M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Fitne Fesat Saçan Gazete

Fitne Fesat Saçan Gazete

İSMİNİ vermiyorum, maksadım kavga gürültü çıkartmak, polemik yapmak değildir. Bir gazeteden bahsetmek istiyorum. Bu gazetenin, ülkenin çoğunluğunu teşkil eden Müslüman halka karşı zerre kadar saygısı, anlayışı ve merhameti yoktur.

Bu gazete âdil ve dürüst değildir.

Bu gazete medya etiğinin en temel kurallarına bile riayet etmemektedir.

Bu gazete, ilkel bir zihniyetle, herhangi bir Müslüman çirkin bir iş işleyince, ayıp bir şey yapınca onu bütün Müslümanlara ve İslâm’a yamamaya çalışmaktadır.

Bu gazete, İslâm’ın ve Müslümanların agresif düşmanıdır.

Bu gazete, her gün doğrudan doğruya veya dolaylı olarak millî ve sosyal barışı ve uzlaşmayı dinamitlemektedir.

Bu gazetenin demokrat zihniyetli olduğu iddiası tamamen yalandır. Diktatör zihniyetlidir, oligarşi taraftarıdır, baskıcı ve tabucudur, faşisttir.

Bu gazete devlet, halk ve ülke olarak Türkiye’nin millî menfaatlerini gözetmemekte; küçük bir egemen azınlığın menfaatlerinin, hâkimiyet ve saltanatının devamı için çalışmaktadır.

Bu gazetenin yayınları hikmete/bilgeliğe, insafa, iz’ana, sağduyuya aykırıdır.

Bu gazete gerektiğinde takiyye yapmakta ve Müslümanmış gibi görünmektedir. Yalandır.

Bu gazete, İslâm’ın temel inançlarına, temel hükümlerine, zarurî kurumlarına saldırmaktadır. Din dilinde bunun adı küfürdür. Küfür, Arapça gerçekleri örtmek, gizlemek mânâsına gelir.

Bu gazete ateist, pozitivist, materyalisttir.

Bu gazete, en bayağı ve kalitesiz şekliyle hedonisttir.

Bu gazete, iffete karşıdır. Müzmin şekilde müstehcenliği teşvik etmekte ve yaymaktadır. Yıllardan beri toplumu çürütmüştür, aile müessesesinin temellerini dinamitlemiştir.

Bu gazete din, inanç, vicdan, inandığı gibi yaşamak hürriyetinin baş düşmanıdır.

Bu gazete İslâm dinini büsbütün yok edemezse de, dinde reform yapıp değiştirmek, bozmak ve tahrif etmek için çalışmaktadır.

Bu gazete Türkiye’ye zarar vermektedir.

Türkiye’de basın hürriyeti vardır. Gazeteler kapatılamaz, onlara sansür uygulanamaz. Lakin Müslüman halk bu gazete karşısında büsbütün çaresiz değildir. Bu konuda neler yapılabilir:

1. İslâm’a ve Müslümanlara karşı olan bu gazeteyi boykot etmek gerekir.

2. Suç işlememek, hakaret etmemek şartıyla seviyeli bir şekilde protesto etmek gerekir.

3. Bu gazetenin tirajının ve tesirinin azalması için bütün meşru/yasal yollardan devamlı ve tesirli şekilde çalışmak gerekir.

4. Bu gazeteye büyük reklâmlar vererek onu besleyen firmaları ve mallarını boykot etmek gerekir,

5. Güçlü hukukçulara başvurarak bu gazeteyi (gerektiği zamanda ve konularda) mahkemeye vermek gerekir.

6. Bu gazeteyi şikâyet etmek gerekir.

Hiçbir gazetenin İslâm dinine ve Müslümanlara düşmanlık etmeye ve saldırmaya hakkı yoktur.

İslâm düşmanı gazetelerin, ülkenin çoğunluktaki Müslüman halkını tehlike ve tehdit olarak göstermesi büyük bir küstahlıktır.

Türkiye Müslümanları devletlerine bağlıdırlar, onu severler ve korurlar. İsmini vermediğim gazetenin Müslümanları devlet düşmanı gibi göstermesi yalandır, iftiradır, hezeyandır. Müslümanlar devletimize değil; kötü düzene, vesayet demokrasisine, dinsizliğe, ahlâksızlığa, sosyal adaletsizliğe, anti-demokratik baskı ve tabulara, zulümlere, haksızlıklara, zorla yabancılaştırılmaya karşıdırlar.

Yakın tarihimizde on milyonlarca Müslüman kardeşimiz ve vatandaşımız kötü medya, kötü eğitim, şeytanî propagandalar yüzünden sersemleştirilmiş, yararına ve zararına olan şeyleri ayırt etmek yeteneğinden mahrum bırakılmıştır. Halkımızın yoğun bir aydınlatılma, uyarılma, kendine getirilme hizmetlerine ihtiyacı vardır.

Bazı gazeteler yıllardan beri küfür şirk, fitne fesat, nifak şikak, fısk fücur, ahlâksızlık faziletsizlik, iffetsizlik, yabancılaştırma, bindiği dalı kesme zehirleri akıtıyor ve maalesef halk yığınları bunlara karşı kendilerini, ülkeyi, devletlerini koruyamıyor. Bu korkunç bir acz değil midir?

Vaktiyle bu memlekette Ermeni ve Rum vatandaşlarımız da günlük gazeteler çıkartıyorlardı. Lakin onlar hiçbir zaman İslâm dinine ve Müslümanlara saldırmıyorlar, hakaret etmiyorlar, ülkedeki barış ve uzlaşmayı dinamitlemiyorlardı.

Zahirde ve yüzeyde Müslüman gibi görünen hiçbir iki kimliklinin Türkiye Müslümanlarına saldırmaya, onları tahkir etmeye, aşağılamaya hakkı yoktur.

Bir medyacının ateist olması, Müslüman halkı tahkir etmesine hak kazandırmaz.

Hiçbir gazetenin halkın siyasî tercihini tahkir etmeye hakkı yoktur. Tenkit edebilir... Adam gibi... Terbiyeli ve edepli bir şekilde...

“Bu halk adam olmaz... Cahiller... Karnını kaşıyanlar...” gibi tabirler küstahlıktır.

Halk yanılıyorsa, bunun suçu ülkenin eğitim sistemine aittir.

Türkiye’nin işleri iyi gitmiyorsa, bunun birinci sorumlusu ve suçlusu ülkeyi demirpençeyle idare eden resmî ideoloji oligarşisine aittir.

Bu memlekette, egemen azınlığın davulculuğunu yapan birtakım gazeteler ve TV’ler müzmin ve devamlı bir şekilde İslâm’a, Müslümanlara, millî kimliğe, mukaddesata, halk çoğunluğunun temel hak ve hürriyetlerine en azgın şekilde saldırabiliyorlarsa bunun suçu Müslüman halka aittir. öncelikle de o halkın temsilcilerine, başını çekenlere, onlara rehberlik edenlere...

Bir yandan böyle din düşmanı, Müslüman düşmanı medya organlarına boykot uygulanacak; bir yandan da onların yerine güçlü ve tesirli gazeteler, dergiler konulacak. Yekûn olarak yılda milyarlarca dolar toplayan İslâmî kuruluşlar bu hizmeti niçin yapamıyorlar?

Türkiye Müslümanları şunu iyi bilsinler:

Medya meselesini halledemezler, medya konusunda üstün olamazlar ise bu memlekette hiçbir zaman hür, haysiyetli, birinci sınıf vatandaş statüsünde olamayacaklar; bugün olduğu gibi sömürge yerlisi, vesayet demokrasisi vatandaşı, ikinci sınıf vatandaş, zenci ve parya olarak sürüneceklerdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi