M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Filistin ne Zaman Kurtulur?

Filistin ne Zaman Kurtulur?

1. Bütün dünya Müslümanları bir İmam-ı Kebire bidat ve itaat ederek, tek bir ümmet oldukları zaman.

2. Zararlı ve menfi ırkçılıklardan, kavmiyetçiliklerden kurtulup, birbirlerine İslam kardeşliği bağlarıyla bağlanıp sarıldıkları zaman.

3. Müslümanların en az yüzde doksan beşi günlük namazları , (erkekleri cemaatle) eda ettikleri zaman.

4. Zekatlarını Kur'ana, sünnete, şeraite, fıkha göre, zekat almaya hakkı olan gerçek kişilere verdikleri zaman.( Sadece İslam devleti, Hilafet rejimi resmi amiller eliyle zekat toplayabilir.)

5. Hizip, fırka, parça, meşreb farklıları yüzünden bazı müminler kardeşlerinden nefret etmediği zaman.

6. İslam dünyasında en az üç adet Selahaddin ve İmam Şamil yetiştiği zaman.

7. Müslümanlar Kur'anın yap dediklerini yaptıkları, yapma dediklerini yapmadıkları zaman.

8. Müslümanların okulları ve eğitim sistemi, kâfirlerinkinden üstün olduğu zaman.

9. Müslümanlar Allahın yardımına, zaferine, nasrına, tevfikine nail olmak için gerekli vesile ve sebeplere muhlisen lillah tevessül ettikleri zaman.

10. Bu vesilelerden biri ihlastır yani bütün ibadetler ve mücadeheler Allah için onun o büyük ilahi rızasını kazanmak için yapılacaktır.

11. Müslüman halk kendi içindeki tağukları teşhis edip, onları kustuğu zaman.

1948'de İsrail devleti kurulduğu zaman, bendeniz gazete okuyan, günlük havadisi takip eden bir mektep çocuğu idim. Aradan elli küsür yıl geçti, bir buçuk milyarlık İslam dünyası bir türlü birleşip toparlanıp ta Filistini istirdat edemedi (geri alamadı). Bugünkü paralanmışlık, kaos ve anarşi içinde Filistin'in alınması bahis mevzu olamaz. Filistin siyonistlerin işgalinde de öteki İslam ülkeleri Kur'anı ve nebevi açıdan hür ve bağımsız mıdırlar? Müslümanların büyük kısmı Tağukların, Deccaller, Kezzabların, zalimlerin, mütegallibenin esiri ve oyuncağı olmuştur. İslam adalet, güven ve doğruluk dinidir. Şimdi bunların üçü nerede var?

Demokrasi elbette İslama uygun bir rejim ve sistem değil lakin şerlerin ehvelidir. İslam dünyasında, İsviçre ve İngiltere demokrasi gibi bir demokrasi bile yok.

Afganistan'a bakınız, Irak'a bakınız... Suriye'ye bakınız... Daha çok ülkeye bakınız... Filistin'e ağlarken öteki Filistin'lere, kendi Filistin'imize de ağlamalıyız.

Birtakım laik ve sekülerleşmiş İslamcılara acımak mı öfkelenmek mi gerekir. Filistin Filistin Filistin... Peki öteki Filistinler ne olacak.

Siyonistler damarlarımızdaki kana, kemiklerimizdeki iliğe kadar sızmışlardır.

Her şeyden önce uyanmak lazım. Hem yatakta hem ayakta uyumamak lazım... İmani, İslami, kur'ani, nebevi, şeri bir uyanıklık.
* (İkinci yazı)
Sefil Osmanlı Düşmanları

Bizdeki bazı (hepsi demedim...) Dönmeler, Kriptolar, benzetilmişler, yabancılaşmışlar çok aşağı, çok bayağı ve çok seviyesiz şekilde Osmanlı düşmanlığı yapmaktadır. Düşmanlığın, tenkidin, kötülemenin de kategorileri vardır. Medenî, kibar, haysiyetli, âdil, insaflı, yüksek kültürlü insanlar; medenîce, kibarca, âdilâne tenkit ederler.

Arnold Jr. Toynbee "Tarih Üzerine bir Etüd" adlı 11 ciltlik âbide kitabının Ispartalılar kısmının başında "Eflâtun'un ideal Cumhuriyet'ine realitede en fazla yaklaşabilmiş devlet Osmanlı'dır" demektedir.

Gayr-i Müslimler içinde, Osmanlı İslam devletine en fazla medyun-i şükran (teşekkür borçlu) olması gerekenler Yahudilerdir. Hıristiyanların onları kovdukları, zorla vaftiz ettikleri, mallarını ellerinden aldıkları, engizisyon işkencelerine tâbi tuttukları, hattâ bazen diri diri yaktıkları devirlerde, Osmanlı onları kabul etmiş; kimliklerini, kültürlerini, dinlerini, lisanlarını korumalarına izin vermiştir. Bugün dünyada 21'inci asırda bile, 16'ıncı asırda Osmanlıların mazlum Yahudileri topluca kabul etmeleri gibi bir insaniyet örneği görülmemektedir.

Osmanlı düşmanlığının ana sebebi İslam düşmanlığıdır.

Bazı Osmanlı düşmanları tenkit ve kötüleme üslubunda o kadar aşağılaşmakta ve bayağılaşmaktadır ki, koskoca bir cihan devletini, bir nizam-ı âlem'i, çoğu yalan, düzmece, abartma saray ve harem entrikalarıyla değerlendirmeye yeltenmektedir.

Onların yaptığı şuna benziyor: Birtakım ünlü, büyük, hayırlı adamları, mesanelerinde idrar var diye sidikli olmakla suçlamak ve karalamak...

Osmanlı devleti gibi tarihte bir veya birkaç örneği bulunan bir pax sistemini, birkaç entrikayla, bazı Padişahların şahsî kusurları ile değerlendirmek; faziletli bir insanı, vücudu idrar ürettiği için sidikli olmakla sıfatlamak kadar aptalca ve alçakçadır.

Osmanlıyı âdilâne değerlendirmek için onun kuruluş ve yükseliş devrine bakmak gerekir. Osmanlıda şehzade katilleri, harem entrikaları olmuştur ama, Osmanlı sistemi demek bunlar değildir.

Kuruluş ve yükseliş devirlerinde Osmanlı adalet demektir... Güven demektir... Gayr-i Müslim tebaaya varlıklarını, kimliklerini, kültürlerini, lisanlarını, örf ve âdetlerini koruma hakkının ve hürriyetinin tanınması demektir...

Dünyada hiçbir devlet, hiçbir sistem; 150 bin kişilik bir orduyu, 300 topu, on binlerce atı, deveyi, öküzü, binlerce ton malzemeyi İstanbul'dan Avrupa içlerine kadar; bir tek ekili tarlayı, bahçeyi, bostanı, bağı tahrip etmeden götürememiştir ama Osmanlı götürmüştür.

Son gerçek Padişah ve Halife Sultan Abdülhamid'ten sonra Osmanlı Hıristiyanları ne oldu biliyoruz. Osmanlının şer'î sistemi ve adaleti milyonlarca gayr-i Müslime hak ve hürriyet veriyordu. Jön Türkler ve bilahare laik sistem onlara yaşamak hürriyeti tanımadı ve silindiler gittiler.

Osmanlı ve onun Padişahları tenkit edilemez mi? Elbette edilir. Lakin haysiyetli, namuslu, medenî ve âdilâne bir şekilde edilebilir.

Düzmece senaryolar, yazanlara şeref kazandırmaz.

Dünyanın "Muhteşem" dediği büyük bir Padişaha âdice saldırmak, pislik atmak aydın bir Türkiyeliye yakışmaz.

Osmanlı devleti, bazı hatâlarına rağmen bir İslam, İman, Kur'an, Şeriat, adalet, insaf, güven devletiydi.

Osmanlının ölüsü, küfür ve tuğyan sistemlerinin, modern Sodom ve Gomorelerin dirisinden üstündür.

Osmanlı devletini takdir eden gayr-i Müslimlerin sayısı az değildir.

Pierre Loti bunlardan biridir.

Osmanlıyı beğenmeyen ve yerin dibine batırmaya çalışanların beğendikleri küfür sistemlerinin içyüzlerini biliyoruz.

Osmanlının en son yaptığı ve hizmete açtığı kamu binası İstanbul Sultanahmet'teki hapishanedir. Bu bina, Osmanlı düşmanlarının saraylarından bile güzel ve asaletlidir.

Osmanlı, (yükseliş çağında) Hulefa-i Râşidîn devrinden sonra Kur'ana ve Sünnete en uygun sistemdir.

Tarihte iki büyük pax devleti olmuştur. Biri Roma, biri Osmanlı. Osmanlı Roma'dan üstündür.

İman, İslam, Kur'an, Sünnet ve Şeriat düşmanı nasipsizlerin bu ulu devlete saldırmalarını tabiî karşılamak gerekir.

Rencide olur dide-i huffaş ziyâdan... (Yarasanın gözü ışıktan rahatsız olur...)

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi