M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Câhilliğin Böylesi…

Câhilliğin Böylesi…

BU gerçek fıkrayı, gerçek aydınları, gerçek edipleri, gerçek müdekkikleri tenzih ederek yazıyorum… Merhum Üstad Profesör Orhan Şaik Gökyay, bir gün genç bir araştırıcıyı şöyle azarlamış: Yavrum son makalendeki o yanlışlar neydi öyle, yanlışın böyle katmerlisini üniversite mensupları yapabilir ancak!..

Son yıllarda ve günlerde bazı çağdaş profların saçma sapan beyanlarını, iddialarını ve hezeyanlarını okuyunca Gökyay üstadı hatırlamamak mümkün değil.

Bizde resmî ideoloji eğitimi yükseldikçe cahiliyet de o nispette artıyor.

İlköğretim tahsili bir yıldızlı cehalet…

Lise iki yıldızlı…

Üniversite üç yıldızlı…

Kara cüppeli Mefistolarınki dört yıldızlı…

Süperlerinki beş yıldızlı…

Gerçek ilim ve kültür öğretmeyen, yüksek ahlak ve karakter terbiyesi vermeyen bir eğitim aydınlık değil, karanlık doğurur.

İki türlü kıvılcım ve şimşek vardır: Rahmanî kıvılcım ve şimşekler, şeytanî kıvılcım ve şimşekler.

Rahmanî olanlar nurlandırır, şeytanî olanlar islendirir, kirletir, karartır, pisletir.

Müslüman bir memlekette militanca agresif İslam düşmanlığı yapanlar çok okumuş olsalar bile onlarda akl-ı selim, iz’an, insaf, terbiye, edeb yoktur.

On milyonlarca kızın ve kadının başörtülü olduğu bir ülkede tesettür düşmanlığı yapmak densizlik değil de nedir?

Bakın şu kara aydının hezeyanına… Çıplaklık uygarlıkmış, örtünmek gerilikmiş… Bana başını örten, elbise giyen bir hayvan gösterse ya…

O kadar okumuş ama tesettürün hakikî medeniyet, çıplaklığın bedevilik ve vahşet olduğunu anlayamamış.

Şu, İngiltere’de okumuş militan ateiste bakınız: Okuduğu ülkede, isteyen Müslüman kadınların sımsıkı kapalı gezebildiğini görmüyor… Yine o ülkede 85 Şeriat mahkemesi açıldığını da görmüyor? Kör müdür? Değildir ama basireti bağlanmıştır.

İngilterede okumuş ama utanmadan laiklik demokrasinin temel şartıdır diyebiliyor. Orada laiklik var mı? Yok yok yok… İngiltere hükümdarı hem krallığın, hem de millî Anglikan kilisesinin başıdır. Demokrasinin âlâsı da orada vardır.

Evet, basiretleri bağlı, kalpleri mühürlü, kulakları tıkaçlı olanların cehaletleri okudukça artar, katmerleşir, eski tabirle mürekkep ve muzaaf cahillik olur.

Rahmanın yolunu bırakıp da deccalların, süfyanların, kezzabların yolundan gidenler dışarıda iki üniversite okumuş olsalar ne çıkar, ne yazar…

Allah şerlerinden muhafaza buyursun.

Şeytanın, Deccalın aydınları…

* (İkinci yazı)

Genel Yoğun Yaygın Dedikodu Muson Yağmurları

Dedikodular… Dedikodu kültürü… Dedikodu holiganlığı… Dedikodu alışkanlığı ve bağımlılığı… Fena fi’l-dedikodu olmak… Her gün saatlerce şifahen, yazıyla, telefonla, dedikodu tv dinleyerek aktif veya pasif dedikodu yapmak, dedikodu kısır döngüsü içinde dönüp durmak…

İşte bütün bunlar:

1. Akıl ve ruh sağlığına zarar verir.

2. Dünya hayatına ve kişinin âhiretine zarar verir.

3. Ülkeye, halka, devlete zarar verir.

4. Bu dedikodularla birlikte iman ve Kur’an hizmeti yapılamaz.

5. Yoğun, genel ve yaygın dedikodu insanları ve toplumları delirtir.

6. Müslümanın vazifesi, dedikodu laklakiyatı ile ömür tüketmek değil; hayırlı ve salih amellerin neler olduğunu öğrenmek ve bu bilgisini hayata tatbik etmektir=uygulamaktır.

7. Dedikodu necistir, yapanı ve dinleyeni kirletir, günaha sokar, ruhunu karartır.

8. Müslümanın, bir dereceye kadar, olup bitenleri öğrenmek hakkı ve hürriyeti vardır ama dedikoduyla değil.

9. Ülkemiz ve toplumumuz beş aya yakın bir zamandan beri dedikodu muson yağmurları altında sırıl sıklam iliklerine kadar ıslanmıştır.

10. Herkes için söylemiyorum, bir kısım insanlarımız dedikodu manyağı haline getirilmiştir.

11. Dedikodular mâlâyâni sözlerdir, dedikodu yapmak, dedikodu dinlemek dinen günahtır, ayıptır.

12. Son beş ay içinde nereye gitsem, dedikodu dinlemek zorunda kalıyorum.

13. Büyük gerçek rahmanî ve râsih ulema ve fukaha, hakikî meşayihi-i kiram, kâmil mürşidler, salih ve ziyalı zatlar dedikodu kültürüne karşıdır.

14. Müslümanların dedikoduyu bırakıp, var güçleriyle faydalı bilgiler öğrenmeleri ve bunları hayata uygulamaları gerekir.

15. Dedikodu yapacağımıza beş vakit namaz seferberliği ilan etsek iyi olmaz mı?

16. Ümmet birliğini kurmak, Ümmet şemsiyesi altında toplansak iyi olmaz mı?

17. Hem kendimiz ilmihalimizi öğrensek, hem de halka öğretsek iyi olmaz mı?

18. Bilmeyenler, devletin açtığı bedava Osmanlıca kurslarına giderek okur-yazan Müslümanlar olsalar iyi olmaz mı?

19. Kadın ve kızların şer’î tesettüre (şeytanî tesettür değil!) girmeleri için etkili faaliyet ve propaganda yapsak iyi olmaz mı?

20. Devleti, halkı, ülkeyi ıslah etmeye çalışsak iyi olmaz mı?

BİR SORU: Olup bitenleri nasıl öğreneceğiz?.. Beş ziyalı, âqil, gerçek aydın kişi, Cemaat-İktidar kavgası, savaşı, yangını konusunda beş sayfalık bir rapor yazar, bu rapor milyonlarca halka duyurulur ve mesele büyük ölçüde halledilmiş olur.

UYARI: Bugünkü dedikodu tufanını, sellerini durduramazsak sonumuz iyi olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi