M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Manzara Budur!..

Manzara Budur!..

Türkiye'de toplumun temeli fert (birey) değil, ailedir. Bizim yapımız böyledir. Bugünkü Medeni Kanun aileyi çökertmektedir.

Yine yeni Ceza Kanunu toplumu bütünüyle çökertmektedir.

Selanikliler milli kimliğimizi ve milli kültürümüzü yıkmak için edebi ve yazılı lisanımızı dejenere ettiler; atalarının Türkçe mezar taşlarını bile okuyamayan katmerli cahil yığınlar oluşturdular.

Ülkemizin yakın tarihinde topyekun, genel ve yoğun bir yabancılaştırma faaliyeti yürütülmüştür.

Dehşetli bir kopukluk olmuştur.

Bugünkü düzen veya sistem tarihi arıza üzerine kurulmuştur.

Toplum çöküntü, erime, tefessüh (kokuşma), çözülme içindedir.

Türkiye'nin milli kültürü ve kimliği zinanın suç sayılmamasını kabul etmez.

Ceza Kanunu'nun toplum yapısına, milli kimlik ve kültüre uygun olmaması yüzünden ülkemizde korkunç bir suç patlaması yaşanmaktadır.

Ülkemizde din ve inanç güvenliği,

Irz, namus ve neseb güvenliği,

Kimlik ve kültür güvenliği yoktur.

Bir millet, 1928'den önce anadiliyle yazılmış, basılmış kitapları, belgeleri okuyamıyorsa orada gerçek manada okur-yazarlık yoktur.

Selanikliler, çoğunlukta olan Müslümanları cahil bırakmak, tarihi bağlarından kopartmak için Türkçeyi devlet terörü ile bozmuşlardır. Lisan elbette gelişen ve değişen bir şeydir ama bu konuda ideolojik terör uygulanması doğru değildir.

İki üç yüz kelimelik basit ve kaba günlük şifahi iletişim Türkçesi ile ilim, irfan, medeniyet, kültür, sanat ve edebiyat olmaz.

Selanikliler tarihimizi de tahrif etmişlerdir. Bizde iki tarih vardır: Horlanan, unutturulmak istenen gerçek milli tarih ile uydurma, yapay, düzmece, ideolojik tarih.

Milli mimarimiz de dejenere edilmiştir.

Türkiye baştan başa çirkinleştirilmiştir.

Türk toplumunun ahlak kuralları ve ilkeleri ayaklar altına alınmıştır.

Kirlenmedik, dejenere olmamış hiçbir kurum kalmamıştır.

Dini hizmet ve faaliyetler de kirlenme ve dejenere olma furyasından nasibini almıştır.

Derin Selanik zihniyeti, imamları düzenin namaz kıldırma memurları derekesine düşürmüştür.

Vahşi ve yamyam kapitalizm parayı putlaştırmış, ana değer haline getirmiş, Altın Buzağı sapık dinini yaymıştır.

Milyonlarca Müslüman, yararlarına ve zararlarına olan şeyleri birbirinden ayırt edemez hale gelmiştir.

Türkiye bir Babil'e dönmüştür.

Sodom ve Gomore'ye dönmüştür.

Bilgeliğin, ahlakın, erdemin, necabetin, ruh asaletinin, mürüvvetin, fütüvvetin pabuçları dama atılmıştır.

Güller kurumuş, zehirli dikenler üremiştir.

Bülbüller susmuş, meydan kargalara ve baykuşlara kalmıştır.

Köken itibarıyla Selanikli olmayan nice vatandaş onlara benzetilmiştir.

Haram yeme yaygın ve yoğun hale gelmiştir.

Lüks, israf, sefahat, her türlü beyinsizlik genelleşmiştir.

Müstehcen, rezil, iğrenç yayınlar yurdun en hücre köşelerinde seyredilmektedir. Ahlaksızlık, her türlü fuhşiyat evlerin içine girmiştir.

Düzen bazı kadınlara TC fuhuş vesikası vermiş, onların yasal çalışmasına, yaptıkları işten KDV alınmasına izin vermiştir.

Kadın haysiyeti ayaklar altına alınmıştır.

O.....lara TC vesikası veren düzensel zihniyet kadın memurelerin, avukatların, doktorların, öğretmenlerin, lise öğrencilerinin başörtüsü takmasına izin vermemektedir.

İliklerine kadar afyonlanmış, sersemletilmiş milyonlarca Müslüman bozuk düzeni normal karşılamaktadır.

Vaktiyle mücahitlik numaraları yapan birtakım sahte İslamcılar, şimdi bozuk düzenin kirli nimetleriyle şişip semirmiştir.

Kendi din baronlarına dil uzatılınca havalara çıkan birtakım sapıklar; Allah'a, Peygamber'e, Kur'ana, Şeriat'a saldırılınca tepki göstermemektedir.

Evet, beyler hanımlar, manzara bir açıdan böyledir.

* (İkinci yazı)
Sahte Büyük Din Bilginleri

BU devirde icazetli gerçek din alimi, fakih var mıdır?.. Böyle ulema ve fukaha ancak İslam medreselerinde okuyarak yetişir. Bizde ulema ve fukaha az miktarda vardır. Bazıları Kahire'de, Şam'da, Hindistan ve Pakistan'da okumuşlar ve icazet almışlardır. Çok az miktarda Türkiye'de icazetli hocalardan okumuş gerçek hocalarımız da bulunmaktadır. Yakın tarihimizin en karanlık günlerinde bile bazı fedakar üstadlar gizlice talebe okutmuştur. Allah onlardan razı olsun.

Fukahanın en alt rütbesi ve tabakası gerçek müftülerdir.

Zamanımız bir tür fetret devri olduğu için bazı kimseler (olmadıkları halde) kendilerini büyük İslam alimi olarak tanıtıyor ve etraflarına adam topluyor.

Gerçek icazetli müftülerin sonuncuları Ömer Nasuhi Bilmen hoca ile Bulgaristanlı Ahmed Davudoğlu hocaydı. Onlar ahirete yürüdükten sonra yerleri boş kalmıştır.

Hiç icazetli hoca kalmadı demiyorum...

Bütün ilahiyatçıları suçlamam ama bazı ilahiyatçılar çok kötü çığırlar açtılar.

1950'li yıllarda Ankara İlahiyat Fakültesi'nde hocalık yapan Mağribli bir zat vardı. Bu kişi maalesef Mutezile mezhebini yaydı. Onun peşinden gidenler taqiyye yaparak sinsice kendi mezheplerini yayıyor.

Osmanlı medreselerinde dinde reform, dinde yenilik, dinde değişim, mezhepsizlik gibi bozukluklar yoktu.

Osmanlı ulema ve fukahası hadlerini bilirdi. Zamanımızda maalesef bazı bid'atçiler kendilerini mutlak müctehid ilan etmiştir.

Bazı dini cemaatlerin liderleri de kendilerini la yuhti (hata etmez, yanılmaz) büyük alimler olarak tanıtıyor. Onların bu inançları Şia'daki masum imam inancına benziyor.

Bir yerli oryantalistin, küçük bir molla seviyesindeki bir kimsenin kendini yanılmaz büyük din önderi olarak göstermesi ve bazı cahilleri kandırması ne üzücü bir haldir.

İslam din aliminin, İslam fakihinin özellikleri nelerdir?

(1) Bir İslam medresesinde veya icazetli İslam alimlerinden özel dersler alarak alet ilimlerini ve 'ali ilimleri okumuş, imtihan vermiş icazet (İslami diploma) almıştır.

(2) İlmiyle amildir.

(3) Ehl-i Sünnet ve cemaat çizgisindedir.

(4) Mezheplidir.

(5) Cumhur-i ulema yolundadır.

(6) Dini konularda ana caddeden ayrılmaz.

(7) Şazz görüşleri ve yorumları esas almaz.

(8) Geçimini sağlamak için ruhsat ve fetva ile ücret ve maaş alabilir ama ilim ve hizmetini zengin olmak için alet etmez.

(9) Kur'anı kendi re'yi ve hevası ile tefsir etmez.

(10) Kendi kafasına göre fetva vermez.

(11) Zalim devlet reislerini, habis diktatörleri övmez, onlara yalakalık ve yağcılık yapmaz.

(12) Selef-i Salihin efendilerimizin din uygulamasını esas alır.

(13) Sonradan çıkmış batıl ve bid'at bir fırka olan Selefiliği benimsemez.

(14) Gulüvve sapmış, aşırı gitmiş kimseleri önder kabul etmez.

(15) Aklı fikri İmana, İslama, Kur'ana, Sünnete, Şeriata, Ümmete hizmet etmektir.

(16) Bu hizmetinin ücretini mahluqattan değil, Haliq'tan ister ve bekler.

(17) Ücretinin fani dünyada değil, baqi olan ahiret aleminde verilmesini ister.

Hakiki bir İslam alimi ve fakihi zengin olmak, voli vurmak, köşeyi dönmek, yüklü ve yağlı telif ücreti almak için Kur'an tefsiri, meali, tercümesi, din kitabı yazmaz. Allah rızası için yazar.

Zamanımızda öyle sapık ve sahte alimler türemiştir ki, Allah'tan korkmadan bozuk bir ideoloji ile Din-i Mübin-i İslam'ı bağdaştırmaya çalışıyorlar.

İnternette okuyorum, ya Rabbi ne saçma sapan ipsiz sapsız sahte ictihadlar yapıyor, ne bozuk fetvalar veriyorlar.

Vaktiyle sapığın ve edepsizin biri meşhur olmak için zemzem kuyusuna işemiş. Zamanımızdaki bazı sahte müctehidler de böyle yapıyor.

At ortaya bozuk bir ictihad yahut deli saçması bir fetva ve bir anda meşhur ol.

Bevval-i çeh-i Zemzemi lanetle anar halk

Sen Kabe gibi kendini hürmetle benam et

Selanikliler İslam'ı kökünden kazıyamayacaklarını anlayınca Müslümanların içine dinde reform, dinde yenilik, dinde değişim, ılımlı İslam, BOP İslam'ı, Fazlurrahmancılık, mezhepsizlik, her Müslüman ictihad yapabilir, telfik-i mezahib, hadislerin AB standartlarına göre ayıklanması, Farmason Afgani din imamıdır gibi kamikaze bid'atler soktular, bir tür terör meydana getirdiler.

Müslüman kesimde dehşetli bir anarşi, kaos, çekişme, tezebzüb hüküm sürüyor. Münakaşaların ardı arkası kesilmiyor. Ehl-i İslam'ın enerjisi, zamanı, imkanları, fırsatları heba olup gidiyor.

Cinni ve insi şeytanlar etkin bir şekilde çalışıyor.

Olan Müslümanlara oluyor.

Bazı reformcular bayağı zengin oldu.

Kemalizm ile İslam bağdaşır diyecek de yüklü bir ücret almayacak mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi