M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Önemli bir soru

Önemli bir soru

Soru

Soru: Devamlı olarak bid'at cereyanlarını, Kur'ân ve Sünnet'ten az veya çok ayrılmış fırkaları tenkit ediyorsunuz. Tekrar edip duruyorsunuz. Böylece fitne çıkarmıyor musunuz? Bizim önümüzde İslâm düşmanı azılı, militan, saldırgan kafirler varken...

Cevap: Müslümanların zilletten izzete, esaretten hürriyet-i şer'iyeye, iktidarsızlıktan iktidara, altta kalıp ezilmekten üste çıkıp ülkeyi adalete, güvenliğe, nura kavuşturmak için çalışmaya, etkisizlikten etkili olmaya ulaştıracak temel şartlardan biri birliktir, vahdettir, ittihad ve vifaktır. Bugünkü yüzlerce, binlerce fırka ve hiziple, bunca bid'atle, Müslümanların birbirleriyle çekişip tepişmesiyle bu özlenen birlik olmaz. Birlik hak ve sahih itikatta, hak ve sahih fıkıhta birleşmekle olur. İttihad Müslümanların başlarına bir İmam-ı Kebir seçip ona biat ve itaat etmeleriyle olur.

Türkiye'de Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanlığı, kültürü hakimdir. Bütün Sünnîlerin bu daire içinde birleşmeleri gerekir.

Sünnî olmayan Müslümanların da Sünnîliği yıkmaya çalışmamaları gerekir.

Türkiye'de Sünnîliği yıkmak, yerine bid'at fırkalarını hakim kılmak için dışarıdan büyük paralar geldiğine dair çeşitli rivayetler vardır. Karineler vardır.

Sünnîliği kaldırıp onun yerine Fazlurrahman mezhebini hakim kılmak istiyorlar.

Bu işler için büyük paralar harcanıyor, büyük ücretler ve maaşlar ödeniyor.

Bugünkü bid'atçilik, tefrika, fitne, fesat, tezebzüb, reformculuk, İslâm'ı AB standartlarına uydurma sapıklıkları ile Müslümanların birleşmesi, güçlenmesi, düşmanlarını alt etmesi mümkün ve muhtemel değildir. Birleşmek bir tarafa daha da parçalanır, şeytanın maskarası olurlar.

Bütün müslümanlar Kur'an'da birleşmeliyiz... Ne kadar parlak, ne kadar yaldızlı, ne kadar yuvarlak bir söz... Yahu, bir bidat fırkası, Ehl-i Sünnet Müslümanlarına kafir diyor, müşrik diyor. Onlarla nasıl birleşeceğiz? Bir başka fırka Ashab-ı Kiram'a sövüp sayıyor. Onlarla nasıl birleşeceğiz?

İbn Teymiye ve başka birkaç alim dışındaki Ehl-i Sünnet alimlerini red, inkâr, tekzib eden aşırılarla, gulat ile, mükeffirîn ile nasıl birleşeceğiz? Kur'ân'ı bile bile yahut yanılarak yanlış tefsir edenlerle nasıl birleşeceğiz? Böyle bir birleşme mümkün müdür? Hak ile bâtıl birleşebilir mi?

Onlar kendi bid'at fırkalarının hakim olması için Ehl-i Sünnet'i yıkmaya çalışıyor. Bu tuzağa düşmemeliyiz.

Müslümanlar Kur'ân ve Sünnet'te birleşmek istiyorlarsa Ehl-i Sünnet'te birleşebilirler.

Bugünkü kaos, anarşi, her kafadan ayrı bir ses çıkması, cühelanın içtihad yapması bizi birliğe değil, tefrika ve ittihadsızlık uçurumuna götürür.

Türkiye'de yeterli sayıda Ehl-i Sünnet alimi olsaydı, bu gerçek alimler bid'at cereyanlarının aleyhinde cilt cilt ilmî kitaplar yazarak Müslümanları uyarırlardı. Geçenlerde bid'atçi Nasuriddin Albanî aleyhinde yazılmış Arapça reddiyelerin listesini vermiştim. Sünnî ulemadan muhterem bir zat Albanî'yi çürüten dört ciltlik bir reddiye yazmıştır.

Bizde, bu bid'atçiyi büyük muhaddis, imam, allâme olarak gösterenler var. Bilmeyen kardeşlerimiz de böyle sanıyor. Doğrusu acınacak haldeyiz.

Niçin aynı konuları tekrarlıyor, aynı uyarıları yapıyorum?

Geçenlerde çok eskiden tanıdığım birine rastladım, birbirimize sarıldık kucaklaştık, hal hatır sorduk. Bana Şevketçiğim bütün yazılarını dikkatle okuyorum dedi. Ayrılırken sordu? Şimdi hangi gazetede yazıyorsun?..

Uyanık Müslümanları tenzih ederek yazıyorum. Müslümanların büyük kısmı maalesef yatakta uyuyor, ayakta uyuyor, yürürken, merdiven inip çıkarken, yemek yerken hep uyuyor.

Müslümanlar uzun zamandan beri sersemletilmiş, uyuşturulmuş, afyonlanmış, zombileştirilmiş, canlı cenaze haline getirilmiştir.

Gerçeklerin hep tekrar edilmesi gerekir.

Ben bir basılan yazımı yeniden yayınlatmam. Bütün yazılarım yenidir. Aynı konuda yazarken eski yazılarıma bakmam. Tekrarlar oluyor, bu da çok tabiîdir.

Yine bir tekrarlama yapmama izin veriniz. (Sünnîler için söylüyorum) Ehl-i Sünnet ile bid'at fırkaları arasında usûle veya füruata ait büyük küçük ne kadar ihtilaflı mesele, hüküm varsa bunların hepsinde de, yüzde yüz olarak Ehl-i Sünnet haklıdır, bid'at fırkaları haksızdır.

Müslümanların birleşmesini mi istiyorsunuz? Öyleyse buyurun Ehl-i Sünnet ve Cemaat dairesine. Aynen kabul edilecek, icazetli büyük ulema ve fukahaya tabi olunacak. Sadece icazetli müftülerden fetva alınacak, Kur'ân re'y ve heva ile tefsir edilmeyecek, hadîsler reddedilmeyecek. Hiyerarşi olacak, itaat olacak, biat olacak. Birlik böyle olur.

Her Müslüman (çoğunun içleri yanlış yorumlarla dolu olan) mealler alacak, her kafadan ayrı bir ses çıkacak ve ondan sonra birlik olacak... Olmaz olmaz olmaz!..

Küfrün stratejileri
İslam'dan ve vasıflı Müslümanlardan çok korkuyorlar. İslâm'ın yayılmasını, Müslümanların güçlü olmasını hiç istemiyorlar. Kendilerine göre tedbirleri, çareleri de var.

1. İslâm'a karşı içkiyi yaygın hale getirmek istiyorlar. Benim bu iddiam bazılarına gülünç gelecektir ama gerçektir, doğrudur. "İslâm içkiyi yasak kılmış, biz içkiyi yayalım, halk sarhoş olsun, İslâm duraklasın..." Bu da bir fikir ve görüştür.

2. İslâm'a karşı seksi, iffetsizlik ve hayâsızlığı silah olarak kullanmak istiyorlar. İslâm iffeti emr ediyor; iffetsizlik, zina, fuhuş, seks çılgınlıkları ve azgınlıkları ne kadar artarsa İslam o nisbette frenlenmiş olur... Benim düşüncem değil, onların düşüncesi bu.

3. İsbat edilmemiş, hatta iflâs etmiş bir teori olan Darwinizmi bilimsel bir gerçekmiş gibi göstererek Müslümanları ateist, dinsiz, kafir yapmak istiyorlar.

4. Halkın bir kısmının namaz kılmasına tahammül ediyorlar ama bir lisede bodrum katında küçük bir mescit açılmasına ve orada birkaç öğrencinin namaz kılmasına hoşgörü ile bakamıyorlar. Orta yaşlılara, yaşlılara olan oldu bari gençleri dinsiz, namazsız yetiştirelim diyorlar. Adana'da bir lisede kalorifer dairesinin yanında minik bir odada bir iki çocuk namaz kıldılar diye avaz avaz, ciyak ciyak feryat etmemişler miydi?

5. İslâm'a karşı televizyon silahıyla mücadele ediyorlar. Televizyon programlarında ahlaksızlık, faziletsizlik, yalan dolan, seks kışkırtması, âdi magazin olmalıdır ki, bu bataklığa düşen halk İslâm'dan kopsun.

6. Din sömürüsünden şikayet ettiklerine bakmayınız. Onlar aslında din sömürüsü yapılmasını candan, yürekten istiyor. Din sömürücüsü sahte Müslümanlar İslam'a ve Ümmet'e hizmet edemez. Bunu çok iyi biliyorlar.

7. Müslümanları cahillikle terbiye ediyorlar. Eğitim seviyesi çok düşük olsun... Müslümanlar yazılı edebî Türkçe'yi bilmesin... Müslümanlar 200 kelimelik sokak Türkçesiyle konuşup, yazsın, düşünsün... Müslümanlar Osmanlıca okuma yazma bilmesin... Müslümanlar atalarının mezar taşlarını bile okuyamayacak derecede cahil bırakılsın... Müslümanlar mantık bilmesin...

8. Müslüman gibi görünen birtakım türedilerin israf, aşırı tüketim, sefahat, beyinsizlik, gurur ve kibir içinde yaşamalarından memnunlar. Müslüman zenginler ve güçlüler Müslümanca yaşarlarsa işleri iyi olmaz. Bırakın sofu geçinen sahtekârlar haram yesinler, haram işler yapsınlar; fısk, fücur ve günah içinde yaşasınlar.

9. Küfür, Ümmet'i bölmek ve parçalamak istiyor ve işi de başarıyla gerçekleştiriyor. Aman Müslümanlar birleşmesin, aman Müslümanlar tek bir Ümmet olmasın, aman Müslümanlar arasında kardeşlik ve tesânüd olmasın... Müslümanlar binlerce irili ufaklı hizbe, fırkaya, cemaate, sekte, kliğe, gruba ayrılsın. Bunlar birbirleriyle çekişip tepişsin. Böylece enerjileri boşa gitsin. Divide et imperia...

10. Müslümanlar medenî ve şehirli olmasın... Müslümanlar bedeviyet kültürüne saplanıp kalsın...

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi