M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Harbî Kâfirlerden Para Alan, Destek Gören işbirlikçiler Hâindir!

Harbî Kâfirlerden Para Alan, Destek Gören işbirlikçiler Hâindir!

• Müslümanların vazifesi İslâm’ı tebliğ etmek, ümmet-i daveti (henüz mü’min olmamış bütün insanları) hak dine çağırmaktır.

• Mü’min olmak, ehl-i necat ve ehl-i cennet olmak için, sadece Allah’a inanmak yeterli değildir. Bütün Peygamberlere, hassaten son Peygamber Hâtemü’l-Enbiya Hz. Muhammed’e iman etmek şarttır. Mekke müşrikleri de Allah’a inanıyorlardı. O’na eş ve ortak koştukları, O’nu noksan sıfatlardan tenzih etmedikleri, Peygamberi tekzib ettikleri (yalanlayıp reddettikleri) için, Allah vardır demelerine rağmen müşrik ve kâfir idiler.

• Teolojik açıdan tek ibrahimî din İslâm’dır. İslâm’dan başka hak din yoktur. Bu, Kur’ân ile Sünnet ile icmâ-i ümmet ile kesin ve sabittir.

• Hazret-i Muhammed’in (salat ve selâm olsun ona) risaletini (Peygamberliğini), dâvetini, dinini, şeriatını inkâr eden, onu yalanlayan kişiler ve topluluklar kesinlikle mü’min değildir ve ebedî mutluluğa eremezler, cennete giremezler. Bu konuda gelmiş geçmiş ve çağımızdaki İslâm ulemâsı arasında ihtilâf, görüş ayrılığı yoktur.

• Biz Müslümanlar Hz. Musa’ya da, Hz. İsa’ya da (her ikisine selâm olsun) iman ederiz; Yüce Allah’ın Tevrat ve İncil adlarında iki kutsal kitap göndermiş olduğuna inanırız. Hz. Muhammed’e imân etmeyenler, Kur’ân’ın ilâhî kitab olduğunu kabul etmeyenler ile âmentüde ittifakımız yoktur, bilâkis derin ihtilâfımız vardır.

• İslâm dininin asıl, temel, kesin hükümlerinde hiçbir kimsenin veya cemaatin değişiklik yapmaya salahiyeti ve yetkisi yoktur. Bu gibi değişiklikler, yenilikler, reformlar bâtıldır ve Müslümanları bağlamaz.

• İslâm’ın temel, asıl, müttefakun aleyh (üzerinde ittifak edilmiş)bir tek hükmünü inkâr eden kâfir olur, dinden çıkar.

• Ilımlı İslâm, light İslâm, yenileştirilmiş İslâm, reformlanmış İslâm, kâfirlerin Müslümanlara kurdukları tuzaklardır.

• Siyonistler ve Haçlılar İslâm’a ve Müslümanlara karışamazlar, İslâm’ı kendi istedikleri kalıba ve şekle sokamazlar. Bu konuda onlara yardımcı olan işbirlikçiler haindir.

• İslâm’a hizmet etmek için Siyonistlerden ve Haçlılardan para alanlar, destek görenler çok yanlış bir yoldadırlar ve doğru yolu bırakıp sapıklığı seçmişlerdir.

• Siyonistlerin ve Haçlıların rızasını ve aferinlerini kazanmak için İslâm’da cihad yoktur diyenler dalalettedir.

• Dinî bir konuda ihtilâf çıktığı zaman cumhur-i ulemâya (gerçek din âlimlerinin çoğunluğuna) tabi olmak gerekir.

• İslâm münzel (Hak katından indirilmiş) ilâhî dindir. Reformcular, yenilikçiler, tarihselciler münzel dinin yerine uydurulmuş bir İslâm türetmek istiyorlar.

• Tevhid inancı ile Teslis inancı birbiriyle asla bağdaşmaz ve uyuşmaz.

• Gayr-i müslimleri dost ve veli (idareci) edinmek Kitab ile Sünnet ile, icma-i ümmet ile yasak kılınmıştır.

• Kur’ân-ı Kerîm’i kendi re’yi, hevası ile yorumlayanlar sapıktır.

• İslâm düşmanlarından para alanlar, destek görenler, onlarla işbirliği yapanlar İslâm ve Müslümanlar adına konuşamazlar.

• Peygamberlerden başka kimse ismet (günahtan korunmuşluk) sıfatı ile sıfatlı yani masum değildir.

• İcazetsiz “Müslüman” oryantalistlerin din hakkında uluorta konuşmaya, ahkâm kesmeye hakları yoktur. Bunları imam (din önderi) edinenler sapıtır. Müslümanların, dinî konularda icazetli gerçek ulemâya tabi olması gerekir.

• İslâm’ın tazimini emrettiği şeyleri tahkir edenler, tahkirini emr ettiği şeylere tazim edenler kâfir olur.

• Ehliyeti, icazeti, liyakati, ilmi olmayanlar din hakkında kendi re’yleri ile konuşamazlar. Cahillerin dinî bir konuda “Benim fikrim şöyledir” demeleri büyük bir felâkettir.

• İslâm’ın asıllarının, temellerinin, ana hükümlerinin, farz ve yasaklarının, temel kurumlarının hiçbiri teferruat değildir.

• Peygamberin vekilleri, varisleri, halifeleri gerçek Rabbanî alimlerdir. Ulemâissu, Peygamberin vekilleri değildir.

• Gerçek Mehdi olmadığı, mehdiliğin şartlarına ve sıfatlarına sahip bulunmadığı halde kendisini Mehdi gibi gösterenler ve göstertenler kezzab ve sapıktır.

Büyük Kavgalar, Büyük Paralar

ŞU temel gerçeği hatırımızdan hiç çıkartmamalıyız: Türkiye’deki büyük kavgaların arka planında daima büyük paralar, büyük menfaatler dönmektedir. Arka plan dedim. Sahnedeki kavgacıların bir kısmı bedavaya oynayabilir ama perdenin ardında, kulislerde büyük paralar/menfaatler dönmektedir. Daha önce de yazmıştım ama tekrarlamakta fayda var, büyük paraların döndüğü sektörler hangileridir?

(1) PKK terörü konusunda büyük paralar dönmektedir. Uyuşturucu, silâh/cephane ve koyun (evet koyun) ticareti. Daha bitmedi. Akaryakıt kaçakçılığı... Bu işi sadece teröristler mi yapıyor? Hayır... Daha fazla yazamam.

(2) Derin devlet, Susurluk, Ergenekon... Bu işin ardında da büyük paralar ve menfaatler vardır.

(3) Lâiklik... Bazı gazeteler, şahıslar, çevreler lâiklik konusunda aşırılıklar, militanlıklar yapıyor, ortalığı velveleye veriyor. Bunların siz bedavaya mı yapıldığını sanıyorsunuz? Bir yazar, bir genel yayın yönetmeni her ay bir servet miktarı maaş ve ücret alırsa elbette bazı şeylerin avukatlığını/savunuculuğunu yapacaktır. Lâikliğin fedakâr (!) taraftarı bazı medya kuruluşlarının ardında holdingler, bankalar, neler neler bulunmaktadır. Lâikliği din gibi benimseyen ve onun için garazsız ivazsız çalışanlar vardır ama onlar azınlıktadır.

(4) Gelelim İslâmcılık sektörüne: Geçenlerde yazmıştım, bir savcı bir avukat dostuma özel bir sohbette şöyle söylemiş: “Filan tarikatın başındaki zat tertemiz bir kimse, cemaati içinde de temiz kimseler çok ama o tarikatta müthiş para dönüyor...” Bugün ülkemizde öyle dinî cemaatler vardır ki, yılda milyarlarca dolarla oynamaktadır. Bunların zühd ile “fakr” ile ilgileri yoktur. Banka, holding gibi faaliyet ve hizmet yapmaktadır. Yine İslâmcılık sektöründe, milyarlarca dolarlık servetlere sahip olmuş kişiler bulunmaktadır. öyle Hazret-i Muhteremler vardır ki, para saymaktan, hesap yapmaktan tesbih çekmeye vakitleri kalmıyor. Zavallıcıklar!..

(5) Namusuyla çalışan, işçilere ve iş hayatına hizmet eden sendikaları ve sendikacıları tenzih ederek söylüyorum. Bu sektörde de çok acayip hikâyeler vardır. Bir cinayete kurban giden bir sendikacının iki Jaguar otomobili vardı. Köylü kökenli idi. Sendikacılık yaparak büyük zengin olmuştu.

Milyonlarca halk, çekişmeleri heyecan ve tedirginlikle takip ediyor, memleketin hali nereye gidiyor diye soruyor. Dönen dolaplardan, işin parasal boyutundan haberi olanların sayısı çok azdır.

Büyük futbol kulüplerinin para konusundaki içyüzlerini biliyor musunuz?

Filân gazeteler/televizyonlar patronunun medya dışı faaliyetlerini, dudakları uçuklatacak muazzam servetini biliyor musunuz?

Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış...

Bugün ülkemizde büyük zengin olmanın yollarından biri de politika yapmaktır. Bu işe sıfırdan başlayıp kısa zamanda dünya çapında dolar milyarderi olanlar vardır.

Yanlış anlaşılmasın... Yukarıda anlattıklarım herkes için geçerli değildir. Elbette hak veya batıl inançlarına, ideallerine, ideolojilerine samimiyetle, parasız pulsuz hizmet edenler vardır. Konumuz onlar değildir.

Aklımızdan bir an bile çıkartmayalım:

Terörün gölgesinde yapılan uyuşturucu ticareti.

Terörün gölgesinde yapılan silâh ve cephane kaçakçılığı.

Atatürkçülük ve lâiklik ticareti.

Din ticareti/sömürüsü.
Bunlar kesin şekilde önlenmeden Türkiye düze çıkmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi