M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Akıllı ve Vasıflı Müslümanın Yapmayacağı 41 Şey

Akıllı ve Vasıflı Müslümanın Yapmayacağı 41 Şey

Aklı başında, sağduyulu, nezih, iki günü birbirine eşit olmayan, Allah'tan hakkıyla korkan, Peygamber Efendimizi (Salat ve selam olsun ona) örnek alan iyi ve vasıflı bir Müslümanın yapmayacağı 41 şeyi sıralıyorum.

1. Allaha noksan sıfatlar izafe etmek.

2. İlmihalini bilmemek.

3. Allahın (Ehl-i Sünnet akaidine göre) on dört kemal sıfatını (mânalarıyla birlikte) ezberlememiş olmak.

4. Kur'anı imam ve rehber edinip ondaki ilahî emirleri yerine getirmemek, ilahî yasakları çiğnemek.

5. Bir iş yaparken Allaha (Kur'ana) ve Peygambere (Sünnete) sormamak, ona göre yapmamak.

6. Ezelde Bezm-i Elest gününde Allah ile yaptığı ahd ü misakı ve Peygambere olan biatini unutmak.

7. Sabah namazı vakti uyumak.

8. Allahın kendisine lutf ve ihsan etmiş olduğu nimetleri paylaşmamak.

9. İhtiyacından fazla mal ve gelir istemek.

10. Zekatını Kur'ana, Sünnete, Şeriata, fıkha uygun şekilde vermemek, zekat uğrularına kaptırmak.

11. Her gün devamlı olarak muntazaman fitnevizyon seyretmek, harim-i ismetini fuhuşhaneye benzetmek.

12. İhtiyacı ve lüzumu olmadığı halde lüks, pahalı, gösterişli, masraflı otomobil alıp onunla aptalca övünmek.

13. Lüks eviyle, lüks yazlığıyla, lüks mobilyalarıyla, lüks giyim kuşamıyla, lüks ve israflı hayat tarzıyla eblehçe ve ahmakça iftihar etmek.

14. Kur'an-ı Kerimi re'y ve hevası ile yorumlamak ve ehliyeti olmadığı halde ondan hüküm çıkartmaya, ictihad yapmaya yeltenmek. Din bilgilerini, din kültürünü, ilmihalini icazetli ulema, fukaha ve müftülerden öğrenmeyip cahillerden, kötü niyetlilerden, içinde bozukluklar ve aykırılıklar olan kitaplardan, icazetsiz kimselerden, yarı mühtedilerden, İslam'ın içine sokulmuş ajanlardan öğrenmek.

15. İçinde içki içilen, domuz eti yenilen, bin türlü günah işlenen, fuhşiyat irtikab edilen beş veya yedi yıldızlı fısk-u fücur mekanlarında papazlar ve hahamlarla birlikte iftar etmek.

16. Salih ve gerçek dindar din kardeşlerini bırakıp kefere ve fecere ile dost olup onlarla işbirliği yapmak.

17. Cemaat, tarikat, hizip, fırka, grup, parça holiganlığı yapmak.

18. Kendi günah, ayıp ve kusurlarına bakıp onlar için üzüleceği yerde, başkalarının günah, ayıp ve noksanlarını tecessüs edip onları kınamak.

19. Allahın ayetlerini, Peygamberin Sünnetini, Din ve Şeriat bilgilerini ucuza veya pahalıya satmak suretiyle çirkin bir ticaret yapmak.

20. Din ilimlerini zengin olmak için öğrenmek.

21. İş adamı, tacir, sanayici ise, zilyedi olduğu para ve malı keyfe mâ yeşâ kullanabileceği mutlak serveti sanmak, onların kendisine emanet olduklarını ve Hesap Gününde bunlar dolayısıyla sorguya çekileceğini unutmak.

22. Okur yazar bir Müslüman ise, her gün faydalı ve lüzumlu kitaplar okuyup onlardan kurtarıcı bilgiler edinmemek.

23. Ziyafet verdiği zaman sofrasında fakir bulundurmamak.

24. Kendisi namaz kıldığı halde çoluk çocuğu kılmamak. Onlara bu konuda nasihat etmemek.

25. Tek başına namaz kılarken dikkatsizce ve ihmalkâr bir şekilde kılmak; insanların yanında kılarken ağır ağır, dikkatli şekilde ve tâdil-i erkân ile kılmak.

26. Kıldığı nafile namazları, tuttuğu nafile oruçları etrafına bildirmek ve göstermek.

27. Halka, evcil ve vahşi hayvanlara, çevreye, sulara, yeşilliklere karşı acımasız olmak.

28. Sık sık gösterişli, israflı, şatafatlı umre seyahatlerine gitmek ve Zam Zam Tower'in 27'nci katındaki lüks ve israflı süitinden Kâbe-i Muazzamaya yukarıdan bakmak.

29. Kendi şeyhini zamanın gavsı ilan edip öteki şeyhlerin aleyhinde konuşmak, onları küçük göstermek.

30. Sokakta, caddede, meydanda herkesin içinde yemek, içmek.

31. Bir esnaf lokantasına gidip iki kişinin yemek yediği bir masaya oturup, onlar kurufasulya yerken kendisine bol tereyağlı İskender kebabı ısmarlamak.

32. Fatih Camii'nde bir cenaze namazına gittiği zaman dişleri görünecek şekilde gülmek, neş'eli bir hava içinde olmak, kahkahalar atmak.

33. Yularını taife-i nisanın eline verip, onların İslam'a, Şeriata, ahlaka aykırı isteklerine boyun eğmek.

34. Humus'ta Müslümanlar vahşi bir şekilde boğazlanırken, sanki hiçbir şey olmamış, olmuyormuş gibi keyfine bakmak, şan şatır gel keyfim gel kekâh yaşamak.

35. Müslüman kardeşlerinin başına gelen felaketlere, zulümlere arada bir olsun ağlamamak.

36. Öteki Dünya'yı hiç düşünmemek, hatırlamamak, aklı fikri hep bu fanî dünyada olmak.

37. Altın ve gümüşü, dolar ve euroyu, yeni Türk lirasını Allah'tan, Resulünden, Kur'andan, İslam'dan daha fazla sevmek.

38. Binlerce sâlih, ihlaslı, taqvalı, bildiğiyle 'âmil din imamı, ulema, fukaha, allame varken; onları bırakıp birtakım ne idiğü bilinmeyen sarıklı Farmasonların peşine takılıp onları imam/rehber edinmek.

39. Hangi statüde ise ona göre (fiilen, sözle, kalp ile) elindeki imkanlar nisbetinde emr-i maruf ve nehy-i münker yapmamak.

40. Belaların yağmur gibi yağdığı şu devirde az veya çok sadaka vermemek, hayır hasenat yapmamak.

41. Kur'anda çok açık, çok seçik, çok sarih, çok kesin bir şekilde "Allah katında (hak, makbul, geçerli) din İslamdır" ayeti varken, İslam'dan başka hak ibrahimî dinler olduğunu, bunların bağlılarının da ehl-i necat ve ehl-i Cennet olduğunu savunmak.

* (İkinci yazı)

Şifahî Kültürden Yazılı Kültüre

Yeterli sayıda Müslümanın şifahî kültürden yazılı kültüre geçmesi mümkün olan en kısa zamanda geçmesi gerekiyor.

Şifahî kültür ciddî, kalıcı, derin ve köklü bir kültür değildir. Zevzeklik, gevezelik, fasa fiso kültürüdür. Yazılı kültür beş yoldan elde edilir:

1. Çok ciddî ve vasıflı liselerde okuyup imtihan verip diploma alarak. Bizde şu anda böyle liseler yoktur. Bir tek bile yoktur.

2. Paralel ve alternatif eğitimle.

3. Kendi kendini yetiştirerek.

4. Yazılı kültür ailesine sahip olup oradan alarak.

5. Hânegî eğitim ile.

Yazılı kültürün temeli en az on bine yakın kelime, tâbir ve terimden oluşan edebî lisandır.

Sağlam ve gerçek kültürlü insanın beyninde binlerce kültür referansı vardır.

Şifahî/sözlü kültürün temeli ise birkaç yüz kelimelik sokak, çarşı pazar, günlük iletişim dilidir.

Bir insanın gerçekten okur yazar olması için doğru dürüst (yanlışsız olarak) okuyabilmesi ve yine doğru dürüst, güzel bir hat ile yanlışsız yazabilmesi gerekir.

Yazılı kültüre sahip bir Müslüman olabilmek için:

1. Türk lisan ve edebiyatını iyi bilmek gerekir.

2. Osmanlıca bilmek gerekir.

3. Latin/Frenk yazısıyla Türkçeyi güzel, düzgün, estetik bir şekilde yazmasını bilmek gerekir.

4. Eğitim sistemimiz maalesef genç nesillere kaligrafi (güzel yazı) öğretemiyor. Bu konuda çare ve çözüm aramak, özel hocalardan güzel yazmasını öğrenmek şarttır.

5. Yazılı/medenî kültürde hikmetin, bilgeliğin büyük yeri vardır. Hikmetsiz kişi, kültürlü sayılmaz.

6. Yazılı kültür sahibi olabilmek için mutlaka klasik mantık bilmek gerekir.

Bugün ülkemiz maalesef bedevî kültür bataklıkları içinde debelenmektedir.

Millî eğitim sistemini düzeltmeden, ıslah etmeden, millî kimlik ve kültür üzerine oturtmadan kurtuluş ve yükselme olmaz.

Bugünkü eğitim sistemi medenî; vasıflı, üstün, güçlü Türkiyeliler değil; vesayet ve egemen azınlık sistemine robot, zombi, uysal evcil eleman yetiştirmek için çalışıyor.

Çoğunluğu oluşturan Sünnî kesim cahillikle terbiye edilmektedir.

Günümüzde Azerbaycan ve Kerkük liselerinde, en büyük klasik şairimiz Fuzulî'yi okuyup anlayabilen öğrenciler vardır ama Türkiye'de yoktur. Sanırım bir tane bile yoktur.

Eskiden Osmanlı idadî ve sultanîlerinde (liselerinde) hüsn-i hat dersleri vardı ve öğrencilere rik'a yazısı öğretiliyordu.

Bendeniz Galatasaray'da okurken, orta okul kısmında Fransızca calligraphie dersi görmüştük. Hocasının ismini bile hatırlıyorum, Celal Öget beydi.

Yazılı kültür sahibi vatandaş hem yanlışsız yazacak, hem güzel yazacaktır.

Lakin harflerinin kabulünden bu güne seksen küsur yıl geçti. Latin harfleri estetiği konusunda tam bir facia yaşanıyor. İstanbul'da milyonla levha var. bunların yüz adedi (evet yüzü) bile estetik ve sanatlı değil.

Yakın tarihimizde en güzel Latin harfli levha ve kitabeleri hattatlar yazmıştır. Sultanülhattatîn Hâmid bey, Profesör Emin Barın hoca ve daha birkaç üstad.

Yazısı çirkin olan liseli ve üniversiteli geçlerimize mutlaka kaligrafi (Latin harfiyle güzel yazı) dersleri almalarını tavsiye ediyorum.

Bilmemek ayıp değildir, öğrenmemek ayıptır.

Öğrenmemekte direnmek çok ayıptır.

Bana el yazınla on satır yazı yaz, senin kim olduğunu söylerim.

Yazıdan karakter tahlili yapıldığını duymuşsunuzdur.

Yıllarca önce okumuştum: Adamın biri, hiç görmediği bir kimsenin yazısına bakarak onun portresini çiziyormuş...

Yazı güzel olmasa bile yine de haysiyetli bir yazı olmalıdır.

Bütün Müslüman gençler hüsn-i hat dersleri almalıdır.

İleride icazet alıp hat yazıp para kazanmak için değil, kültürlü ve "yazılı" Müslüman olmak için.

Efendim bunun için vakit yokmuş... Gençler, bırakın bu bahaneleri... Az zevzeklik ve gevezelik edin, dedikodu yapmayı bırakın, fasa fiso mâlâyâni işlerle meşgul olmayın ve adam gibi, Müslüman gibi, okuma öğrenin, yazma öğrenin, Latinceyi güzel, Osmanlıcayı güzel yazın.

Şifahî ve bedevî Müslüman olmayın.

Tahrirî ve medenî Müslüman olun.

Münevver Müslüman olun.

Ehl-i sünnet müfessirlerinin yazdığı tefsir kitaplarından "O a'rabîler iman ettik diyorlar..." mealindeki ayet ile ilgili açıklamaları okuyun

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi