M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Kölelikten kurtuluş

Kölelikten kurtuluş

Tüketim toplumu nizamı, fıtrata insan boyutlarına aykırı bozuk bir sistemdir. Bu sistemin çarkları içine düşen insanlar köleleşir.

Köle durumuna düşüp de farkında olmayanları uyarmak amacıyla yazıyorum, okuyup rahatsız olan çıkarsa fakiri affetmelerini istirham ederim.

Ben hürüm, kimse beni köleleştiremez, zincire vuramaz edebiyatıyla kişi hür olmaz.

Önce insanı köleleştiren şeyleri yazayım:

Parayı ana değer haline getiren kimse köleleşir.
Para iyi bir hizmetçi, kötü bir efendidir.
Lüks, israf, aşırı tüketim, aşırı konfor köleleştirir.
Kendini beğenmek bir tür köleliktir. Nefs-i emmaresinin kölesi olmak…
Bağımlılık yapan her şey köleleştirir. Cep telefonunu lüzumu ve ihtiyacı kadar kullanan köleleşmez. Bağımlısı, hastası, manyağı olursa aynı zamanda kölesi olur.
Sapık, bozuk çarpık ideolojilere bağımlılık köleliğe köprüdür.
Holiganlık, hangi konuda olursa olsun köleliğe yol açar.
Lüks şatafatlı, statü pahalı, gösterişli otomobillerin sahipleri aynı zamanda onların köleleridir.
Karısının kölesi olan kocalar vardır.
Resulullah Efendimiz (salât ve selam olsun ona) âhir zaman alametlerinden birini şöyle anlatıyor: Kadınların efendilerini doğurmaları. Yâni haylaz, yaramaz, şımarık, serseri, züppe, küstah, ebeveynlerinin başına bela olan çocuklarının kölesi durumuna düşmek.
Beşeri ihtiraslarının kölesi olmak.
Beyin yıkayıcı reklâmların kölesi olmak.

Gerçekten hür olmak için o hürriyete lâyık bir insan olmak gerekir.

Hürriyetin sınırları vardır.

Başka dinden olanlara bir şey söylemem ama Müslüman’a yakışan şer’î hürriyettir.

Küfrün hürriyet dediği nice şey mü’mini köleleştirir.

Servetinin kölesi olan zenginler vardır.

Ribâ köleleştirir.

Faizli kredi köleleştirir.

Ben hürüm kuruntularını bırak, gerçekten hür olmaya bak.

Cehlin köleleri…

Taassubun (bağnazlık) köleleri…

Hürriyet putlaştırılınca, o puta tapanlar köleleşir.

İnsan, ihtiyaçlarını çoğalttıkça ıstırapları da çoğalır ve köleleşir.

Velhasıl, gerçekten, sahiden hür olmak müşkül bir iştir.

***

Sağlık iki ana konuda olur. Birincisi beden sağlığı, ikincisi akıl ve ruh sağlığı.

Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.

Sağlığı bir bütün olarak ele almak gerekir.

***

Gece saat 23.00… Alçak bir sürücü otomobilinin ve motosikletinin egzozundan kulak zarlarını zedeleyici patlama sesleri çıkartıyor, mahalleyi rahatsız ediyor. Bu adama ne yapmalı? Motosikletin çıkarttığı sesler gibi böğürtüler çıkartıncaya kadar pataklamalı ve sonra elinden bir daha yapmayacağına dair yeminli taahhütname almalı. Bu dediğim demokrasiye ve insan haklarına aykırı mıdır?

***

Gamsız, çok mutlu, huzurlu, sağlıklı bir adam bulsam, ücretli veya ücretsiz onun bir gömleğini alsam ve sırtıma geçirsem… Belki de o adamın bana verebileceği gömleği yoktur.

***

Merhum Profesör Turhan Baytop’un artık İstanbul’da nesli tükenmiş eski bahçe güllerimiz hakkında bir kitabı var. Keşke bir belediye veya bazı belediyelerimiz o güllerden bol sayıda fidan üretseler ve her yere dikseler. İstanbul’a İstanbul gülü yakışır. (Türkiye’de Eski Bahçe Gülleri, Kültür Bakanlığı Yayınları.)

***

Pikniğe katılmak isteyen birine: Aşağıdaki şartları kabul ederseniz sizi çağırabilirim…

Basit, ucuz, yavan nevaleler yemeye razıysanız.
Gidiş geliş ve piknik esnasında kesinlikle gıybet, gevezelik, zevzeklik edilmeyecek.
Cemaatle kılınacak namaza katılacaksınız.
Ayrılırken piknik yerini tertemiz pırıl pırıl ortaklaşa temizleyeceğiz.
Sizin bir şey getirmenize lüzum yoktur. Ucuz, basit, mütevazı şeyleri biz alırız.
Biz piknik yaparken yakınımıza gelen kedi ve köpekleri hep birlikte besleyeceğiz. Onlara kışt hışt demeyeceksiniz. (Zavallı, perişan, aç bir hayvanı acımasızca kovan bir kimse ile birlikte olmak istemem…)

Kabul ediyorsanız haber verin, müsait bir zamanda sizi çağırayım.

***

Müslümanlar arasında kural şudur:

Kelamdan önce selam verilmelidir.

Selamsız sabahsız kelam etmek ayıptır.

Esselamualeyküm demek kimsenin ağzını eskitmez, çenesini yıpratmaz.

Bir Müslüman’dan selamı esirgemek büyük cimriliktir.

Lütfen birbirimizden selamı esirgemeyelim.

İslam selamından hoşlanmayan dinsizlere iyi günler, merhabalar denilebilir.

Hoş, onların iyi günleri olmaz ki…

***

Mühendislere, doktorlara, teknokratlara mutlaka edebi sosyal sanatla ilgili kültür kazandırılmalıdır.

Sadece mühendis teknokrat kafasıyla dengeli kalkınma olmaz.

Bütün yapılarımızın harçlarına yeterli miktarda Mimar Sinan, Fuzuli, Itrî, Karahisarî ruhu ilave etmeliyiz. Bunlarsız güzel bina yapılamaz.

***

Mübarek Ramazanda yine geçen senelerde olduğu gibi gündüzleyin yenilecek içilecek, sigara dumanları savrulacak, dondurmalar yalanacak.

Eskiden İstanbul gayrimüslimleri Müslüman vatandaşları üzmemek, onlara karşı saygısızlık yapmamak için açıkta yiyip içmezlermiş. Onların bu hassasiyetlerine laik Müslümanların bir kısmı sahip değil.

***

Müslüman olduğum, İslam’ın icaplarını yerine getirmeye çalıştığım için bana düşmanlık eden saldıran dinsizlere:

Sizde medeniyet, insanlık, tolerans, vicdan, ahlak, akl-ı selim olsaydı böyle yapmazdınız.

Allah size de, azılı agresif bir İslam düşmanı iken Müslüman olan Arnaudvan Doorn gibi hidayet nasip etsin.

***

Ahir zaman Peygamberi Hazret-i Muhammed’in (salât ve selam olsun ona) risâleti, daveti, Kitabı, dini kendilerine ulaştığı halde inkâr ve tekzip edenler cehenneme atılacaklar. Kendilerine hidayet dilerim.

***

Allah müminleri müjdeliyor, bunlara kulak verenlere, ömrü ölümüne imanla bitişenlere müjdeler olsun…

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi