M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Camileri Yaktıranların Tuzaklarına Düşmeyelim

Camileri Yaktıranların Tuzaklarına Düşmeyelim

Şu ana kadar on camide yangın çıkartıldı... Evet tam on cami kundaklandı... Kimler çıkartıyor bu yangınları? Amaçları nedir?

Pakistan’da, başka İslâm ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de Sünnî Alevî çatışması çıkartmak istiyorlar.

Yakın geçmişteki Kahramanmaraş, Sivas olayları hep kasıtlı ve tertipli olaylardı. Sivas olaylarını bir tiyatro oyunu gibi önceden tertiplediler, halkı kışkırttılar. Şimdi de şu meşhur Madımak otelini müze yaptırtmak istiyorlar. Peki, Başbağlar köyü ne olacak? O köyün de bir açık hava müzesi haline getirilmesi gerekmez mi?

Bence ne Madımak, ne Başbağlar müze olsun. Kanaması dinmiş, kabuk bağlamış yaralar tekrar açılmasın.

Alisiz Alevîliği kimler çıkartmak istiyor?

Bir Alevî derneği, çıkarttığı takvime günlük namaz vakitlerini koyduğu için niçin bu kadar ağır şekilde tenkit ve protesto ediliyor?

Gazi hadiselerini kimler kışkırtmıştır?

Üzücü Gazi hadiseleri patlak verince Uğur Dündar bendenizle, Profesör İzzettin Doğan’ı birlikte programa çağırdı. Yatıştırıcı konuşmalar yaptık. Birkaç gün sonra ziyaretime Belediyede motor tamircisi olarak çalışan bir vatandaş geldi. “Sizi tebrik etmeye geldim. Ben Alevîyim, o programdaki konuşmanızı çok olumlu ve doğru buldum...” dedi, elimi öpmek istedi, bırakmadım, musafaha ettik.

Bu memlekette yaşayan Sünnîler ile Alevîler kardeştir. Lakin bu kardeşlik birilerine batıyor. İlle de düşmanlık ve çatışma çıkmasını istiyorlar.

Camileri yakacaklar... Ardından Cem evlerini yakacaklar ve vatandaşlar birbirine girecek, bu hain fesatçılar da kına yakıp oynayacak... Sevgili Alevî ve Sünnî vatandaşlar!.. Sakın bunların oyunlarına gelmeyiniz, sakın bunlara fırsat vermeyiniz.

Alisiz Alevîlikmiş...Ne saçma iddia!..

Bir kısım sahte ve sözde Alevîler o kadar ileriye gittiler ki, “Biz Müslüman değiliz...” dediler. Bu ne korkunç saçmalıktır.

Alevîlik Müslümanlığın bir şubesidir. Aramızda farklılıklar vardır ama onlar da kesinlikle Müslümandır. Bundan on üç yıl kadar önce ziyaretime Manisa’dan iki Alevî hocası geldi, oturup sohbet ettik, bana kitaplar hediye ettiler. Onlar da birtakım dinsizlerin, ateistlerin Alevîliği çarpıtmasından çok şikayetçi idiler. Bu konudaki yazılarım dolayısı ile beni tebrik etmeye gelmişlerdi.

Alevîler Müslümandır. Alevîler Allah’a, Peygamber’e, Kur’ân’a iman ederler.Sünnîler, Alevî Müslümanlar gibi Ehl-i Beyt Efendilerimizi severler ve onları kılavuz ve rehber olarak tanırlar. Ehl-i Beyti sevmeyen ne Alevî olur, ne Sünnî... Alevîler de âhirete inanırlar, iyiliklerin ödüllendirileceğini, kötülüklerin cezalandırılacağını bilirler.

Alevîlik adı Hazret-i Ali kerremallahu vecheh ve radiyallahu anh efendimizden gelmektedir. Hz. Ali biz Sünnîlerin de başının tacıdır.

Hepimiz, Alevîler ve Sünnîler bu müştereklerde birleşmeli ve farklılıkları esas olarak almamalı, hele hiç tartışmamalıyız.

Kâfirler, münafıklar, ajanlar, provokatörler, casuslar, kundakçılar, yönlendiriciler, fesatçılar Türkiye gemisini batırmak istiyor. Onların oyunlarına gelmeyelim.

Gemi batarsa ne Sünnî kalır, ne Alevî.

Cami yakma işinde muhakkak dış güçler vardır.

Alisiz Alevîlik çıkartmak isteyenlerin köken itibariyla Alevî olmadıklarını biliyor musunuz?

Kaç sene oldu bilmiyorum, Şam’a gezmeye gitmiştim. Dönüşte havaalanında bıyık ve sakallarından Alevî oldukları anlaşılan bir grup gördüm. Türkiyeliymişler. Selamlaştık, hal hatır sorduk. Muharrem ayıydı. Kerbelâ’dan geliyoruz, ziyaretler yaptık dediler. Mübarek olsun dedim. Onlar da bana, sizin de Şam’daki ziyaretleriniz mübarek olsun dediler.Ayak üstü güzelce, kardeşçe, dostça konuştuk...

Biz Müslümanlar mâzideki fitneler ve çekişmeler yüzünden çok zarara uğradık. İnşaallah bundan sonra tuzaklara düşmeyelim.

Şeytanlar halkımızı Türk Kürt, Sünnî Alevî, dinci lâik diye düşman kesimlere ayırmak istiyor. Bu maksatla dışarıdan büyük paralar geldiğini tahmin ediyorum.

Bir Ortadoğu devleti Türkiye Alevîlerini Şiî yapmak için planlı programlı şekilde çalışıyor. Böyle bir gelişme ülkemizi Pakistan’a benzetir. Camiler bombalanır, kanlar dökülür. Yabancı devletler bizim içişlerimize, dinimize, mezhebimize karışmasınlar.

Bir başka Ortadoğu devleti de Türkiye Sünnîlerini bozuk bir fırkanın taraftarı yapmak istiyor. Bu iş için de paralar harcanıyor, ajanlar yetiştiriliyor.

ABD ve İsrail, Türkiye’de kendi işlerine gelen ılımlı, evcil, light bir İslâm türetmek istiyor. Onlar da büyük paralar harcıyor. Onların da ajanı, hizmetkârı çok.

Camilerin kundaklandığı bölgelerdeki Cem evleri korunmalıdır. Onlara en ufak zarar verilmemelidir.Biz hepimiz Müslümanız, hepimiz kardeşiz, hepimiz aynı geminin yolcusuyuz.

Farklılıklarımıza rağmen barış ve mutabakat (uzlaşma) içinde kardeşçe yaşamayı bilmeliyiz. Cenâb-ı Hak bu vatanı, bu halkı fitne ve fesatlardan korusun.

Alevî ve Sünnî bütün din ve iman kardeşlerimi saygıyla selamlar, benden büyük olanların ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim. Vatanımızı, halkımızı belâlardan, fesatlardan koruması için Yüce Yaratan’a dua edelim.

Kafasızlar Feryat Ediyor

Bir kısım çağdaşlar avaz avaz feryat ediyor: Ülkenin muhafazakâr kısımlarında, bazı taşra şehirlerinde tolerans yokmuş...Korkudan açıkta içemiyorlarmış...Şortla gezemiyorlarmış... Bikini mayo giyilemiyormuş...Mini etekli kadınlar tehdit ediliyormuş... Ojeliler tir tir titriyormuş...

Bunları söyleyenler kimler? Üniversitelere başörtülü kızlar giremesin diyenler... Mahkemelerden, hastanelerden çarşaflı kadınların atılmasını alkışlayanlar...En haklı dinî hizmet ve faaliyetleri gericilik diye damgalayanlar.

Fethullahçılar, şunlar bunlar ülkeyi ele geçiriyormuş... Kanunlara, hukuka aykırı işler mi yapıyorlarmış? Hayır, yasal sınırlar içinde gece gündüz çalışıp çabalayarak başarılı oluyorlarmış. Buna kim karışır? Masonlar, Rotaryenler, Lionsçular, Solcular, Kemalistler, Komünistler çalışınca suç oluyor mu?

Kendilerine ilerici, Müslümanlara gerici diyenlerde hukuk kavramı yok.Onlar ideolojik kafalı kişiler. İdeolojileri hukukun da, adaletin de, toplumsal barışın da, millî uzlaşmanın da üzerinde.

Vatandaşların şapka yüzünden asıldığı, zindanlarda çürütüldüğü o eski kara günleri özlüyorlar.

Ah o eski İstiklâl Mahkemeleri yeniden kurulsa ve cayır cayır gerici asılsa ne iyi olacak.

Bunlar o kadar zavallı ki, içki içmeyi medeniyet sayıyor.

Çıplaklığı, zinayı, evlilik dışı ilişkileri ilericilik sanıyor.

Şortla gezmeyi, bikini mayo giymeyi, fuhşu ilericilik sayıyor.

İşte bu kafadır, Türkiye’yi bugünkü geri kalmışlık çukuruna düşüren.

Türkiye niçin bir Japonya olamadı?

Türkiye niçin bir Güney Kore olamadı?

Türkiye niçin bir Tayvan olamadı?

Türkiye niçin bir Singapur olamadı?

Hep bu kafa, hep bu ideoloji, hep bu çarpık ve sapık uygarlık anlayışı yüzünden.

Türkiye pek bayağı, pek âdi bir hedonizm batağına saplanmıştır. Sorumlular bu kafasızlardır.

Türkiye’nin Güney Kore seviyesinde ve kalitesinde bir otomotiv sanayi olabilirdi, bu kafasızlar önledi, engelledi.

Türkiye uçak fabrikası kurabilirdi. Bu kafasızlar önledi.

Türkiye, ihracatta dünyanın dördüncü ülkesi olabilirdi, hep bu kafasızlar engelledi.

Şu beyinsizlere bakınız: Milyon dolarlık meskenlerde, yazlıklarda içip yestehleyecekler... Lüks otomobillerde caka satacaklar...Lüks restoranlarda zıkkımlanacaklar... En lüks ve en pahalı fuhşu yapacaklar... Ülke gelirinin % 60’ını % 2’lik bir mutlu ve putlu azınlık yiyecek, halk sürünecek... Ve ülke böylece ilerleyip kalkınacak. Sefil kafalar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi