M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

İktidarın Meşruiyeti

İktidarın Meşruiyeti

Seçimleri kazanmak, halk iradesi ile ülke idaresini eline almış olmak bir iktidarın meşruiyeti için yeterli midir?

Cevap: Hem yeterlidir, hem yeterli değildir.

Hukuken yeterlidir ama geniş mânada değildir.

Halk iradesinin yanında neler olmalıdır?

Birincisi: Millî kimliğe mensubiyet, saygı ve bağlılık.

İkincisi: Millî kültüre bağlılık.

Üçüncüsü: Âdil kanunlara, ahlaka bağlılık.

Dördüncüsü: Halkın temel hak ve hürriyetlerine saygı.

Beşincisi: Temizlik.

Halk iradesiyle başa geçmiş bir iktidar zamanla kirlenirse, kirliliği nispetinde meşruiyetini mânen kaybetmiş olur.

Bir iktidar nasıl kirlenir?

1. Emanetleri ehil olanlara değil de nepotizm yaparak yakınlara, akrabaya, dostlara dağıtırsa; ehliyetsiz partizanlara ve yaranlara verirse.

2. En geniş mânasıyla adaletsizlik yaparsa. Mesela: Gelir dağılımında zenginlerle fakirler arasında uçurumlar meydana gelirse.

3. Kokuşma olursa.

4. Çıkar çevrelerinin menfaatleri halkın menfaatleri üzerinde tutulursa.

5. Ülke bütününde iç barışı ve toplumsal mutabakatı sağlamak ve gerçekleştirmek için yapılması gerekenler en iyi ve en uygun şekilde yapılmazsa.

Sadece adaletsizlik bile, halka dayanan bir iktidarın meşruiyetini dinamitleyebilir.

Demokratik çoğulcu sistemlerde seçimle gelen bir iktidar ancak başka bir seçimle iktidardan düşürülebilir.

Askerî olsun, sivil olsun darbeler gayr-i meşrudur.

Türkiye 27 Mayıs 1960'dan bu yana üç askerî darbe, bir yine askerî post modern darbe yaşadı ve bunlardan çok zarar gördü.

Ülkenin bugünkü dinamik yapısı yeni bir darbeye tahammül etmez, iç savaş çıkar, büyük felaket olur.

Askerî olsun, sivil olsun.

Darbe heveslisi birtakım sivil güçlere sesleniyorum:

İktidar olup Türkiye'yi siz idare etmek istiyorsanız, partinizi kurun, yahut mevcut partilerden birini legal yollarla ele geçirin ve seçimlere girin. Başka meşru yol yoktur.

Biz haklıyız, öyleyse iktidar bizim hakkımızdır. Bugünkü iktidar gasıptır. Biz her yola, her vasıtaya, her entrikaya başvurarak iktidarı alacağız gibi düşünceler, planlar, eylemler hem sizi, hem ülkeyi felakete sürükler.

Tekrar ediyorum: Yeni bir darbe iç savaşa yol açar, ülke parçalanır.

* (İkinci yazı)

Timbuctu'da Şeriat İlân Edildi

Mali'nin kuzeyini ele geçiren ve bağımsızlık ilan eden Müslüman güçler, Timbuctu şehrinde Şeriat hükümlerinin uygulanacağını ilan ettiler. Bu haber laikleri, çağdaşları, liberalleri, ateistleri ve Kemalistleri çok üzdü ve şaşırttı.

Şeriat ne demektir? Sözlükler, "Kur'andan, Sünnetten ve icmâ-i ümmetten çıkartılan hükümlerin tamamına verilen isimdir" diye tarif ediyor.

Şeriat kanunlarına göre kasden adam öldürenin cezası kısastır, yani öldürülmektir. Kur'anda "Kısasta sizin için hayat vardır" buyrulmaktadır.

Şeriat kanunlarına göre hırsızın eli kesilir. Değersiz bir şey çalanın veya aç kalıp ekmek çalanın eli tabiî ki kesilmez. Hz. Ömer, kıtlık olan bir yılda hırsızların elini kestirmemiştir.

Bir kadına zina iftirası edip ispatlayamayana sopa vurulur. (Kazf haddi)

İslamın yaşandığı ülkelerde çok az hırsızlık vak'ası görülür.

Şeriat kanunları, cezalandırmaktan önce suçları önler.

İslam, teoride hırsızın elini keser ama pratikte hırsızlığın kökünü keser.

Müslümanca yaşanılan bir ülkede mahkemeler işsiz, hapishaneler ıssız olur.

Şeriat kanunlarına göre evli olan veya başından evlilik geçmiş kadınlar zina ederlerse recm cezasına çarptırılır, taşlanarak idam edilir. Ancak, Şeriat hukukuna göre zinayı ispat etmek çok zordur. Tam cinsel münasebet halinde dört âdil şahit tarafından görülmesi gerekir. Bir kadın ile bir erkek birlikte yatakta görülse, bununla zina ispat edilmiş olmaz.

Kanunî Sultan Süleyman zamanında Kral Birinci François'nın elçisiyle birlikte İstanbul'a gelen rahip J. Morand "d'antibes a Constantinople" adlı kitabında, İstanbul'da bir kimse avucuna altın doldurup kalabalık yerlerde dolaşsa kimse yan bakamaz diyor. "Pera tarafında da durum aynıdır" diye ilave ediyor.

İslam hukukunda katilin, hırsızın, yol kesenin, gasb edenin gözünün yaşına bakılmaz.

Had cezalarından birine çarptırılmış bir kimsenin affını istemek bile yasaktır.

Liberal ve çağdaş hukuk sistemlerinde hırsızlara küçük cezalar verilir, yakalanırsa ufak cezalara çarptırılır, cezaevinde biraz tatil yapar, istirahat eder ve çoğu dışarıya çıkınca tekrar işine devam eder.

Dünyanın en sakin, en huzurlu, en temiz, en intizamlı ülkesi olan Singapur'da uyuşturucu kaçakçılarına idam cezası verilmektedir ve bu ağır ceza sayesinde bu suç en az seviyeye indirilmiştir. Uyuşturucu ticaretinde çok kârlar, yağlı ticaretler vardır ama yakalanıp ipte sallanmaktansa...

Be derya der menâfi bişumarest

Eger hâhi selâmet der kenârest

(Denizde çok menfaatler vardır ama sen selamet istiyorsan o sahildedir.)

Hırsızlığın çok yaygın olduğu, âdeta millî bir spor ve sektör haline geldiği sosyalist ve laik bir Arap ülkesinde Şeriat ilan edilse acaba ne olur? Halk eğitilip ahlakı düzeltilmeden, yakalanan hırsızların elleri kesilirse ülke bir Çolakistan'a döner. Bu hususta fıkıh ilminin ukubat bölümünde bir madde var mıdır?

Sözü uzattım. Timbuctu Türkiye'den çok uzakta. Şu anda Mali'de durum çok karışık. Şeriat uygulamasını yerinde görmek için gitmeye imkanım yok.

(Şeriatın ceza hukukuna ait hükümleri öğrenmek için ilk baskısı İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından yapılmış, o tarihte İstanbul Müftüsü olan Ömer Nasuhi Bilmen'in "Hukuk-i İslamiye ve Istılahat-ı Fıkhıyye Kamusu" adındaki altı ciltlik değerli eserine müracaat edebilirsiniz.)

18.04.2012

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi