M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Aykırı İlâhiyatçılar

Aykırı İlâhiyatçılar

Bazı aykırı ilâhiyatçılar meşhur olmak, dikkati çekmek, reyting yapmak için yakışıksız işler ve çıkışlar sergiliyor.

* Müttefakun aleyh (üzerinde kesin ittifak olan) mesele ve konularda aykırı görüşler ve ictihadlar yapıyor, saçma sapan fetvalar veriyor.

* Meselâ: İslâm'da tesettür vardır ama başı örtmek yoktur diyor.

* Meselâ: Namaz günde beş vakit değil, üç vakittir diyor.

* Hırsızın elini kesmek haddi yoktur. Kesmekten maksat ince bir çizik yapıp birkaç damla kan çıkartmaktır diyor.

* Bin küsur yıldan beri bütün müctehid imamlar, ulemâ, fukaha, müfessirler, muhaddisler yanılmıştır. Doğrusu benim dediğimdir diyor.

* Şer'î takvimlerdeki imsak vakti yanlıştır. İmsaktan sonra da yenilebilir diyor.

Medya bu gibi aykırı çıkışlara büyük yer veriyor.

Meselâ düzgün bir din âlimi "Ey Müslümanlar!.. Beş vakit namaz büyük bir farzdır, bunu eda ediniz, cemaatle namaz kılınız..." mealinde bir yazı yazsa medya bununla ilgilenmiyor. Aykırı bir ilâhiyatçı "Ey Müslümanlar! Namaz günde beş değil, üç vakittir" dese, mal bulmuş mağribî gibi bu beyanı ele alıp duyuruyorlar.

Milyonlarca Müslüman kuvvetli ve sağlam din eğitimi almamış olduğu için aykırı fikirler, görüşler, ictihadlar, fetvalar büyük tahribata sebebiyet veriyor.

Bazı aykırı ilâhiyatçıların büyük hatalarından biri de, Kur'ândaki zekât ayetinde geçen fi sebilillah'ı eâmm mânâda ele alıp derneklere, cemaatlere, tüzel kişilere, mütecâhidlere (mücahid taslaklarına) zekat verilebilir fetvalarıdır.

Bazı aykırı ilâhiyatçılar, resmî ideoloji (...izm) ile İslâm dinini birbirleriyle uyumlu gibi göstermeye çabalıyor. Neûzu billah!..

İslâm tarihinde yirmi kadar mutlak gerçek müctehid zuhur etmiştir. Bizde ise şu anda binlerce müctehid taslağı uyduruk ve geçersiz ictihadlar yumurtlamaktadır.

Aykırı ilâhiyatçıların bir kısmı fıkıh ilmini yıkmak istiyor. Fıkıh, sonu olmayan mübarek bir ilimdir.Fıkıh yıkılınca din kültürü ve uygulaması çöker.

Aykırı ilâhiyatçıların ektiği şüphe ve tereddüt tohumları Müslüman toplum içinde anarşi, kaos, kargaşa çıkmasına, zihinlerin karışmasına sebep olmuştur. Bir ve beraber olması gereken Ümmet binlerce hizbe, fırkaya, gruba, kliğe parçalanmıştır.Din konusunda kavga, çekişme, tepişme başlamıştır.

Bu kötü durumdan kurtulmak için Sünnî kökenli bütün Müslümanların Ehl-i Sünnet mezhebinde birleşmeleri gerekir. Ehl-i Sünnet fıkıh konusunda dört ekole ayrılır: Hanefîlik, Malikîlik, Şafiîlik ve Hanbelîlik.

İtikad konusunda Ehl-i Sünnetin iki ekolü vardır: Eş'arîlik ve Mâturidîlik.

Ehl-i Sünnet Müslümanları dinî konularda kendi nefis, heva ve re'yleriyle konuşup yazmamalıdır.

Dinî konularda tartışmak, çekişip tepişmek Müslümanları böler ve güçlerini bitirir.

Aykırı ilâhiyatçılar tecrid edilmelidir.

Ehl-i Sünnet Müslümanları için ana prensip şudur:

Bozuk mezheplerin bozuk ilâhiyatçıların, bozuk fırka ve hiziplerin Ehl-i Sünnete aykırı BÜTÜN fikir, görüş, iddia ve ictihadları bozuktur, bâtıldır, geçersizdir.

* (İkinci yazı)

KÜÇÜK MUTLULUKLAR
Baharda pencere kenarındaki kaktüslerimden biri iki şahane çiçek açtı. Sadece bir gün yaşadılar, sonra soldular. Resimlerini çektim. Bu çiçekler beni çok mutlu etti.

Sokakta yaşayan tekir kedim bir yıldan fazla zamandan beri ortada görünmüyordu. Geçen hafta geldi. Süt ve yemek verdim. Kedi kayboldu, belki de öldü diye düşünüp üzülüyordum. Gelince çok sevindim, mutlu oldum.

Karadağ'ın başkenti Podgoriça şehrinden aldığım siyah buğday ekmeğini kızarttım iftarda yedim. Bilseniz ne kadar lezzetli idi. Çok uzaklardan alıp getirdiğim bu ekmek beni çok mutlu etti.

Yüz km. uzaklıktaki bağ evimin bir kenarına kırlangıçlar yuva yapmışlar, yavru yetiştirmişler. Onları görünce çok sevindim, mutlu oldum.

İstanbul'daki evimin içine bu yaz da kumrular yuva yaptılar ve yavru yetiştirdiler. Bu yuvalar ve yavrular beni hep mutlu ediyor.

Apartmanın bahçesinde büyük bir fıstık çamı, yine büyük bir çitlembik ağacı var. Mor salkımlar hâlâ çiçek açıyor. Kartopu ağacı büyüdü serpildi, muhteşem bir güzelliğe sahip oldu. Baktıkça mutlu oluyorum.

Bahçemizdeki saksağanların iki yavrusu oldu. Sesleri güzel değil ama tüyleri, kuyrukları harika. Ötüşleri beni mutlu ediyor.

Sansarımız epeydir görünmüyor. İnşallah başına bir iş gelmemiştir.

Balkonumda saksılara kırmızı biberler ekmiştim. Renkleri ne kadar canlı, ne kadar parlak. Dün iftarda birini kopardım yedim. Çok mutlu oldum.

Balkonda küçük kertenkele cinsi hayvancıklar var. Sanki şeffaflar, derilerinin altındaki damarlar görünüyor. Beni görünce hızla kaçışmalarından sevinç ve mutluluk duyuyorum.

Mutfağımdaki minyatür nar ağacı kırmızı çiçekler açtı...

Beş çeşit çay harmanladım ve antika bir demlikte demledim. İçerken çok mutlu oldum.

Beton bir binanın önüne kırmızı boru çiçekleri veren bir asma dikmişler. Beşinci kata kadar tırmanmış, pıtrak gibi çiçek açmış.Onları seyrettim, mutlu oldum.

Sultan Ahmet parkındaki oya ağaçları Çin Japon tasvirlerindeki ağaçlara benziyor. Erguvanî çiçekleri ne kadar güzel, ne kadar mutluluk verici.

Denize, bulutlara, Adalar'a, camilere bakıyorum. Hepsi güzel, hepsi mutluluk veriyor bana.

Küçük küçük mutluluklar bir araya geliyor ve büyük bir mutluluk oluyor. Bunlar bana yetiyor.

KADİR GECENİZ MÜBAREK OLSUN
Bu gece yatsı namazından sonra Beyazıt Kitap Fuarı Bedir Yayınevi standında bulunacağım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi