M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Feryat Ediyorum

Feryat Ediyorum

Yine cı­lız se­sim­le fer­yat ede­ce­ği­m… Müs­lü­man­lar Müs­lü­man­lar Müs­lü­man­lar! Si­zi uya­rı­yoru­m… Şu say­dık­la­rı­mı en kı­sa za­man­da terk et­mez­se­niz siz­le­ri çok ka­ran­lık gün­ler bek­le­mek­te­dir.

Bu terk edil­me­si ge­re­ken­ler ne­ler­dir?

Bi­rin­ci­si: Gün­lük ma­ga­zin­le­ri, de­di­ko­du­la­rı, in­cir çe­kir­de­ği­ni dol­dur­maz fâ­nî­lik­le­ri, fa­sa fi­so­la­rı, hiç­bir de­rin­li­ği ol­ma­yan gün­cel ha­di­se­le­ri, ge­ve­ze­lik­le­ri, zev­zek­lik­le­ri, mâ­lâ­yâ­ni­yi bı­ra­kı­nız, dik­kat­le­ri­ni­zi on­la­ra yo­ğun­laş­tır­ma­yı­nız.

İkin­ci­si: Gaf­le­ti terk edi­niz.

Üçün­cü­sü: Şey­ta­nî ku­run­tu­la­rı­nı­zı terk edi­niz.

Dör­dün­cü­sü:  Ayak­ta uyu­ma­yı terk edi­niz.

Be­şin­ci­si: Ya­la­ka­lı­ğı, yağ­cı­lı­ğı, med­dah­lı­ğı terk edi­niz.

Al­tın­cı­sı; Her tür­lü ho­li­gan­lı­ğı, mi­li­tan­lı­ğı, meş­rep fa­na­tiz­mi­ni, şu­cu­lu­ğu, bu­cu­lu­ğu, mü’­min­le­re düş­man­lık et­me­yi terk edi­niz.

Ye­din­ci­si: Pa­ra­yı ana de­ğer ka­bul et­me sa­pık­lı­ğı­nı terk edi­niz.

Se­ki­zin­ci­si: Kır­sal ke­sim, taş­ra, be­de­vî, â­ra­bî kül­tü­rü­nü terk edi­niz.

Do­ku­zun­cu­su: Ha­ram olan, bü­yük gü­nah olan is­ra­fı, lük­sü, aşı­rı kon­fo­ru, aşı­rı tü­ke­ti­mi,  şa­şa­ayı, deb­de­be­yi, tan­ta­na­yı terk edi­niz.

Onun­cu­su:  Tef­ri­ka­ya, fit­ne fe­sa­da, güç kay­bı­na yol açan bü­tün kö­tü­lük­le­ri, za­af­la­rı terk edi­niz.

Bun­la­rı terk et­mez, tek bir Üm­met ça­tı­sı al­tın­da ve teş­ki­la­tı için­de top­lan­maz, râ­şid âdil muk­te­dir bir İma­m’­a bi­at ve ita­at et­mez­se­niz ge­le­ce­ği­niz ka­ran­lık­tır.

Son yıl­lar­da bir kıs­mı­mı­zın eli­ne bir mik­tar hür­ri­yet, im­kân ve fır­sat geç­ti ve he­men ga­ni­met­le­re, ha­ram rant­la­ra sal­dır­dı­lar. Müs­lü­man­lar, mi­la­dî 732 ta­ri­hin­de Fran­sa­nın Po­iti­ers şeh­rin­de­ki sa­va­şı ga­ni­met top­la­ma fur­ya­sı için­de kayb et­miş­ler­di.

Âhir za­man­da Fı­ra­t’­ın ya­ta­ğın­dan çı­ka­cak ha­zi­ne­le­re sal­dı­ran­la­rın he­lak ola­ca­ğı­nı duy­ma­dı­nız mı?

Mı­sır­da olup bi­ten­ler­den ib­ret ala­ma­dık. Ora­da, dik­ta­tör­lük re­ji­mi­ne ka­fa tu­tan Müs­lü­man­lar idam edil­me­ye baş­lan­dı.  Mur­sî­’nin bir yıl­lık re­is­li­ğin­de Müs­lü­man­lar za­fer sar­hoş­lu­ğu­na ka­pıl­mış­lar ve ge­rek­li ted­bir­le­ri al­ma­mış­lar­dı. Za­ten ara­la­rın­da bir­lik de yok­tu. İh­van ile Nur Par­ti­si bir­bi­ri­ne düş­man­dı.

Üm­met bir­li­ği­ni yi­ti­ren ve bir­bi­rin­den ko­puk bin­ler­ce hi­zip­ten olu­şan bir yı­ğın, bir mo­za­ik  mu­zaf­fer ol­maz, ne­cat bul­maz.

İs­la­mın sos­yal ve si­ya­sî te­mel de­ğer­le­ri­nin ba­şın­da Üm­met bir­li­ği, uhuv­vet=kar­deş­lik, te­sa­nüd, vi­fak ge­lir. Bun­lar ol­maz­sa Müs­lü­man­lar zil­let­ten, esa­ret­ten, ye­nil­gi­den, sö­mü­rül­mek­ten,  ha­ka­re­te uğ­ra­mak­tan kur­tu­la­maz.

Böy­le gi­der­se Tür­ki­ye Müs­lü­man­la­rı­nın âki­be­ti­nin, Su­ri­ye Mı­sır Lib­ya Müs­lü­man­la­rı­nın so­nu­na ben­ze­me­sin­den kor­ku­yo­rum.

Düş­man­la­rı­mız ha­rıl ha­rıl ge­ce gün­düz bi­zi es­ki ka­ran­lık, kan­lı, ezi­yet­li gün­le­re sü­rük­le­mek için ça­lı­şır­ken biz ne­ler ya­pı­yo­ruz?

İçi­miz­de Üm­met Bir­li­ği, râ­şid ve âdil bir İma­ma bi­at ve ita­at için ça­lı­şan kaç ki­şi var?

Bu ha­ram ye­me­nin, bu rant­çı­lı­ğın, bu is­raf lük­sün, bu Süs­lü­man­lı­ğın so­nu ne ola­cak­tır? Ha­ram yi­yen­le­re Müs­lü­man de­mek müm­kün mü­dür, on­lar el­bet­te Süs­lü­man­dır.

Bir uyan­ma, top­lan­ma, to­par­lan­ma, bir­leş­me gö­rü­lü­yor mu?

Önü­müz­de­ki ay­lar­da ül­ke­miz Uk­ray­na­’ya dö­ner­se ne ya­pa­ca­ğız?

Düş­man­la­rı­mız iç sa­vaş yan­gın­la­rı çı­kart­ma­ya uğ­ra­şı­yor.  Bun­la­rı sön­dü­re­cek it­fa­iye teş­ki­la­tı­mız var mı?

Ya­kın ta­ri­hi­miz­de­ki ka­ra ve kan­lı gün­le­ri unut­tuk mu?  O zâ­lim İs­tik­lal Mah­ke­me­le­ri­… İdam edi­len İs­ki­lip­li Âtıf efen­di­le­r…  Da­ha ni­ce idam­lar, sü­rün­dü­rü­len ule­ma fu­ka­ha me­şâ­yih mü’­min­le­r…  Yı­kı­lan, sa­tı­lan, ki­ra­ya ve­ri­len ca­mi­le­r… Ka­pa­tı­lan med­re­se­ler, tek­ke-

le­r…  Di­nî ri­sa­le okur­ken ca­ni­ler gi­bi ya­ka­la­nıp tu­tuk­la­nan, ağır ce­za mah­ke­me­le­rin­de yar­gı­la­nan mü’­min­le­r… 

İs­la­mı, İma­nı, Ku­r’­anı, mu­kad­de­sa­tı âlet ede­rek ha­ram rant­lar yi­yen, ga­ni­met top­la­yan mü­na­fık­la­rı, ya­rı müh­te­di­le­ri, dün­kü sah­te mü­ca­hid­le­ri, bu­gün­kü yi­yi­ci mü­te­ah­hit­le­ri, din sö­mü­rüc­le­ri­ni, mu­kad­de­sat be­zir­gân­la­rı­nı içi­miz­den kus­maz­sak on­lar­la bir­lik­te ya­na­ca­ğız.

Ya uya­na­ca­ğız, der­le­nip to­par­la­na­ca­ğız, Ku­r’­ana Sün­ne­te Şe­ri­ata uya­ca­ğız, tek bir Üm­met olup, iş­le­ri ehil olan­lar­la da­nı­şa­rak gö­ren râ­şid bir İma­ma bi­at ve ede­ce­ğiz ya­hut mah­vo­la­ca­ğız. Se­çim bi­ze ait­tir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi