M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Federasyon Başkanının Özellikleri

Federasyon Başkanının Özellikleri

Birinci madde: Türkiye Müslümanlarının yüzde 70’i 80’i Sünnîdir. Öncelikle bunların birleşmesi gerekir.
İkinci madde: Sünnîler arasında çeşitlilik vardır ama bunlar birleşmeye mâni değildir.
Üçüncü madde: Başlangıçta gevşek bir birlik oluşturulmalı; cemaat, tarikat, fırka ve hiziplerin iç işlerine, hizmetlerine, metodlarına karışılmamalıdır.
Dördüncü madde: Birleşme, bir konfederasyon veya federasyon kurularak hayata geçirilebilir.
Beşinci madde: İsmi “Türkiye Maneviyatçı ve Muhafazakâr Dernek, Vakıf ve Kuruluşlar Federasyonu” olabilir.
Altıncı madde: Federasyonunun genel başkanının on kadar hasleti olmalıdır. Bunların birincisi, başkanlığa hırslı ve talip olmamasıdır. Başkan olmak için içi yanan ve her haltı yiyen bir kimsenin ahlakı ve karakteri düşük demektir ve ondan bir hayır gelmez.
Yedinci madde: Başkan kendisi başkanlığı istemeyecek, altı kişilik bir başkan seçme şûrası ona gidecek, lütfen kabul buyurunuz, başkan olunuz diyecek, o faziletli zat, hayır ben bu başkanlığa ehil ve layık değilim, gidin başkasını bulunuz diyecek. Şuûra heyeti çok ısrar edecek ve sonunda ba’de’l-istihare çar nâ çar kabul edecektir.
Sekizinci madde: Başlangıçta (mesela) on sekiz dernek, cemaat, vakıf ve tarikat tarafından kurulacak Federasyonun üyeleri bir yıl sonra yüz küsur olacaktır.
Dokuzuncu madde: Gizli kafirler, münafıklar, din sömürücüleri, fanatikler, holiganlar ve yarı mühtediler bu hayırlı Federasyonu baltalamak için akla gelmeyen hileler, engellemeler ve sabotajlar yapacaktır. Bunlara göğüs gerilecektir.
Onuncu madde: Federasyon Genel Başkanı âbid, zâhid, kâmil, muttaqi, muhlis=ihlaslı, firasetli, fâtin=fetânet sahibi, dirayetli, kiyasetli, müeyyed min indillah, halîm bir zat olacaktır.
On birinci madde: İtikadı sahih olacaktır. 
On ikinci madde: Beş vakit namazı cemaat ile kılacaktır.
On üçüncü madde: Serveti varsa başkanlık maaşı almayacaktır. Yoksa yeteri kadar alacaktır ve asla israf etmeyecektir.
On dördüncü madde: Başkan lüks, yeni ve pahalı bir otomobile binmeyecektir.
On beşincisi: Başkanın âqil ve kâmil on iki Müslümandan oluşan bir özel şûrası olacaktır.
On altıncısı: Başkanlığın ateşten bir gömlek olduğunu bilecektir.

• (İkinci yazı)
Çok Terbiyeli bir İslam Feministine


(Bu yazıyı Ramazanda yazmıştım)
Yaşlandıkça elhamdülillah zihnimin berraklığı artmaktadır.
Feministlerin saçma inanç, görüş ve iddialarına karşı çıkmam; zihnimin berraklığının ve zindeliğinin birinci alametidir.
Sapık ve bozuk Feminizm ideolojisini esas kabul edip, ona uymayan muhkem âyetleri te’vil, mütevatir ve sahih hadîsleri inkar ve tekzib edenler, yaşları genç de olsa mânen bunamış, ateh getirmiş sayılır.
Hangi aklı başında Ehl-i Sünnet Müslümanı, esahhü’l-kitab ba’de Kitabillah (Allahın kitabı Kur’andan sonra kitapların en doğrusu olan) Sahih-i Buharî’de geçen bir hadîs-i şerif için “Peygambere (Salat ve selam olsun ona) söyletmişler” diyebilir?
Müslümanlar bu ülkeye geleli bin yılı geçti. İstanbulu 560 sene önce feth etmişiz.
Atalarımız Alparslanlar, Kılıçarslanlar, Osman Gaziler, Fatih Sultan Mehmedler, Kanunîler, Sultan Abdülhamid-i Sânîler ve diğer selâtin ve hülefa hazeretı devirlerinde camilerde kadınlara ayrılmış bölümler; iffetli ve ismetli İslam hanımlarını kem gözlerden esirgemek maksadıyla kafesler ve perdeler ile ayrılmıştı.
Birinci dünya savaşından sonraki o kara mütareke-işgal yıllarında galip zalim devletler, o perdelere ve kafeslere dokunmadılar.
M. Kemal ve İsmet zamanlarında bile o perdelere ilişilmedi.
Kaç askerî darbe yaşadım, darbeciler bile o perdeleri yırtmadı.
Şimdi birkaç İslamcı Feminist camilerimizdeki o ismet, hicab, edeb, hayâ kafeslerini ve perdelerini çıkarttırıyor.
Hem de din görevlilerini, bu perdeleri ve kafesleri çıkartmazsanız canınızı yakarım diye tehdit ederek…
Bu çılgın İslam Feministleri işgal kuvvetleri kumandanı General Harrington’u da geçtiler. Vaktiyle İzmir’i ve Ege bölgemizi istila eden Venizelos bile, Yunanistanda, Giritte ve Adalarda yaşayan, Yunan vatandaşı Müslümanlara bu zulmü yapmamıştı.
Fransızlar Cezayirlileri çok ezmişlerdi ama camilerde kadınlara ayrılmış bölümlerin kafes ve perdelerini parçalamamışlardı.
M. Kemal ve İsmet bile bunu yapmamıştı.
Böyle bir şeyi agresif ve harbî İslam düşmanları yapsa tabiî karşılanabilir ama birtakım İslamcıların yapması asla kabul edilemez.
Bunlar kendilerini Stalin mi sanıyorlar, yoksa Hülagû mu?
Avrupa Birliği normları bunu gerektiriyormuş!.. İslam dini ilahî dindir, onun hükümlerinin kaynakları Kur’an, Sünnet, icmâ ve kıyas’tır.
İslamı AB norm ve ilkelerine uydurmaya yeltenmek küfürdür.
İslam Feminizmi sapıklıktır.
Fazlurrahman bâtıl, bozuk ve sapık bir mezhebin kurucusudur.
Camilerin perdeleri çılgın ve cür’etkâr İslam Feministlerinin ayaklarına dolanacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi