M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

PKK bir Ermeni Terör Hareketidir

PKK bir Ermeni Terör Hareketidir

İki kimlikliler, iki dinliler, ikilikler Türkiye'nin büyük problemlerindendir. Ülkemizde bir buçuk milyon Kripto Yahudi, yine bir buçuk milyon Kripto Ermeni bulunduğu iddia ediliyor. Bunların ne kadarı erimiştir, ne kadarı gizli kimliklerine sımsıkı bağlıdır, bilinmiyor.

PKK dıştan bir Kürt hareketi gibi görünüyor ama içten bir Ermeni hareketi olduğu iddiaları var. Bu iddialara kulak tıkamak, bunları göz ardı etmek doğru mudur?

PKK Türkiyeli Kürtlere hizmet mi ediyor, yoksa onların başını belaya mı sokuyor?

Ermeniler, Doğu Anadolu'dan, bugünkü Ermenistanın beş misli arazi istiyor. /akunq.net Batı Ermenistan/ Sitesine bakınız, gözleriniz fal taşı gibi açılsın.

PKK işte bu Ermeni emellerine hizmet etmektedir.

Kürtler için en uygun formül nedir?

Bu ülkeyi Türkler ve diğer etnik unsurlarla birlikte kardeşçe paylaşmak ve barış içinde yaşamaktır.

1912'ye, 1918'e kadar Osmanlı devleti çok büyük araziye sahipti. İmparatorluk tasfiyeye uğradı ve bugünkü küçük Türkiye kaldı.

Ermeniler, Osmanlı devleti bünyesinde, çok geniş bir coğrafya içinde yaşıyorlardı. Paylaşmayı kabul etmediler, ülkenin bir kısmı hep/tamamen bizim olsun dediler ve kumarı kaybettiler. Eskiden iyi kötü var idiler, şimdi yoklar.

PKK hareketinin gizli bir Ermeni hareketi olduğunun ispatı hükümete düşer.

Devletimizin istihbaratı vardır, bu iş için ayıracağı bütçesi vardır, emrinde uzmanlar vardır.

Halkımızın, PKK'nın bir Kürt terör hareketi değil, bir Ermeni terör hareketi olduğunu çok iyi bilmesi gerekir

Bugün Türk ismiyle, Müslüman kimliğiyle görünen nice kimseler vardır ki, Kripto Ermenidir.

Hiçbir Müslüman Kürt bu ülkenin parçalanmasını, bu geminin batmasını istemez.

Şu anda İstanbul Diyarbakır'dan daha fazla Kürt nüfus barındırmaktadır.

Milyonlarca Kürt vatandaşımız Batı Anadolu şehirlerinde yaşamaktadır.

Türkler, Kürtler, Çerkesler, Gürcüler, Arnavutlar, Boşnaklar ve daha nice etnik kökenliler bu toprakları birlikte paylaşmaktayız.

Bize lazım olan toplumsal barış ve uzlaşıdır.

Şunu arzu ediyorum:

Medyada PKK'dan bahsedilirken Ermeni PKK hareketi denilsin.

Şu husus da beyan etmek isterim: Ülkemizde yaşayan tek kimlikli Ermenilere bir şey dediğim yoktur. İki kimlikli olanların da hepsini suçlamıyorum.

1915 ile 1918 arasında kurunun yanında yaş da yanmış, yakılmıştır.

Türkiye'nin bütünlüğünü korumak şartıyla, adalete ve insafa dayanan bir çözüme taraftarım.

1924'e kadar Anadolu ve Trakya'da milyonlarca Rum yaşıyordu. Megali İdea hayal ve emelleri onların sonu oldu. İzmir metropoliti Osmanlı vatandaşı Hrisostomos işgalci ve düşman Yunan ordusunu dinî törenle karşıladı ve takdis etti. Yanlış ata oynamıştı, Kumarı kaybettiler. Bu coğrafyada var idiler, yok oldular.

Var olmaya devam etmeleri için, Osmanlı Rum lejyonları kurarak, Elen kuvvetleri ile çarpışmaları gerekirdi. Buna akılları ermedi.

Ermenistan'ın Türkiye ile barışık olması gerekir. Onların menfaatleri bunu gerektirir.

Ermenistan Türkiye ile öylesine barışık olmalıdır ki, sınırlar sembolik hale getirilsin, pasaport ve vize kaldırılsın, her iki ülkenin halkı kimlik kartıyla gezip dolaşabilsin. Yazık ki, onlarda bunu gerçekleştirecek akıl yok.

Yukarı Karabağı Azerbaycan'a iade etmeleri ve Azerilerle de barışmaları gerekir.

Bendeniz sâlih bir Kürdü, fasık bir Türke tercih eden bir Müslümanım. Müslüman Kürt kardeşlerimden çok rica ediyorum:

PKK postuna bürünmüş terörist Ermenilerin tuzaklarına düşmesinler, gemiyi batıracak olumsuzluklardan kaçınsınlar...

Bu vatan hepimizindir.

* (İkinci yazı)
Fâcialar Kumkuması
Sultanahmet sahil yolundan karşıya, Sultan Abdülhamid'in yaptırdığı o güzelim, o muhteşem mektep binasına bakınız. Arkasına çirkin ve uzun yapılar dikerek siluetini feci şekilde bozmuşlar. Fâcia!

Sultanahmet Camii'nin avlusundaki, kapısındaki, merdivenlerindeki çıplak turist kadınlara bakınız. Seksî dekolte kıyafetleriyle kutsal camiye ne kadar aykırı düşüyorlar. Fâcia...

Sıcaklar geldi ya, parklar açık hava seks mekanları haline dönüştü. Yılışıklık son haddinde. Herkesin içinde ve ortasında öpüşenler, birbirine sarılanlar. Cinsel birleşme yapanlar... Yerlerde taşa çalınıp paramparça olmuş ar ve haya şişelerinin parçaları. Bursa Emniyet Müdürü feryat ediyor, "Parklar seks yeri oldu, kanun ve tüzükler müsait değil, bir şey yapamıyoruz..." diyor. Fâcia...

Birtakım dinî cemaatler, tarikatlar, vakıflar, dernekler, hayır kuruluşları; Kur'ana, Sünnete, fıkha, Şeriata, icmâya aykırı olarak zekat toplamaya harıl harıl devam ederken, bir iki ay önce Adana'da 26 yaşındaki aç bir anne intihar etti, iki yavrusu yetim kaldı. Zavallıya birkaç yüz lira zekat parası verilemedi. Fâcia...

Çamlıca civarından geçerken gözlerinizi kaldırıp tepelere, yamaçlara bakınız. Tavuk kümesi, arı kovanı gibi villalar inşa ediliyor. Orası sit bölgesi değil miydi. Fâcia...

Türkiye Hastahanesi'ne göz tedavisi için gitmiştim. Akşam trafik sıkışık olur, taksi ile değil, metrobüs ile döneyim dedim. Duraktan tam on beş metrobüs geçti. Kimisi hiç durmadı, kimisi tıklım tıklım doluydu, binemedim. On altıncısında yer buldum. Bir gözümde sargı vardı. Oturan gençlerden hiçbiri yer vermedi. Fâcia...

Camie gittim, cuma namazı kıldım. Farzdan sonra zuhr-i âhir namazı kılarken son cemaat mahallindeki masanın yanında, makbuzsuz para toplayan zat çok yüksek sesle camiye yardım camiye yardım camiye yardım diye avaz avaz bağırıp durdu. Namazı kaç rekat kıldığımı şaşırdım. Fâcia...

Başları alaca bulaca örtülü iki sözde tesettürlü kadın karınca yuvası gibi insan kaynayan caddede, ellerinde birer dondurma külahı, şap şap inek gibi yalaya yalaya yürüyorlardı. Fâcia...

Ana caddedeki ağaçları öyle kötü budamışlardı ki, filiz vermeleri mümkün değildi. Bunca emek verilerek on yıllar boyu yetiştirilen bu ağaçlar hoyrat budamalar sonunda kuruyacak. Fâcia...

Eskişehirden İzmir'e kadar Batı Anadolu'da, Trakya'da domuz çiftliklerinde üretilen yağlı ve semiz evcil domuzlar, ormanlarda vurulan yaban domuzları, onlara ilaveten eşekler kesilip halka halis dana diye yediriliyor. Fâcia...

Beş sene önce meydana döşenen zemin karoları kırılmış, yer yer çökmüş, yağmur yağdığında altındaki zifoslar gelip geçenlerin üzerine sıçrıyor. Fâcia...

On yaşındaki kız gebe kalmış. Normal doğum yapamayacağı için sezaryenle doğurtulmuş... Fâcia...

Sabah namazı kılmak için Sultanahmet'ten Şişli'ye gidiyordum. Taksim'den geçerken sabahın kör karanlığında ortalık ana baba günü, sanki bayram yeriydi, her yer hızla giden otolarla doluydu. Hayat karıları ve travestiler hummalı bir gecenin sonunda evlerine dönüyormuş. Camiye geldim. Birkaç ihtiyar vardı. Fâcia...

Benim 250 dolar vermeyeceğim veya 250 dolara alabileceğim sıradan seccade halıyı turiste bin dolara kakalamışlar. Fâcia...

Markette 400 gram hazır İnegöl köftenin paketi 3 liraya satılıyordu. Kilosu 7,5 lira eder. Etin kilosu ise 20-25 lira. Bu ne etidir ki, bu kadar ucuz? Belediye, devlet, ilgili bakanlık bunları tahlil ettirmiyor mu? Fâcia...

04.05.2012

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi