M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Âyetleri tahkir edenler

Âyetleri tahkir edenler

KUR'ÂN ayetiyle alay eden şarkıcı grup Isparta'ya konser vermeye gitmiş. Şehrin Müslüman halkı, bilhassa imanlı gençlik protesto etmiş. Grup konser veremeden dönmüş.

Çağdaşlar, dinsizler, militan lâikler durumu protesto ediyorlar. Neymiş efendim, mahalle baskısı varmış, ayetleri hafife alan, tahkir edenlere güçlük çıkartılıyormuş.

Isparta Müslümanlarının yasal sınırlar içinde yaptığı protesto tamamen haklıdır, normaldir ve meşrudur.

Anormallik, ayetleri tahkir edenlerdedir.

Kuş kadar akılları olsaydı bu Müslüman memlekette böyle bir densizlik yapmazlardı.

Onların yaptığını ne Yahudi yapar, ne Hıristiyan, ne de aklı başında ateist.

Hürriyet var diye, halk çoğunluğunun dinini alaya almak elbette suçtur, aşırılıktır, densizliktir.

Biz çağdaşız, biz Saylancıyız, biz Kemalistiz, biz ateistiz canımızın istediğini yaparız, Yağma yok!.. Yapamazlar.

Bu ülkede sosyal barış ve mutabakat olmasını istiyorlarsa halkın dinine, mukaddesatına saygı göstermek zorundadırlar.

Sen ayetleri tahkir et, hafife al, onlarla aley et, sonra da protesto edilince feryadı bas.Siz de hiç akıl yok mudur?

* (İkinci yazı)

RESMÎ İDEOLOJİ DİNİ

TÜRKİYE'NİN Müslüman halkı, İslâm dini ile kesinlikle uyuşmayan ve bağdaşmayan ve bağlılarınca bir din gibi algılanan bir ideolojiyi din gibi benimsemeye zorlanamaz.

Böyle bir zorlama insan haklarına aykırıdır.

Din, inanç ve inandığı gibi yaşamak hakkına ve hürriyetine aykırıdır.

Millî ve sosyal barışa ve mutabakata aykırıdır.

Bilgeliğe aykırıdır.

Vatan, millet ve devlet olarak Türkiye'nin menfaatlerine aykırıdır.

Türkiye'de geçerli temel ilke hukukun üstünlüğü olmalıdır.

Bu hukukun âdil, millî kimlik ve kültüre muvafık ve mutabık bir hukuk olması gerekir.

Millî olmayan, âdil olmayan, millî kimlik ve kültüre ters düşen bir hukuk sistemi Türkiye'yi yükseltmez, ayakta tutmaz.

Bizim toplumumuzun temeli ailedir. Aileyi ayakta tutmayan bir medenî hukuk iyi bir medenî ve âdil hukuk değildir, kötü ve zâlim bir medenî hukuktur.

Ceza kanununun âdil olması, suç işlemeyi caydırması, suçluları, başkalarına ibret olacak şekilde tenkil etmesi, cezalandırması gerekir.

Din ve devlet iki büyük güçtür. Bir ülkede din ve devlet zıtlığı, çatışması büyük zarar verir, maddî ve mânevî kalkınmayı köstekler, devleti sarsar, geriletir.

Türkiye'de çoğunluğu oluşturan Müslümanların, Masonlar kadar hürriyeti yoksa orada ne gerçek hürriyet vardır, ne de tam bir demokrasi.

Komünist Partisi kurmak serbest, İslâm Partisi kurmak yasak... Böyle eşitlik olmaz!

Mason locaları açık, hür, serbest...Müslümanların tasavvuf tekkeleri kapalı... Böyle eşitlik, hakkaniyet, adalet olmaz!

Devlet, fahişelik yapmak isteyen kadınlara, üzerinde TCbaşlığı bulunan resmî "vesikalar" veriyor, onların serbestçe ve yasal fuhuş yapmalarına imkan tanıyor, bu fuhuştan KDV ve gelir vergisi alıyor, bu vergileri bütçesine koyuyor; buna karşılık Müslüman kız öğrencilerin, Müslüman avukatların başörtülü olarak okumalarına, hizmet görmelerine izin vermiyor. Böyle eşitlik, böyle adalet olmaz!

Türkiye halkının bir tek devleti vardır. Devlet ötesinde ve üstünde birtakım Derin devletlerin meşruiyeti, üstünlüğü asla kabul edilemez.

Türkiye Müslümanlarının İslâmî eğitim hürriyeti vardır. Tevhid-i Tedrisat ilkesi "Tevhidî tedrisatı" engellemektedir. Tevhid-i Tedrisat ilkesi insan haklarına aykırıdır, gayr-i âdildir.

Yukarıda arz ettiğim ve sıraladığım adaletsizlikleri, eşitsizlikleri gidermek için resmî ideoloji baskıları, tabuları, zorlamaları kaldırılmalıdır.

Sabataycı, KriptoYahudi, Kripto Ermeni ve diğer azınlıklarMüslüman çoğunluğun haklarını, hürriyetlerini tanımalı ve bu hususta garanti vermelidir. Bunun karşılığında onlar da kendi kimlikleri ve hürriyetleri konusunda garanti istemelidir.

Resmî ideoloji özelleştirilmeli, onu bir din gibi benimseyenler, ona inanmayanlar, ona karşı olanlara baskı yapamamalıdır.

Resmî ideoloji ile devlet birbirinden kesin şekilde ayrılmalıdır.

Devletin siyasî, sosyal, iktisadî, hukukî, kültürel temelleri ve müesseseleri üzerinde resmî ideolojinin kısmen de olsa tesiri ve baskısı olmamalıdır.

Türkiye'nin on milyonlarca Müslümanı ile bir iki milyonluk resmî ideoloji bağlıları barış içinde birlikte yaşamaya başlamalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi