardır. Önce Şeriat sonra Tarikat. Şeriatsız Tarikat olmaz. Olur diyenlere gülesim geliyor.

***

Derneklere, vakıflara, sivil toplum kuruluşlarına, kültür kurumlarına tahsis edilen tekke binalarının semahanelerine ayakkabı ile girilmemelidir. Bu mekânlarda ayda en az bir kere icazetli şeyhler dervişleri ile birlikte, vakit namazını kıldıktan sonra zikrullah yapmalıdır. Bu yapılmazsa vakfiyeler çiğnenmiş olur. Sille ve tokat yenilmesinden korkulur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi