M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Hem Kur'an Hem İncil Okumuşlar

Hem Kur'an Hem İncil Okumuşlar

Herten Almanya'da 65 nüfuslu bir şehirdir. Burada Hacıbayram camii adında bir cami bulunmaktadır. /munsterditib.de/ sitesinde okuduğum bir haberi sizinle paylaşmak istiyorum:

"HABER: Herten'de CIAK (Müslüman-Hıristiyan Çalışma Grubu) Toplantısı. Santa Barbara kilisesinde, Herten'de bulunan tüm cami ve kiliselerin görevlilerini ve cemaatlerini bir araya getiren bir toplantı yapıldı. Toplantıya Kur'an-ı Kerim ve İncil okunarak başlandı..."

Sitede sarıklı cami imamını, kendi özel kilise libaslarına bürünmüş olarak Katolik ve Protestan papazlarını bir arada gösteren fotoğraflar da yer alıyor.

Bu toplantıyı, cami imamının kiliseye gitmesini, orada Kur'anla birlikte İncil okunmasını bir Müslüman olarak garipsedim. Çünkü İslam'ın temel öğretilerine göre Yahudilerin ve Hıristiyanların ellerindeki kutsal metinler tahrife, değişime uğramıştır.

Peygamberimizin gelişinden sonra önceki dinlerin hüküm ve şeriatları nesh edilmiştir.

Kur'an'a, Sünnete, icmâ-i ümmete göre Allah katında tek hak, geçerli, makbul din İslam'dır. Hıristiyanlar İslam'ın hak din olduğunu kabul etmezler, biz Müslümanlar da Hıristiyanlığın hak din olduğunu kabul etmeyiz.

Bugün dünyada üç hak ibrahimî din olduğu iddiası ve inancı Kur'anla, Sünnetle, icmâ-i ulema ile, Şeriat ahkamıyla asla bağdaşmaz.

İslam'ın temeli Tevhid inancıdır, Hıristiyanlığın temeli ise Teslis inancıdır. Tevhid ile Teslis birbiriyle bağdaşmaz ve uyuşmaz.

Hıristiyanlar İslam'ın hak din, Hz. Muhammed'in (Salat ve selam olsun ona) Resulullah, Kur'an-ı Kerim'in Allah'ın vahy etmiş olduğu ilahî ve kutsal kelam olduğuna iman etmezler. Aksine red, inkâr ve tekzib ederler.

Biz Müslümanlar Allah'ın Tevrat ve İncil adında ilahî kitaplar göndermiş olduğuna iman ederiz ama bugünkü metinlerin gerçek Tevrat ve gerçek İncil olduğunu kabul etmeyiz. Tahrif, değiştirme, çıkartma olduğuna, kul sözü katıldığına inanırız.

1400 yıllık İslam tarihinde Müslümanlarla Hıristiyanların bir araya gelip de Kur'an ve İncil okudukları görülmemiştir.

Biz Müslümanlar İsa aleyhisselamı Allah'ın ülülazm Resullerinden olarak kabul ederiz, kendisini severiz.

Hıristiyanlar ise Hz. Muhammed'in Allah'ın elçisi ve Hâtemürrüsul olduğuna iman etmezler.

Binaenaleyh Hz. Muhammed'i, Kur'anı, İslam'ı inkâr, red ve tekzib edenlerle diyalog yapılmaz.

Onlarla birlikte Kur'an ve İncil okunmaz.

Müslümanlar elbette Yahudilerle ve Hıristiyanlarla iyi geçinirler, bilhassa Hırıstiyan ülkelerinde onlarla iyi komşuluk yaparlar ama bizim ana vazifemiz, dâvet ve tebliğden ibarettir.

Herten'deki toplantıda İncil okunurken teslisle ilgili cümleler okunmuş mudur, bilmiyorum... Ben orada olsaydım ve Teslis inancıyla ilgili cümleler okunsaydı toplantıyı nazikçe terk ederdim.

Evet Tevhid ile Teslis asla ve kesinlikle bağdaşmaz ve uyuşmaz.

Bizi Ehl-i Kitab'tan ayıran temel fark şudur:

Biz "BÜTÜN" Peygamberlere iman ederiz. Onlar Son peygamber Muhammed Mustafa'ya iman etmezler; onu inkar, red ve tekzib ederler.

Biz Müslümanlar Allah'ın insanlığa göndermiş olduğu "BÜTÜN" kitaplara (orijinal, tahrife uğramamış sahih metinlerine) iman ederiz, onlar son ilahî Kitab olan Kur'ana iman etmezler.

Bizzat Batılı araştırıcılar Kitab-ı Mukaddes'te 50 bin yanlış bulunduğunu delilleriyle yazmışlardır.

Bible'ın ilk bölümlerinde Hz. Lût aleyhisselamın iki kızının babalarını sarhoş edip kendisiyle yattıkları ve gebe kaldıkları açıkça yazılıdır. Allah'ın muhterem nebisi. İsmet sıfatıyla sıfatlı Lût aleyhisselamı böyle bir iftiradan tenzih ederiz.

Lütfen internette "50 thousands errors in the Bible" kelimeleriyle arayın, on milyonlarca netice çıkacaktır. Birkaçını okuyun, meselenin künhünü anlarsınız.

*(İkinci yazı)
Müslümanlara Açık mektup

Aşağıdaki konu ve maddelere önem vermez, gerekeni yapmazsanız; iflah olmazsınız, kurtuluşa ermezsiniz, kendi vatanınızda Müslümanca haysiyetli bir hayat süremezsiniz, başınız beladan kurtulmaz, zillet ve rüsvaylık içinde sürünür durursunuz.

Birincisi: İmanını ve itikadını düzeltmek, Kur'an'a, Sünnete uygun hale getirmek.

2. Beş vakit namazı dikkatli ve titiz bir şekilde dosdoğru kılmak.

3. Farz namazları cemaatle kılmak.

4. Hizipçiliği, fırkacılığı, cemaatçiliği, tarikatçiliği bırakıp olumlu ve zenginleştirici çeşitlilik içinde tek bir Ümmet olmak.

5. Başınıza ehil, layık, vasıflı, güçlü bir İmam/Emîr seçip ona biat ve itaat etmek.

6. Bedevî Müslüman statüsünden çıkıp, medenî Müslüman olmak.

7. Din sömürüsünü ve ticaretini, dinî hizmetlerin zenginleşmeye ve benliğe alet edilmesini kesin şekilde önlemek.

8. AB'nin, Siyonizmin, ABD'nin, Haçlıların İslam işlerine karışmasını önlemek, onlarla bu konuda kesinlikle işbirliği yapmamak. Müslüman olmayanları dost ve veli edinmemek.

9. Allah ile olan bütün işlerde ihlaslı ve takvalı olmak, nifaktan kaçınmak.

10. Kur'ana, Sünnete, Şeriata, İslam ahlakına dayalı güçlü, vasıflı, üstün İslam mektepleri kurmak.

11. Emanetleri (işleri, vazifeleri, memuriyetleri, mevki ve makamları, başkanlıkları) ehliyetli ve liyakatli elemanlara vermek.

12. Lüks, israf, sefahat, gurur, kibir ve gösterişten vaz geçip Kur'ana ve Sünnete uygun şekilde mütevazı bir hayat sürmek.

13. Zekatlarınızı Kur'ana, Sünnete, fıkha ve Şeriata uygun şekilde verip sarf etmezseniz.

14. İslam ahlakıyla ahlaklı olmazsanız.

15. Sabah namazlarında ve diğer vakitlerde camileri bayram namazlarında olduğu gibi doldurmazsanız.

16. Gerçek din alimleri, gerçek fakihler, gerçek mürşidler yetiştirip dinî konularda onları dinlemez ve dediklerine uymazsanız.

17. Karılarınızı ve kızlarınızı şer'î tesettüre sokmazsanız.

18. Lanetli riba muamelerinden el çekmezseniz.

19. Başta gıybet olmak üzere lisan âfetlerinden uzak durmazsanız.

20. Bazı ruhbanları erbab haline getirip putlaştırmaktan vaz geçmezseniz.

21. Büyük ve küçük cihad yapmazsanız.

22. Emr-i mâruf ve nehy- münker farzını bugün olduğu gibi terk ve tâtil ederseniz.

23. Cuma günleri ezan okununca dükkanlarınızı, iş yerlerinizi kapatmazsanız.

24. Zaruriyat-ı diniyede tartışmaktan vaz geçmezseniz.

25. Uzaktaki bir Müslüman ayağına diken battığında onun acısını yüreğinizde hissetmezseniz.

26. Hayatınızı Şeriat-ı Garra-i Ahmediyyeye göre tanzim etmezseniz.

27. Sabah namazlarında leşler gibi yatar uyursanız.

28. Az, eksik, yetersiz amelleriniz size ucba ve gurura düşürürse.

29. Bolluk, refah, zenginlik, saçıp savurma, zevk u safa, lüks, israf, sefahat konusundaki gelişmelerin istidrac olduğunu anlamaz, bunları kerâmât olarak görürseniz.

30. Din sömürüsüne göz yumarsanız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi