M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Biraz Paylaşımcı Ol Yahû!

Biraz Paylaşımcı Ol Yahû!

Aç mısın, sefil misin, fakir misin, miskin misin, yoksul musun, gelirin haysiyetli bir hayat sürmeye yetmiyor mu, doymuyor musun, iyi ısınmıyor musun, sıkıntılar içinde misin?
Çok kötükmser, çok karamsar, çok ümitsiz olma... Bak iyi şeyler de var. Onlara bak, onlar seni sevindirsin, açlığını doyurmasa da gönlünü doyursun, dıştan ısıtmasa da içten ısıntsın seni.
Bak senede kaç gün geceleri şenlikler yapalıyor, maytaplar atılıyor semaya. Pat küt çat pat aaaa bir maytap gökte patlıyor şemsiye gibi rengarenk ışıklar dört bir yana saçılıyor. Hah hah ha hoh hoh hih hih hih...

İstanbul'daysan geceleyin Boğaz köprülerine bir bak. Lazer ışıklarla gelin tacı gibi ışıl ışıl. Bak da gönlün doysun, için ısınsın, biraz mutlu ol.
Yine İstanbul'da bir cumartesi akşamı Beşiktaş'tan Ortaköy'e git, yollar nasıl tıkalı, lüks arabalar peş peşe... Tuzu kuru zenginler eğlenmeye gidiyor, Ortaköy gece salonlarına. Senin paran yok, inançların da zaten elvermez ama oralardaki neş'eyi, zevk u sefayı, eğlenceyi, sarhoşluğu bir görmelisin. İçki su gibi akıyor, para su gibi harcanıyor, bilmediğin mezeler, danslar, kıvrılmalar, bükülmeler, gülücükler, kahkahalar, çın çın çın... O eğlencelere katılamasan da memleketin böylesine kalkındığını görerek niçin sevinmiyorsun.
Başını kaldır da yerden pıtrak gibi bitmiş elli katlı gökdelenlere, lüks mü lüks rezidanslara bir bak.
Kör müsün sen, caddeleri, sokakları, yolları, bulvarları, meydanları dolduran lüks otomobillere baksana. Onların her biri bir servet. Sen hâlâ fakirlik yoksulluk edebiyatı yapıyorsun, utansana bariz.
Ey nankör!.. Git de lüks ve pahalı restoranlarda nasıl yemek yendiğini gör. Tarabya'da garnili, beyaz şarap soslu, mayonezli bir tabak (kayık tabak) lüfer 500 TL... İzmir'de İspanyol şaraplı canlı müzikli bir yemek 2500 TL. Eskiden bu refah, bu lüks, bu sefahat var mıydı? Kötümser olma, sevin biraz, belki sana da sıra gelir, sabırlı ol, bekle...
İstanbul'un lüks bir alışveriş merkezinde Türkiye'in en lüks giysi satış dükkanına bir göz at. Bir kadın çorabı 400 TL.
Bak tuzu kuru sevgili vatandaşların zaman zaman gidip kup griye yiyorlar. Bardağı 12,5 TL.
Bırak dinsizleri ve ehl-i dünyayı, İslamcı kesimin türedilerine bak. Her şeyin en iyisi Müslümana layıktır diyerek nasıl lüks, israf; sefahat içinde yaşıyorlar, nasıl saçıp savuruyorlar. Onlar ihtişam ve şaşaada, debdebe ve dâratta Nemrud'u, Firavun'u, Neron'u geride bıraktılar. Bak da ibret al.
Başkalarının sevinçlerini niçin paylaşmıyorsun?
Biraz paylaşımcı ol yahu!
* (İkinci yazı)
Âfetler, Musibetler, Zillet Gelir, Bereket Kalmaz...
BİR İslam ülkesinde aşağıda sayılan kötülükler yaygın hale gelirse oraya ve halkının başına çeşitli âfetler, musibetler, sıkıntılar, tokatlar, silleler, sarsıntılar, doğal felaketler gelir, betbereket kalmaz, insanlar huzur içinde yaşayamaz, zillet ve esaret tepelerine iner.
1. Ekmeğe ve diğer nimetlere saygısızlık edildiğinde.
2. Nimetler israf edildiğinde.
3. Namaz büyük ölçüde terk edildiğinde.
4.Namaz kılanların büyük bir kısmı tehavün ile (gereken önemi vermeyerek, hafife alarak) kıldıklarında.
5. Farz namazların cemaat ile edası terk edildiğinde.
6. Şeddadî yüksek binalar yapıldığında.
6. Her çeşit fuhşiyat, büyük günahlar, haramlar açıkça, küstahça, cehren, mütecasiren irtikab edildiğinde.
7. Faiz ve riba yaygın hale geldiğinde.
8. Muhadderat-ı islamiye (Müslüman kadın ve kızlar) tesettür, iffet ve hicab perdelerini yırtıp açılıp saçıldıklarında.
9. İcazetli ulema ve fukaha sınıfı çok azaldığında, halka nasihat edecek, halkı bilgilendirip aydınlatacak, halkı müjdeleyip korkutacak alimler ve nâsihler (öğüt verenler) ya hiç kalmadığı, yahut çok az kaldığı veyahut bu kalanlar da yeterli ve etkili nasihat etmediğinde.
10. Müslümanlar tek bir Ümmet olmaktan çıkıp, Ümmet şuurunu yitirip birbirinden kopuk sürüler haline geldiğinde.
11. Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapılmadığında.
12. Vefat eden bir alimin, fakihin, mürşidin yerinin dolmadığında.
13. Ayaklar baş, başlar ayak olduğunda.
14. En büyük değer para olduğunda.
15. Halkın büyük bir kısmı, kendisini kurtaracak kadar ilmihal bilgisine sahip olmadığında.
16. Yalan yaygın hale geldiğinde.
17. Din ilimlerinin öğrenilmesi ve öğretilmesi, Kur'an okunması ticaret ve zenginleşme vasıtası haline geldiğinde.
18. Kur'anın, Sünnetin, Şeriatın tazimini (ululanmasını, saygı gösterilmesini) istediği şeyler tahkir edilip; tahkir edilmesi gereken şeyler ululandığında.
19. Bir Müslümana zulm edildiğinde bütün Müslümanlar onu desteklemediği, yardımına koşmadığında.
20. Beyinsizlik yaygın hale geldiğinde.
21. Müslümanların büyük kısmı kafirleri maymun gibi taklit ettiğinde.
22. Haram yeme yaygın ve yoğun hale geldiğinde.
23. İnsanların büyük kısmı şeytanları ve nefs-i emmârelerini mürşid ve şeyh edindiğinde.
24. Müslümanlar büyüklerine hürmet etmez ve küçüklerine merhamet ve şefkat göstermez hale geldiğinde.
25. Erkekler kadınlara, kadınlar erkeklere benzediğinde.
25. Umûr-i mühimme, tâife-i nisâya tefviz edildiğinde.
26. Resulullah Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) vâcibü'l-eda sünnetleri terk edildiğinde.
27 Saçı bitmedik yetimlerin, dulların, fukara ve mesâkînin hakları yendiğinde.
Emr-i mâruf ve nehy-i münker farzı büsbütün ve bilkülliye terk edilirse bütün Ümmet sorumlu olur, musibetler sadece kötülere gelmez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi