M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Şaraplı konser rezaletinde kim haklı?

Şaraplı konser rezaletinde kim haklı?

Şaraplı Konser Rezaleti

Ecevit iktidarı zamanında cereyan etmişti. Ayasofya ile Topkapı Sarayı arasında bulunan Aya İrini kilisesinde Yılbaşı eğlenceleri yapılmıştı. Hınca hınç bir kalabalık. Sabahlara kadar zil zurna içmişler, dut gibi sarhoş olmuşlar, akıllarınca iyice eğlenmişlerdi. İçki müdrirdir (idrarı çoğaltır ve söktürür), hele bira. İçen helalara koşuyor. O sarhoş kalabalığa hela mı yeter? Bir müddet sonra helalar taşıyor. Lavabolara koşup kusanlar da az değil. Helalar bir müddet sonra taşıyor, idrarlar, kazuratlar, kusmuklar birbirine karışıyor. Pislik pislik ama nasıl pislik...

Aya İrini bir kilise. İçinde asırlar boyunca (Hıristiyanca da olsa) Allah'a ibadet edilmiş. Şimdi kilise değil ama böyle bir mekanda böyle rezil eğlenceler, yılbaşı kutlamaları yapılır mı?

Bu rezalete isyan etmek için insanın şu veya bu dine mensup olması, dindar olması gerekmez. Vasıflı bir ateist bile böyle bir rezalete, kepazeliğe yeşil ışık yakmaz. Medenî, insaflı, görgülü bir vatandaş böyle rezaletleri kaliteli bir şekilde, medenîce protesto eder.

O tarihte bu rezalet aleyhinde epey yazmıştım...

Aradan yıllar geçti ve buna benzer bir rezalet yine o mekanda sahnelendi.

Bir şarap firmasının sponsorluğunda bir konser verildi. Kamyon kamyon şarap getirildi. Vatandaşlara minderlerinizi, sandalyalarınızı alıp gelin, şarap bedava, için konser dinleyin denildi.

Böyle rezalet, böyle bayağılık nerede görülmüştür? Fransa'da sudan çok şarap içilir ama Versailles sarayının bahçesinde böyle rezalet sergilenmez. İngiltere'de Buckingham sarayının bahçesinde böyle şeyler yapılabilir mi? İspanya'da Escurial'de bu gibi kepazelikler olur mu?

Aya İrini eski bir kilise, bir mâbet, Topkapı sarayında Mukaddes Emanetler var. O emanetlerin yanında hafızlar günde 24 saat aralıksız Kur'ân okuyor.

Konserde İdil Biret piyano çalacakmış. Konuyu çarpıtmasınlar. Mesele, eski bir kilise ile içinde Kutsal Emanetlerin bulunduğu Topkapı sarayı arasındaki mekanda şaraplı konser yapılması rezaletidir.

Bu rezalete dayanamayan bir grup Müslüman genç, protesto ettiler diye çağdaşlar kızılca kıyamet koparttılar.

İdil Biret'in kocası, bu yapılan Cumhuriyet'e karşıdır diye haykırdı.

Protesto etmek, yürüyüş ve miting yapmak temel insan haklarındandır.

Müslümanlar provokasyon (kışkırtma) yapmışmış... Yok canım... Asıl provokasyonu saygısız çağdaşlar yapmıştır.

Konser verecekseniz, şarap dağıtacaksanız başka mekan bulamadınız mı?

İnfiale kapılan Müslüman gençlerin protestoları vasıflı olmuş mudur, burası tartışılabilir ama esasta haklıdırlar.

Topkapı Sarayı kutsal bir mekan değilmiş... Bu, vatandaşın inancına göre değişen bir şeydir. Bana göre, içinde Emânât-ı Mukaddese bulunduğu için mecazî mânada kutsal bir mekandır.

Şayet bu ülkede Topkapı Sarayı'nın kutsal bir mekan olduğunu düşünen vatandaşlar varsa (ki çoğunluk böyle düşünüyordur) orada şaraplı bir konser verilmemesi gerekir.

Durup dururken fitne ve fesat niçin çıkartılıyor? Şaraplı konseri başka bir yerde verdirseniz, fitne çıkmaz.

Lakin Ergenekoncu, çağdaş yaşamcı, laikçi zihniyet "Parmağım kör gözüne" diyerek halkı kışkırtır, böyle üzücü olaylara sebebiyet verir.

Allah saklasın, protesto esnasında üzücü olaylar cereyan etseydi, saygısız provokatörler "İkinci Sivas Olayları..." diye bağırıp feryat edeceklerdi. Üzüntülerinden mi? Hayır, sevinç içinde bağıracaklardı. Yeter ki, ülkemizdeki sosyal barış ve uzlaşma dinamitlensin.

Sivas'ta da böyle yapmışlardı.

Müslümanları kışkırtmak için mel'un Salman Rüşdi'nin iğrenç kitabını Türkçe'ye çevirtip yayınlamaya başlamışlardı. Sivas'ta yapılacak Pir Sultan Abdal etkinliklerini Salman Rüşdi ile birleştirip özdeşleştirmişlerdi. Her yıl, yakındaki bir köyde yapılan şenlikleri kasden, planlı olarak Sivas'ın içine almışlardı.

Ergenekoncular mı, başkaları mı, kimlerse orada çok kirli, çok hain, çok rezil bir senaryoyu sahneye koymuşlardı.

Memleketi büsbütün allak bullak etmek için üç gün sonra da Erzincan'ın Başbağlar köyüne özel ve seçme terör müfrezeleri gönderip camiden çıkan, hiçbir suçu olmayan, tamamen bîgünah ve mâsum 33 Müslüman köylüyü feci şekilde katl etmişlerdi.

Sivas'ta Madımak Oteli'nde iki Sünnî vatandaşın, kimliği bilinen fakat açıklanmayan bir kişi tarafından tabanca ile öldürüldüğünü de biliyoruz.

Şu meşhur, mâhut, mâlum, uğursuz 31 Mart vak'asını da Ergenekoncuların dedeleri tezgahlamıştır. Türk ve Müslüman düşmanı Bulgar haydudu Sandanski'nin arkadaşları...

İstanbul'da, tarihimizin kutsal mekanlarından Rumeli Hisarı içinde tarihî bir cami harabesi vardı. Bu cami de yarı restore edilerek tiyatro haline getirilmiştir. Minaresinin bir kısmı duruyor. Yunanistan'ın Mora yarımadasında Anabolu şehrine gitmiştim. Yunan isyanının ilk patlak verdiği yer. Orada eski hisar içinde bir Osmanlı camii duruyor. Harap türap ama hiç olmazsa tiyatro yapmamışlar... Yunanlılar bizdekiler kadar saygısız değil.

Bir İslâm mabedini tiyatro yapmak, Müslümanlara çok ağır bir hakarettir. Çok ağır bir provokasyondur.

Ben, çoğunluğa mensup bir Müslüman vatandaş olarak Rumeli Hisarı'ndaki caminin tiyatro yapılmasına hiçbir zaman razı olmayacağım, böyle bir hakareti hiçbir zaman sineye çekmeyeceğim.

Sayın Bakanımız solcu olabilir. Bu onun tercihidir. Lakin, Topkapı sarayında içkili alafranga konser verdirmeye hakkı yoktur. Bilgece hareket ederek buna mâni olması gerekirdi.

İdil Biret dünyaca ünlü bir müzisyen olabilir. Bizim konumuz o değildir. Konumuz Mukaddes Emanetlerin bulunduğu, günde 24 saat Kur'ân okunan Topkapı Saray-ı Hümayununda içkili konser verilmesidir. İdil Biret ünlü ve değerli bir müzisyendir, o halde biz canımızın istediği her şeyi yapabiliriz zihniyetini bıraksınlar artık.

Empati deyip duruyorlar ama Müslümanları anlamak istemiyorlar. Böyle provokasyonlar Ak Parti iktidarına büyük zarar verir. Eminim ki, Başbakanın Topkapı Sarayı'ndaki içkili konserden haberi olmamıştır. Olsaydı engellerdi, başka bir yer bulun derdi.

Topkapı Sarayı'nda Mukaddes Emanetlerin yanında içkili konser verilmesini protesto eden vatandaşlar gericiymiş, çağ dışıymış, zavallıymış... Lütfen böyle ucuz ve kolay itirazları bırakalım. İşin doğrusu neydi? Topkapı Sarayı'nda içkili konser verdirtmemek, dolayısıyla bu gibi üzücü hadiselere yol açmamak.

Birileri böyle yaparsa, parmağım kör gözüne derse, AK Partisi çok oy kaybeder.

Hem İdil Biret konseri verilsin, ne zıkkım içilirse içilsin, hem de çoğunluğu oluşturan Müslüman kesimde sızıltıya meydan verilmesin. Bunu yapacak akılları ve hikmetleri yok mu?

Topkapı sarayı kimsenin babasının çiftliği değildir.Bir tarihin kalbi atar orada.

Kutsal Emanetlerin yanı başında içki içirtmek provokasyondur, beyinsizliktir, Müslüman çoğunluğa saygısızlıktır.

Mühür bizde, istediğimizi yaparız... Yaparsınız ama başınız işte böyle çok ağrır.

(Topkapı Sarayı Başkanı Muhterem Üstad Prof. İlber Ortaylı beyefendiyi tenzih ederim. Ya izindedir, ya haberi olmamıştır, yahut farkına varmamıştır. Bilge bir münevverdir, onun vicdanı böyle şeylere razı olmaz...)

DİKKAT!..

ZERRE kadar şüpheniz olmasın ki, onlar yeni provokasyonlar peşindedir. Onlar yeni Sivas faciaları sahnelemek istiyor.

Sivas faciası ne Sünnîlerin, ne Alevîlerin işidir. O facia bir senaryodur, bir tezgahtır. Dikkatle, planlı bir şekilde, kasden, müteammiden hazırlanmıştır.

Onlarda insaf ve merhamet yoktur. Uğur Mumcu'yu nasıl öldürdüler? Sonra da nasıl timsah gözyaşları döktüler?

Onların hedefleri şunlardır:

1. Türklerle Kürtler birbirine düşsün.

2. Sünnî Müslümanlarla Alevî Müslümanlar birbirine düşsün.

3. Sağcılarla solcular çatışsın.

4. Dincilerle laikler gırtlaklaşsın.

Halk birbiriyle çekişip tepişirken onlar da bu memleketi güzelce idare edip rant yesinler, safalar sürsünler, keyiflerine baksınlar.

Kim bilir ne fitne ve fesat planları hazırlıyorlardır.

Onların yapmayacakları hainlik yoktur.

Müslümanlar!.. Bu hainlerin tuzaklarına düşmeyiniz, oyunlarına gelmeyiniz.

Bilgelere danışmadan, istişare etmeden bir iş yapmayınız.

Öfkeyle kalkan zararla otururmuş...

Onların mekir, hile, hud'alarına karşı çok dikkatli, çok ihtiyatlı olalım.

Allah sabırlılarla beraberdir. İnşaallah kazdıkları kuyulara kendileri düşer.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi