M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Türkiye’nin İslamî Haritası

Türkiye’nin İslamî Haritası

ÜLKEMİZİN her vilayetinin merkezini, ilçelerini, sınırlarını gösteren idarî haritası vardır... Dağları, ovaları, nehirleri gösteren tabiî harita… Bitki haritası… Madenler, yer altı zenginlikleri haritası… Kara yolları, demiryolları haritası… Yağmur haritası…

Her konuda harita vardır da, dinî durumu gösteren, cemaatleri tarikatları bildiren harita yoktur, bu gerçekten büyük bir eksikliktir.

Böyle bir haritayı çizmenin kolay olmadığını biliyorum.

Türkiye Müslüman bir ülkedir ama bu ülkede kaç İslam vardır?

Bin kadar birbirinden kopuk, her biri kendi başına buyruk cemaat, tarikat, parça, hizip, fırka, grup olduğunu yazıp duruyoruz. Bunlar kaç ana grupta toplanabilir?

Ülkemizde dinî çeşitlik olduğu inkar edilemez. Ramazanda İstanbul’da açıkta açıkça oruç yenebiliyor ama doğudaki bazı büyük şehirlerimizde böyle bir şey mümkün değildir.

Yine dinî çeşitliliğin, farklılığın hangisi birliğe zarar vermez, hangisi zarar verir, o konuda da bilgimiz yeterli değildir.

İranda Şiî İslam devrimi yapıldıktan sonra, bu hareket Türkiyeye ihraç edilmek istenildi. Bu konuda durum nedir?

Selefîlik perdesi ardında çalışan Vehhabilerin gücü ve sayıları ne kadardır?

Çoğunluktaki Ehl-i Sünnet kaç parçaya ayrılmıştır?

Tarikatlar hâlâ yasak ama Türkiyede yarı yasal şekilde faaliyet gösteren kaç tarikat ve şubesi vardır?

Hangi dinî cemaatler azmanlaşarak sekt haline gelmiştir.

Başkent Ekolü ismi altında faaliyet gösteren Fazlurrahmancıların gücü, tesiri ne kadardır?

Hangi İslamcılar Şeriatsız, fıkıhsız, mezhepsiz seküler bir Müslüman toplum oluşturmak istiyor?

Daha bunlar gibi yüzlerce cevapsız soru vardır.

Türkiye Müslümanları tek bir Ümmet olsalardı, medenî olsalardı, şifahî kültürlü değil, yazılı kültürlü olsalardı, güçlü bir bilgi bankasına sahip olurlar ve bu soruların cevaplarını bilirlerdi.

Ortada inkar edilmesi mümkün olmayan bir gerçek vardır ki, Müslümanların son derece parçalanmış, bölünmüş, ufalanmış olmalarıdır. Bunun sebepleri üzerinde durmuyorum, realiteye dikkat çekmek istiyorum.

Türkiye’nin islamî çoğunluğu kaos, anarşi, parçalanmışlık içindedir. Bu ise güç değil, çok büyük bir zaaf sebebidir.

Ümmet ve İmamet olmadığı için Müslümanların ortak bir kurtuluş, yükseliş, hürleşme stratejisi, planı, programı yoktur.

İslamî kesimdeki mozaiğin bir konfederasyonu, federasyonu, Ümmet teşkilatı yoktur. Müslümanların râşid, adil, faziletli bir İmam’ı yoktur.

Türkiye hiçbir zaman, Fransada olduğu gibi, gerçek mânada laik olmamıştır.

Bizdeki sistem “Devlet dini” sistemidir ve devlet dine baskı yapmaktadır.

Vesayet sisteminin, Kemalist ideolojinin gerilemesiyle bu devlet dini sisteminin de ortadan kalkacağından kimsenin şüphesi olmasın.

Peki bu çarpık sistemin yerine ne gelecektir?

Osmanlı usulü bir Ehl-i Sünnet İslamlığı mı?

Suudî Arabistan tipi bir Selefîlik mi?

Ülkemizin Müslüman medyası, Müslüman yazar ve fikir adamları bu konuları niçin müzakere etmiyor?

Bu konulara, niçin Cemaat-İktidar savaşı kadar önem verilmiyor?

(İkinci yazı)

İyi ve Güzel Haberlerle

Mutlu Olmak İstiyorum

HERGÜN iyi haberler okumak istiyorum. Bunları okuyup öğrenip mutlu ve huzurlu olmak istiyorum.

Güncel haberler çok üzücü, çok kötü, çok huzursuz edici.

Yakın tarihe bakıyorsunuz, onda da çok kötülükler, üzücü kahr edici haberler var.

Türkiye iki aydır İktidar-Cemaat savaşına kilitlenmiş vaziyette.

Medya yıkıcı polemiklerle dolu. Siyaset cadı kazanı gibi kaynıyor. Cinayetler, facialar gırla gidiyor.

Mutlu olmak, huzurlu olmak, sakin olmak için iyi haberler istiyorum.

Böyle birkaç haber var ama onlar da insanlar alemine ait değil, hayvanlar alemine ait. Dans eden at… Süper zeki karga… Kedi ile köpeğin dostluğu… Adam kocaman yılanla pek samimi, soğuk hayvanı kaşkol gibi boynuna dolamış…

İnsanlar aleminde içte ve dışta korkunç şeyler oluyor: Uyuşturucu kaçakçılığı… İnsanların gizli ayıp ve günahlarını araştırmak… İnanılmaz korkunç trafik kazaları… Şişlide güçlendirilen binanın çöküşü… Molotof kokteylleri… Beyoğlunda yine kargaşa, çarpışma, göz yaşartıcı bombalar, tazyikli sular…

Göller, barajlar, bentler kuruyormuş, bu yaz su sıkıntısı çekilecek mi?

Türkiyeyi Ukranyaya benzetmek istiyorlar.

Gazete yazıları kaleme aldığım için haberleri takip etmek zorundayım ve okudukça üzülüyorum, moralim bozuluyor, huzurum sarsılıyor.

Feryad ediyorum: Bendenizi mutlu ve huzurlu edecek, sevindirecek iyi ve güzel haberler istiyorum.

Mesela şöyle haberler duymak, okumak istiyorum:

1. Liseler arası Fuzulîye nazire müsabakası=yarışması yapıldı, birinciliği, feryat redifli gazeliyle Bursa lisesi öğrencisi Filanca kazandı, ödülünü Millî Eğitim Bakanı verdi.

2. İstanbulda, 15 milyon kitap ve belge barındıracak büyük bir kütüphane kurma hazırlıkları bitti. Bina projesi için uluslararası yarışma açılacak.

3. Taksimin Gezi parkında Hindistan’daki Tac Mahal ayarında bir cami ve İslam kültür merkezi inşa edilecek.

4. Restorasyonu biten Fatih medreselerinde eskinin devamı mahiyetinde islamî ilimler okutulacak. Bunun için dünyanın on ülkesine mensup büyük müderrislerle anlaşma yapıldı.

5. Yüzde yüz yerli ve millî otomobillerimiz seri halinde üretilmeye başlandı.

6. Tasavvuf tarikatlarını yasaklayan kanun kaldırıldı. İstanbulda, icazetli ulema ve şeyhlerden oluşan bir Meclis-i Meşayih kuruldu, açılacak tarikatları onlar denetleyecek.

7. Tevhid-i Tedrisat kanunu kaldırıldı, Müslümanlara İslam Mektepleri açma izni verildi.

8. Adana’da yerli kahve üretimi başladı.

9. Yerli ve yabancı 500 çeşit sanat ve zanaat öğretmek maksadıyla elli sanat ve zanaat meslek lisesi açılıyor.

10. Gazete, dergi ve televizyonlarda müstehcen yayın yapmak yasaklandı.

11. Millî Eğitim Bakanlığının açtığı kurslarda şimdiye kadar beş milyon vatandaş mükemmel şekilde Osmanlıca okuma yazma öğrendi.

12. 1928’deki kopukluktan ve yasaktan sonra, İstanbulda Ceride-i Havadis ismiyle Osmanlıca bir gazete yayınlanmaya başladı.

13. Türkiye’de şimdiye kadar ekilmeyen ve üretilmeyen doksan sekiz sebze, tahıl, bakliyat ve meyve çeşidinin üretimine ve ihracına başlandı.

14. Türkiye çiçekçilikte ve fidancılıkta, Hollandayı geride bırakarak dünya birincisi oldu.

15. Türkiye ile Yunanistan arasında pasaport ve vize kalktı, iki ülkenin vatandaşları kimlik kartı ile gelip gidebilecek.

16. Osmanlı tarihleri ve Divan’lar külliyatı tamamlandı.

17. On bin Osmanlıca kitabın tıpkı basımları yapıldı.

18. Şehirlerimize üç yüz sene dayanacak, çatlamayan kırılmayan yerinden oynamayan granit kaldırımlar yapılıyor.

19. Kara para sahipleri için nereden buldun kanunu çıkartıldı ve takibatlar başladı.

20. Cuma ezanı okununca birçok şehirde dükkanlar kapanıyor, ticaret alış veriş duruyor.

21. İstanbulun nüfusunu beş milyona indirmek için harekete geçildi.

22. Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen bin kişi Sultanahmet camiinde törenle Müslüman oldu.

23. Filan adada örnek bir İslam mahallesi kuruldu.

24. İngilterede olduğu gibi bizde de Şeriat Mahkemeleri kurulacak.

25. Dünyanın en vasıflı ve parlak on lisesi listesine bir Türk lisesi de girdi.

26. Türkiyenin şeffaflık ve temizlik notu 10 üzerinden 9,7’ye yükseldi. Artık ülkemiz temizlik, ahlak, fazilet konusunda dünya birincisi.

27. Milletvekilliği maaşlarında ve emekliliklerinde indirim yapıldı.

28. Doların fiyatı bir liraya indi.

29. Faiz bankaları kapanıyor, yerine faizsiz finans bankaları açılıyor.

Bendenizi sevindirecek ve huzurlu kılacak bu gibi haberlerin bazılarını ağır buhranlara, öfke krizlerine, strese sokacağını biliyorum. Ne yapalım, dünya böyle işte.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi